Ateş Sancak ,otuz yaşındaydı.Annesini fotoğraflardan tanıyordu. Birde kız kardeşi vardı . Uzaklardaydı. Kaçabilmişti bu hayattan lakin kendisi babasının yarattığı cehennemin iblisi olmak zorunda kalmıştı. O bu hayatı istememiş lakin yaşamaya mecbur bırakılmıştı. Günden güne yaşadığı bu hayat onu yeryüzünün en kötü adamı yapmıştı. Zaman, içindeki şeytani büyütüp tüm benliğini sarıp sarmalamıştı.
Yıllardır susmak bilmeyen şeytan nasıl olurda o kızın yanında ses çıkarmazdı.
" Sen değil ama ben onun kırılmasına dayanamıyorum artık" yıllardır her kötülüğü yaptıran içindeki şeytan, bir kıza yenilmişti.
Su perisine.
Acaba dedi genç adam . Çürümüş yüreğimi eski haline getirir miydi ?
İlayda Yalçın, 24 yaşındaydı. Mimarlık fakültesini bitirmişti.Annesi ölümcül hastalığın pençesinde , babası ise başka bir kadını onlara tercih etmişti . Annesinin tedavi parasını karşılayamıyordu genç kız . Bu yüzden bir şeytanla anlaşma yapmak zorunda kaldı.
Annesinin kalbi durmasın diye kendisi özgürlüğe çırpan kanatlarını durdurmuştu . Hayatında iblis sıfatına layık gördüğü adam ona cehennem kafesinden yer ayırmıştı. 280 gün o kafeste yaşamaya terk edilmişti.
Bazı geceler duygularını dökerdi genç adam.
Kendi kendine sorardı İlayda, çürümeye yüz tutmuş kalbin hâlâ nasıl atabiliyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM KAFESİNDEKİ GÜVERCİN
Novela JuvenilSiz annenizin hayatı için bir şeytanla anlaşma yapar mıydınız? Ben yaptım . Zorundaydım. Yoksa annemin gözlerimin önünde ölmesini izlemekten başka çarem olmazdı. Cehennem ateşine zıt düşen gözlerini gözlerime çıkardı." Su perisi, duygularına sahip ç...