7.Bölüm: Şeytanın Anıları

13 2 0
                                    

  Eline aldı küçük kız tezgahtaki aleti; Ufak dişliler ve altından yapılmış gibi görünen halkaların içine yerleştirilmiş mavi bir taştan ibaretti. Alete dokunduğu anda çarklar ve altın çemberler dönmeye başladı, merkezindeki taş ise hoş mavi bir tonda parlıyordu.

"Talia! Bu nedir?" Dedi küçük kız.

Talia, onun ablasıydı, aralarında kaç yaş farkı olduğunu bilmiyordu Enda ama Talia'nın kendisinden büyük olduğu kesindi.

  Yurtta beraber kaldıkları diğer çocuklar gibi doğum yılları net değildi. Bunu hep garipsemişti Enda, yurdun dışında tanıştığı her kez doğum tarihini biliyordu. Yurt müdiresi Elizabet onların hep gök yüzünden geldiğini söylesede buna artık inanmıyordu, nede olsa o artık büyümüştü ve böyle saçmalıklara inanması yersizdi.  En azından ablası böyle söylemişti.

"Boş ver, sen sadece çuvala at. Çıktığımız zaman bakarız."

"Zaten ufacık bir şey, kimse fark etmez." Diye düşündü Enda ve cebine attı ufak cihazı.

Aniden duyulan gürültüyle fırladı iki çocukta dükkandan,

"Çabuk gelin buraya, sizi yetimhane piçleri!"

   Sonunda pazardan çıktı iki kardeş, devasa kulelerin ve görkemli gökdelenlerin olduğu bir şehirdi burası. Onların kaldığı yetimhane ise şehrin varoş denilebilecek kısmında yer alıyor ancak büyüklüğü ve endamıyla oldukça zengin birilerine ait olduğunu fark ettiriyordu.

"Şey" dedi Enda "Cidden bu gerekli mi?"

"Tabi ki! Sonuçta bir gün bu sikik yetimhaneden kurtulacağız dışarıda hayatta kalmayı öğrenmeliyiz."

 Hala düşünceliydi Enda, bir süre ara sokakları turlarken sonunda durdular. Talia çuvalı alıp kaldırımın üstüne oturdu. 

"Bakalım neler bulmuşuz."

  Çuvala daldırdı elini ve sırayla bir sürü tuhaf ve açıkçası aşırı değerli olmadığı anlaşılan şey çıkardı. Bir tane yelkovanı kırık cep saati, küçük paslanmış bir oyuncak silah, balinaya benzeyen ve neyden yapıldığını çıkaramadığı bir biblo... Talia bu ıvır zıvırları kaldırıma yığarken içinden küfürler ediyor girdikleri dükkanı iyi seçmeleri gerektiğini düşünüyordu. 

"Anlaşılan orası bir hurdacıymış, hıh!  Neyse belki bunlara bir kaç kuruş veren çıkar."

   Tam hurdaları çuvala geri doldurmaya başlayacakken eline bir şey daha geldi. Oldukça küçük ancak ağır bir şeydi bu. Çıkardı soluk altın sarısı küreyi, Ende bunun o parlayan mavi taş olduğuna emindi ama şimdiki haliyle metal bilyeden farksızdı.

"Bunu sen mi aldın?" Dedi Talia Enda kafasını salladı

 "Ama aldığımda mavi mavi parlıyordu."

"Hıh!" dedi yine ve "Al sende kalsın yeniden parlamaya başlarsa bana gösterirsin."

Fırlattı küçük küreyi Enda'ya. Küreyle bir süre avucunda oynadıktan arka cebine koydu.

"Dediğim gibi bayan Elizabeth'e göstermek yok." 

Talia küçük kızı elinden tutuğu gibi yetimhaneye doğru adeta sürüklemeye başladı 

   "Anlıyorum bende oraya dönmeyi hiç istemiyorum ama bayan Elizabeth kaçtığımızı anlarsa... Neyse hadi yurda geri dönelim." Bir süre daha kızı çekiştirdikten sonuna istemsizce ikna etmeyi başardı.


   Kıvrılmıştı yatağın bir köşesine küçük Rozita ve hemen arkasından saçılan mavi ışıkla sıçradı. Daha önce görmediği kadar parlak ama bir o kadar da ürkütücü bir ışıktı, soğuk bir titreme tüm vücudunu kapladı. Heyecanla attı yorganı üzerinden, karanlık yatakhanede tek uyanın o gözüküyordu. Hemen yanında yavaşça inip kalkan yorgana gitti eli ve yavaşça sıyırdı. Enda ufak bir yastığa sarılmış mışıl mışıl uyuyordu, peki o ışık nereden gelmişti? Bunu öğrenmeden uyuyamazdı. Emindi o büyüleyici ışığın bir saniyeliğine de olsa tüm yatakhaneyi kapladığına. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 14, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AnuandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin