Sürekli bu cümleyi düşünmekten kendimi alamıyordum tam elimi kurutmak için peçete alacaktım ki "Başak " diye seslendi tanıdık bir ses ama ben geri seslenmedim"orada olduğunu biliyorum" diye tekrar seslendi ama bu biraz endişeli çıkmıştı. Hiç takmadan ellerimi bir güzel sildim ve çöp bidonuna attıp. "Tamam bunu sen istedin" dedi ve birden içeri daldığı an Mert 'in olduğunu anladım o anki şaşkınlığımla "ne yapıyorsun? burası kızlar tuvaleti" diyebildim. O da birden elimi tutarak "iyi misin?" Diye sordu tamam çok yakındık elim yanıyormuş gibi hissediyordum ve yavaş adımlarla az da olsa yakın olan mesafeyi uzattım "ağlıyorsun" dedi şaşkın bir şekilde aynaya baktığımda ağladığımın farkına vardım artık yüzüm pancar gibi kızarmıştı.
"İçecek bir şeyler ister misin ya da yiyecek en azından kendine gelirsin?" Dedi buna hayır diyemezdim boğazımdan bir şey geçmesine ihtiyacım vardı. Beraber koridordan yürüyerek kantinin olduğu büyük bir köşeye geldik görünürde Yankı yoktu öğlen tenefüsü olduğu için baya bir geçmek bilmemişti zaten bu geçen süre derslerde uyumaktan başka bir şey yapmamıştım. Boş bir masaya sandalye çekip oturdum.
"Ben ikimize de alıp geliyorum" dedi ve uzaklaştı. Geri döndüğünde elinde iki tane şeftali aromalı ice tea ve iki tane de tost vardı."şeftali aromalı aldım sever misin ?" Hiç bekletmeden "tabiki de bayılırım bu arada teşekkür ederim"biraz bekleyip belki de beklememem lazımdı "her şey için" o da cevabı bekletmeden "önemli değil hadi tostunu soğutmadan bitir" dedi ben de tostumu büyük bir istekle ısırırken arada ice tea'mi içiyordum mükemmeldi . Ama neden tuvaletten benim elimi tutmuştu ben de salak gibi izin vermiştim hiç bir fikrim yok fakat bana bu ilgisi garip bir şekilde tuhaf geliyordu.
"Bu arada sana kırgınlığım geçmedi hala sana kızgınım" dedim Yankı ile kavga etmeleri pek yakıştırmadım.
"Başak sana itiraf etmem gereken bir şey var ve artık bunu saklayabileceğimi düşünmüyorum" acaba benden saklayamadığı ne diye düşünmeye başladım... aaa hayiır o olmamalı yani eğer oysa .
"Seni gördüğüm ilk andan beri hoşlanmıştım" dedi evet düşündüklerimden sadece bir tanesiydi şaşkınlığımı gizleyemeden"ne!" Dedim Mert birden yüzünü elleriyle kapattı utandığı herhalinden belliydi ve o anda zil çalmıştı ve her zaman tam zamanıydı bir anda olaylara inanamadım ve istemsiz olarak koştum sınıfın önüne gelince yavaşlayarak durdum nefes nefese kalmıştım. Omzuma bir elin dokunduğunu hissettim Mert diye tahmin ettiģimden kimin olduğuna bakma ihtiyacı hissetmedim. Hayır beni birden durdurduğunda Yankı'yı gördüm şaşırmadım değil ama ona zaten kızgındım "pardon ya seni Derin sandım" dedi yeter ya o anda Mert birden elimi tuttu neye uğradığımı şaşırdım artık kendime itiraf edemesem de elimi tutmasından rahatsız oluyordum sonuçta onu sadece arkadaş olarak seviyorum ötesi olamaz."seni o herifin yanında görmek istemiyorum" diye kulağıma fısıldadı Yankı' ya baktığımda ifadesiz mavi gözlerle Mert'in tuttuğu elime bakıyordu içimden tek kelime geçiyordu beter ol! "Mert sen kimsin ki yani sürekli elimi falan tutuyorsun ben sadece seni arkadaş olarak seviyorum anlamıyor musun?" Dedim Mert'e dönerek "anlamıyorum çünkü seni seven adam benim" o sırada Yankı koluma dokundu elimi Mert'in elinden çekmek istiyordum ama o kadar sıkı tutuyordu ki birden Yankı'ya dönerek "sen Derin salağını aramıyor muydun?" Diye tersledim. Mert'e dönerek "elimi bırak canımı acıtıyorsun" dedim ve yavaş yavaş eli gevşedikten sonra çok hızlı bir şekilde elimi onun avcundan kurtardım. Sınıftan çantamı alarak çıkışa koştum bahçenin o güzel temiz havasını içime çektim. O sırada Mert seslendi nefes nefese kalmıştı koşarak geldiği belliydi.
