Sabah kalktığımda saat 7.05 'ti bir an telaşlandım tabi köşeli jetonum sonradan düştüğü için , yes be bugün TATİLL. Aklıma dün geceki şaşkınlığım geldi hakkatten Yankı benim soyadımı nerden öğrenmişti? Her neyse ona karşı bir çok şey hissediyorum ama beni kıskandırınca ya da kırdığı anda ondan adeta nefret ediyorum acaba o da aynı şeyleri hissediyor mu bana karşı? Bir yandan da Mert'e ne zaman söyleyeceksin diye soruyorum kendime aslında onu bugün bir şeyler konuşmak için parka yürüyüşe çağırabilirim . Offf sabahın köründe bunları düşünüyorum tabi vicdan azabı çekiyorum burda onu seviyorum ama çıkacak kadar değil aslında Yankı ile çıkmak isterdim sonuçta ona aşık değil miyim? Off yat aşağa Başak.
İkinci kez uyandığımda saat 9.20 'di hemen yüzümü bol suyla yıkadım. Uzun sarı saçlarımı bir güzel tarayarak ev topuzumu yaptım evet bu kez daha iyi görünüyordu. spor kıyafetlerimi giydikten sonra kulaklığımı ve telefonumu aldım ve tabi ev anahtarı . Anneme de yürüyüşe çıkacağımı haber verdiğimde çoğu anneler gibi öğütler verdi de verdi yok daha yeni taşınmışız fazla uzaklara kadar gitmemeliymişim de falan yani. Apartmandan çıktığım anda Mert'i aradım bizim apartmanın yakınındaki parka gelmesini söyledim zaten evlerimiz hemen hemen yakın olduğu için yol tarifi gibi uzun bir konuşmaya da gerek olmadı . Evet kararım net bu kez kesin söyleyecem herşeyi -vicdan azabına stop-. Kulaklığımı kulağıma takıp müziğimi de açtığımda yavaş tempoda parka koşmaya başladım.
Parka vardığımda gördüklerimle dona kaldım... Yankı ve yanındaki kız hatta ikisinin elinde de pamuk şeker vardı ve kız Yankı 'nın yanağına uzanıp sulu bir öpücük kondurdu. Şimdi 'hadi canım kızın sulu sulu öptüğünü uzaktan nerden gördün yeme beni' diyeceksiniz ama tabiki ben yakındaki ağacın arkasından gizli gizli baktığım için yemicem sizi. Şu an kendi espirimden ciddi ciddi iğreniyorum. Eyvah Mert geldi lanet ya.cidden malım ben çocuğu ben çağrıyom bir de lanet diyom Allah benim tepemden baksın . Altına benim aksime pantolon ve üstüne de beyaz bir gömlek giymişti ama beyaz gömlek hakkatten yakışmış saçları ise joleliydi. Ben onun üstündekileri incelerken "selam güzellik" hayatım boyunca hep iltifatlardan nefret etmişimdir utandığîm için değil hep sarı saçlarımla dikkat çekip insanların uzaylı bakışlarına maruz kaldîğım için. "Selam " diyerek karşılık verdim allahtan Yankı ile o zibidi gitti ha birde Mert 'in diğer taraftan gelmesiyle de şanslıydım. "Bir sorun mu var?" Evet tam zamanıydı şimdi söylemezsem bir daha hiç söyleyemem diyerek geçirdim içimden"Başak bir sorun mu var neden suskunsun?" " yani sana söylemem gereken şeyler var söyleyeceklerimden sonra bana istediğin kadar kızabilirsin ya da ne istiyorsan yap ama seni üzmek amacım olmadığını da unutma " ama lanet ki onu az önce söyleyeceklerimle hayal kırıklığına uğratacaktım. "Başak sorun her neyse açığa kavuştursan diyorum ben de bir anlasam fena olmazdı" deyip sırıttı. Gözlerimi kapatarak " Mert aslında ben seni arkadaş olarak gördüğümü biliosun" gözlerimi tekrar açtım "lanet ki aslında ben Yankı 