Bildiğiniz üzere Büyülü Okçu: İntikam kitabı final yaptı. Bu bölümde final bölümünden sonra gerçekleşen kısa bir kesit ile karşınızdayız. İyi okumalar!
Jackson büyülü yayı eline aldığında yayın enerjisi açığa çıkmıştı. O enerji sahibiyle buluştuğunda bir patlama yaşanmıştı. Enerji mağaradan çıkmış ve dünyadaki heryere, hatta bütün boyutlara yayılmıştı. Onun enerjisini tek hisseden Jackson değildi. Bu büyülü gücü hem dünyevi varlıklar, hemde dünyevi olmayan birçok varlık hissetmişti.
Büyülü yayın Jackson tarafından bulunmasının üzerinden tam tamına üç ay geçmişti. Bu süre zarfında Lana tekrardan köyünü eski haline getirirken, Jackson köyünden uzakta, ormanda bir kulübe inşa edip Amara ile birlikte olup dünyayı kurtarmış olmanın verdiği huzuru yaşıyordu. Artık tüm zorlukların bittiğini, sevdiği kadınla birlikte sıcak bir yuva kuracağını düşünüyordu ama yaklaşan tehlikenin farkında değildi.
Büyülü yayın asırlarca korunduğu, Jackson'un üç ay önce büyülü yayı bulduğu vadinin ağzından bir tane yüzü kapatılmış, beyaz pelerinli bir kadın giriş yaptı. Arkasından da dört adet şövalye, kadını ikili sıra şeklinde takip ediyordu. Şövalyelerin sağ elinde eski püskü kılıçlar bulunuyordu. Şövalyeler baştan aşağı karanlığın yedi kat tonuyla kaplanmıştı. Kafalarında siyah miğferleri vardı. Yüzleri görünmüyordu. Yüzlerinde sadece bir karaltı vardı. Görünmeyen yüzlerinden buhar çıkmıyordu. Onlar nefes almıyordu.
Üç ay önce bu vadide büyük bir savaş gerçekleşmiş, büyülü yayın peşindeki James'in askerleriyle vadinin büyülü silahı koruyan iskelet ordusu savaşmış, ve savaş Jackson'un büyülü yayı kullanmasıyla sona ermişti. Vadide sadece ölü bedenler vardı. Bu kadar sürenin ardından kar, cesetlerin üstünü kapatmıştı.
Kadının ve arkasından onu takip eden kişilerin bastıkları karın altı savaştan sonra artık koskoca bir mezarlığa dönüşmüştü. Hava buz gibiydi fakat şövalyelerin kendileri havadan daha soğuktu.
Birkaç dakika sonra kadın durdu ve dudağıyla büyülü sözler mırıldanmaya başladı. Yer sarsılmaya başladı. Karın içinden karnından ve kafasından okla vurulmuş bir ceset çıktı. Soğuk, cesedin vücudunu korumuştu. Kadın yerdeki cesete doğru eğilerek kalbine saplanmış olan oku çıkarttı. Büyülü yayı eline aldığında okun metal olan ucu parlamaya başladı. Kadın oku sımsıkı tutuyor ve gözü kapalı şekilde mırıldanmaya devam ediyordu. Mırıldanma bittikten sonra okun ışığı söndü. Kadın kapşonunu çıkarttı.
''Büyülü yay kullanılmış.'' dedi kadın.
Kadın 40 yaşlarında, 1.60 boylarında, kısa saçlı ve ciddi bir yüz yapısına sahip birisiydi. Kadın, şövalyelerine doğru dönerek onların omuzlarına teker teker dokundu. O onlara dokunurken oktan aldığı parıltı şövalyelerin içlerine işliyordu. Kadın ciddi bir ses tonuyla ''Büyülü yayı bedeli ne olursa olsun bana getirin!'' dedi.
Kadının sözünün hemen ardından dört şövalye tereddüt bile etmeden bir lavı bile saniyeler içinde donduracak kadar buz gibi bir havada koşar adımlarla gözden kayboldular. Kadın yerdeki oka baktıktan sonra başta sırıttı, sonra sırıtışı gülmeye ve hemen sonrasında kahkahaya dönüştü. Elindeki yay dondurucu havada alev aldı ve saniyeler içinde küle dönüştü. Bu kadın şövalyelerden farklı olarak insan gibi gözükse üşümüyordu. Ve bu kadın ileride büyülü okçunun baş düşmanı olacak Alicia'dan başkası değildi.
Bu bölüm artık 2. kitabın habercisi arkadaşlar. Büyülü Okçu 2: Ok ve Yay ilerleyen zamanlarda çıkacaktır. Ondan önce 1. kitapta halletmem, düzeltmem, geliştirmem, ve eklemem gereken bazı noktalar var. Ondan sonra hayalimdeki 1. kitap güzel bir şekilde tamamlanmış olacak.
Herkese sevgiler ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülü Okçu : İntikam
FantasyJackson çok eski zamanlarda adı sanı bilinmeyen köyde yaşayan hayatı eziyetle geçen zayıf bir gençtir. Bir gün köyü saldırıya uğrar. Köyden sadece kendisi ve kız kardeşi kurtulur. Onları usta bir okçu eğitir fakat kısa süre sonra ustaları ölünce Jac...