"Başak, Başak dur" arkamı döndüğümde gözlerimiz buluştu. Tam gòzümün içine bakıyordu. "Başak lütfen gitme bak konuşalım" dedi. "Ne konuşacağız ?" Dedim
"Yankı yüzünden aramızın bozulmasını istemiyorum" dedi ben hiç durur muyum."Yankı yüzünden aramız falan bozulmayacak tek sorun beklemediğim zaman bana saçma sapan 'seni seviyorum' dedin kuş beyinli" gerçekten bunları sòylediğime inanamıyorum daha okula yeni gelmeme rağmen şu üç günde yaşadıklarıma inanamıyorum her gittiğim okulda bunları yaşamama inanamıyorum. Şimdi de Karşıma geçmiş pis pis sırıtıyor gel de sinirlenme!ve birden kolumu tuttu " seni seviyorum" dedi ardından bekletmeden" Başak ben senden cidden hoşlanıyorum önce bir süre kendime itiraf edemedim neyse lafı uzatmaya gerek yok benimle çıkar mısın?" Hayır bu olmamalıydı ama o hâlâ kolumu tutuyordu "b ben ne diyeceğimi bilmiyorum" o sırada acayip bir şekilde okulun kapısına bakma isteği duydum sanki izleniyorduk. Kafamı okulun kapısına çevirdiğimde Yankı'yı gördüm nerdeyse küçük dilimi yutacaktım. Ona baktığımı fark etmiş olmalı ki gözlerini kaçırdı. Sonra Mert'e döndüm beni izliyordu. "Mert belki de sadece arkadaş kalmalıyız"dedim. Mert hemen "ben arkadaş kalmak istemiyorum ben sana sahip olmak istiyorum" dedi birden aklıma kuzenim Ayça ile eskiden hep oynadığım evcilik oyunu geldi o zaman da birbirimizle 'hayır ben anne olucam' kavgaları yapardık .
"Ama Mert ben seni arkadaş olarak seviyorum" o sırada hayal kırıklığı ile başını eğdi ve sonra "belki deneyebiliriz " dedi bize yaklaşan o ayak seslerini duydum. Yankı yanımıza yaklaşıyordu anlık bir kararla "tamam "dedim Yankı'nın gözünün içine baka baka ama bunu sonra Mert'e söyleyebilir miydim hiçbir fikrim yok keşke olmaz deseydim sırf Yankı'dan intikamımı almak için yaptım inşallah Mert'e söylediğimde anlayışla karşılar beni lütfen lütfen diye düşünürken Yankı çoktan çıkış kapısından çıkıp gitmişti. O an Mert duyduklarına inanamıyormuş gibi "gerçekten mi?" Dedi ben de bekletmeden "sanırım" dediğimde birden bana sarıldı"seni seviyorum sevgilim" ellerim boşlukta sallanıyordu ve yavaş yavaş omzuna koydum"sadece deneyeceğiz unutma"dedim asla ileri gitmesini istemediğim için o da hemen sarılmayı bıraktı "bana bu da yeter sevgilim" dedi "hı bir de sevgilim demeyi kesersen çok daha iyi olur" kimsenin bilmesini istemiyorum yoksa bu işin içinden çabuk sıyrılamam."tamam sevgilim" dedi ve ben de omzuna hafifçe geçirdim o da acımış numarası yaptı servislerin olduğu çıkış kapısına doğru yöneldik. Tam o sırada zil çaldı okuldan bir yığın insan geçti okulun çıkış saati olduğunun farkına varmadık bile tüh be ! son dersi kaçırmıştım kesin o pos bıyıklı olan müdür yardımcısının odasını boyladığımızı düşünürken Mert beni durdurdu "burada sevgilin varken servisle mi gideceğini düşündün. Hadi bin seni bırakayım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tesadüf
Novela JuvenilTESADÜF SADECE BİR BAŞLANGIÇTIR... Tesadüfle dolu bir aşk hikayesi... Yeni şehir , yeni arkadaşlar ve tesadüf bir aşk hepsi Başak'ı bekliyor.Başak'ın hayatı artık kıskançlıklar ve tesadüflerle olacak. Ne de olsa aşk tesadüfleri sever... Bakalım...