'yı kıskandırmak için ha bir de seni kırmamak için senin çıkma teklifini kabul ettim ben seni zaten arkadaşım olarak kabul ediyorum" dedim ve tepkisini ölçtüm daha önce yüz defa onu arkadaş olarak kabul ettiğimi dile getirdiğim için tepkisi normaldi bir an gerçekten başka şeyler yapacağını düşündüm tövbe tövbe. "Seni hakkatten anlamıyorum francisco lachowski gibi bir tiple çıktığın için şanslı olduğunu düşünmen gerekirken duruma bak. tamam la her ne kadar kullanılmış peçete gibi o malak herif yüzünden beni kenara atsanda seviyorum seni işte" deyip gülümsedi kesinlikle onu hak eden kişi ben değilim çünkü ben ona aynı şekilde bakamıyorum her ne kadar francisco lachowski 'ye benzese de."gerçekten söyleyeceklerin bu kadar mı iyi de sen Yankı'dan ölümüne nefret ediyorsun nasıl bu kadar kolay es geçtin?" "Hâlâ anlamıyorsun değil mi ben senin mutlu olduğunu görmek istiyorum eğer ben seni mutlu edemezsem asıl vicdan azabını yaşarım hani deneyelim demiştim ya şimdi daha iyi anlıyorum sen o malakla daha mutlusun ben sana o mutluluğu veremem" rüyada mıyım ben ?? Çocuk bir tek beni düşünüyor. " yani bana küsmedin veya darılmadın ya da trip atmayacan dimi"
"Yani yanağama bir öpücük alsam fena olmazdı" kıkırdayıp yanağına öpücük kondurdum " anlayışla karşıladığın için teşekkürler" koluna girip öylece yürümeye başladım ."eee ne yapmak istersin?" Düşünür gibi yaptım "sinema!!" Diye bağırdım."sakin şampiyon " kıkırdayarak karşılık verdim. "Yalnız bir sorun var benim üstüme bir şeyler giymem lazım .ilk bizim eve yürüyelim ya da sen burda bekle ben hemen eve koşa koşa gidip üstümü giyerim" diyerek seçenek sundum o da bekletmeden"kusura bakma o yolu bu sıcakta çekemem" dedi bende koşa koşa sokaklardan geçtim sonunda vardığımda nefes nefese kalmıştım binanın kapısını açarak bizim daire olan en üst kata çıktım anahtarı sola çevirerek hızlıca açıp içeri geçtım anahtarı çekerek kapıyı kapattım ve sehpanın üzerine koydum. Hızlıca merdiveneri çıkarak odama girdim ve üstümdekileri çıkardım dolabımdan alel acele bir açık mavi pantolon ve boyun kısmından sarkan ve kalpli zinciri olan yoğun olarak sarı ve yine açık mavi rengindeki gömleğimi aldım ve hızlıca giyindim sporlarımı da katlayıp geri dolaba yerleştirdim. Niyahet üstüm hazırdı sıra uzun sarı saçlarımda . Banyoya geçip saçlarımı ıslatıp taradım ve güzel bir at kuyruğu yaptım saçlarım düz olduğu için saçlarımla fazla sorun yaşamıyorum. Gözüme eyeliner'ımı sürdüm ve dudağıma çiçekli parlatıcımı sürdüm hazırım. kendimi aynadan incelediğimde eyeliner'ın mavi gözlerimi belirginleştirdiğini ve parlatıcının güzel durduğunu gördüğümde kendimle gurur duydum. Hemen bir çanta alıp içine telefonumu koyarken"kızım nereye?" Annemin sesiyle irkildim "korkuttun beni arkadaşımla sinemaya gidiyorum"
"Kızım kahvaltı yapmıcan mı ?" Hakkatten kahvaltı yapmamıştım!!! " annecim arkadaşım parkta bekliyor çabuk çıkmam lazım gelirken simit sarayı görmüştüm ordan bir şeyler atıştırırım" annem biraz duraklayarak "peki ama o karnın doymazsa benim içim rahat etmez" deyip bana sulu öpücük kondurdu geri çekildiğinde " anne rüyanda beni açlıktan ölürken mi gördün naptın ne bu duygusallık" dedim o da hemen ciddileşerek " çan çan edip durma hadi" deyip beni kendime getirdi baya bir geç kalmıştım anında ayakkabımı giyip çıktım . Koşarak simit sarayına vardığımda iki tost simit ve su alarak parka koştum. Vardığımda Mert banka oturmuş sanki sıkıntıdan patlıyacakmış gibi gözüküyordu hemen yanına oturup tostumdan ısırık aldım Mert bana boş boş baktığını gördüğümde diğer tostu ister misin anlamında ona uzattım"afiyet olsun istemiyorum bu arada geç kaldığına deymiş" deyip göz kırptı ben de " kes ya" dedim"hadi çabuk bitir burda sabahlamak istemem" ben de Allah ne vermişse daldım tosta ikisi de bitiğinde Mert ayaklandı ben de suyumu açıp bir kaç yudum içtim"bugün seanslarda cin garazi varmış" dedi telefonunan bakıp "süper korku filmlerine bayılırım"dedim o da şaşırmış gibi yaparak "kızların daha çok romantikliğe taktığını sanardım" beraber yavaş yavaş yürürken
"Ne olmuş ben korkuya taktıysam"diye cevabı yapıştırdım. İçimdeki ses :'yürü be Başak sok yerin dibine' diye çığlıklar atıyordu .
"Sakin şampiyon bir şey olduğu yok" dedi ben de kıkırdadım ve onun arabasına vardığımızda birden ciddileşerek "mert, ben dün tamamen sormayı unutmuşum çok rahat bir gün geçirdiğim söylenemez sen beni dün arabanla bırakmıştın peki senin ehliyetinin olması mümkün değil" dün garip bir gündü ve eşekliğim ise bunu farketmememdi ve onun arabasına saf gibi binmem. "Mümkün çünkü ben senden büyüğüm." O arada ikimiz de arabaya bindik . Arabayı adeta ustasıymış gibi kontrollü kullanması içimi bayağı bir rahatlatmıştı aksine şu yaşımda ölmek istemem. Derin bir nefes aldı sanki acı çekiyormuş gibi"annemle babamı yıllar önce trafik kazasında kaybettim ve bütün miras bana kaldı bu zamana kadar babannemler baktı bana ben de modellik yapmaya başladım ve kısa süre içinde tanıdık hale geldim hatta bir çok insan fransisco lachowski'den farkım olmadığını iddaa ettiler" gerçekten de farkı yoktu ama model olduğunu şimdi öğrendiğim için çok şaşırmıştım genellikle modayla alakam yoktur."ben bilmiyordum sana annenle babanı hatırlatıp üzdüğüm için özürdilerim" o da içtenlikle gülümsiyerek " yoo hayır özürdileme" sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi hevesle bana döndü biraz rahatsızlanarak yerimden kıpırdadım sanki biri bizi izliyormuşçasına...
"Senden son bir şey istiyorum" ben de devam et anlamında başımı salladım göz ucuyla camdan dışarıya baktığımda Yankı 'yı görünce affalladım Mert'e baktığımda çok yakınımda olduğunu fark ettim ve biraz daha cama yapıştım tekrar cam tarafına Yankı'nın ikimize de öldürücü bakışlar attığını görünce harbiden tırsmaya başladım "ne is-" sözümü kesen dudaklarımın üstünde hissettiğim dudaklar oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tesadüf
Teen FictionTESADÜF SADECE BİR BAŞLANGIÇTIR... Tesadüfle dolu bir aşk hikayesi... Yeni şehir , yeni arkadaşlar ve tesadüf bir aşk hepsi Başak'ı bekliyor.Başak'ın hayatı artık kıskançlıklar ve tesadüflerle olacak. Ne de olsa aşk tesadüfleri sever... Bakalım...