16. Bölüm: Amara

619 144 159
                                    

''Sizi öldürmeye çalışmıyoruz, sizi kurtarmaya çalışıyoruz. Bu ne demek oluyor?'' dedim. Bu esnada önüme ufak bir torba atıldı. Hemen ardından bir kaç torba daha atıldı. Lana'ya şaşkın gözlerle bakarken Amara ''Kaçın!'' diye bağırdı. Ben ne olduğuna anlam veremezken torbalar ardı ardına patlamaya başladı.

Etraf sisle kaplanmaya başladı ve önümüzü bile görememeye başladık. Arkamdan aldığım sert bir darbeyle yere yığıldım. Aynı şekilde göz ucuyla baktığımda kardeşim Lana da üç kişiyle mücadele etmeye çalışıyordu. Bunlar cadıların kostümleriydi. Bayılmadan önce son hatırladığım ayağa kalkmak için hareket alacakken arkamdan aldığım ikinci darbeydi.

Gözümü açtığımda bir tane adam beni uyanmam için dürtüyordu. ''Hadi uyanın.'' şeklinde sert bir erkek bana söyleniyordu. Yine karanlık bir odada, ama bu sefer sandalyeye oturtulmuş vaziyetteydim ancak bu sefer depoda değildik ve etrafımızda onlarca mum bulunuyordu. İçeride dibimizde duran iki tane adam, ben, kardeşim ve bir tane yaşlı erkek cadı.

Lana da mızmızlanarak uyandıktan sonra ''Uyanabilmenize sevindim.'' dedi yaşlı bir ses. Kafamda aldığım darbeden kalan bir ağrı vardı. Bir elimle kafamı ovarken diğer yandan kendime gelmeye çalışıyordum. Bir evin küçük bir odasındaydık. Havanın karardığını pencereden dışarıyı gördüğümde anlamıştım. Bir süredir baygın yatıyor olmalıydık.

Ufka odanın ortasında yaklaşık altı kişinin oturabileceği yuvarlak bir masa bulunuyordu. Masanın bir ucunda ben ve kardeşim Lana duruyorduk, diğer tarafta ise yaşlı bir adam duruyordu. Ak sakallı ve yüzü kırış kırıştı. Ellerinde çatlaklar vardı. Bu adam gördüğüm en yaşlı insandı. Bin yıldır yaşıyorum dese inanırdım.

''Sende kimsin?'' dedi Lana.

''Bu köydeki baş büyücüyüm Lana.'' dedi yaşlı büyücü.

''Adımı nereden biliyorsun?'' dedi Lana. Yaşlı adam tebessüm etti ve önünde duran çaydan bir yudum aldı. Lana ile birbirimize meraklı bir şekilde bakıyorduk.

''Cadı mısınız yoksa büyücü mü?'' dedim. Arkamdaki bir adam beni omzumdan sıkı bir şekilde tutarak ''Bu ne cürret?'' dedi. Canımın biraz yanmasıyla birlikte dişimi sıktım. Yaşlı büyücü adamına eliyle durmasını işaret etti. Adamın elini çekmesiyle birlikte bende rahatladım. Bu adamların büyü yaptıkları için dilleri zaten sertti, birde böyle sert kola sahip olması etkileyiciydi. Bu büyücülerin her yerleri ayrı bir tehlike saçıyordu. Acaba doğuştan mı güçlüydüler yoksa büyü yaparak mı kendilerini güçlendiriyorlardı?

''Misafirlerimize kibar davran Alex. Kendileri geleneklerimize oldukça yabancılar.'' dedi yaşlı büyücü. Kendisi tekrardan çayını yudumladıktan sonra ''Normalde bölgemize insanların girmesine alışkın değiliz. Siz bir şekilde algı büyümüzü bozup sınırlarımıza girmeyi başardınız.'' dedi.

''Ne yani insanları uzak tutmak için büyü mü yaptınız?'' dedi Lana. Hemen arkasındaki adam ''Siz insanları değil. Ölmeyenleri uzak tutmak için.'' dedi. Yaşlı büyücü arkamda duran adama işaret ettikten sonra arkamda bir kağıt sesi duydum. Adam ona doğru yaklaştı ve ona bir kağıt verdi. Tüylerim diken diken olmuştu. Aklıma ustamın bana verdiği harita geldi. Cadı ve büyücülerle yaşadıklarım, ve Amara ile tanışmam bütün dikkatimi dağıtmıştı. Harita şimdi yabancı ellere geçmişti. Onu yanlış bir şey yapılmadan almam gerekiyordu.

''Bunun ne olduğunu biliyor musun?'' dedi yaşlı büyücü haritayı göstererek.

''Evet.'' dedim.

''Algı büyülerimizin neden sizi engellemediği anlaşıldı. Elinizde büyülü bir nesne taşıyorsunuz. Sizi buraya getiren bu oldu.'' dedi büyücü. Lana bana korku dolu gözlerle şimdi ne yapacağız abi dercesine bakıyordu. Büyülü yayın sırrı yayılmaya başlıyordu. Bu da onu bulmak isteyenlerin sayısının artacağı demekti. Zaten başımızda büyük bir James belası vardı. Birde büyücülerle uğraşmak istemiyordum.

Büyülü Okçu : İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin