Her hafta sonu olduğu gibi o gün de köye gidecektik ben salonda telefonumla uğraşırken Annem " Sılaaaa ekmek için olan domates tohumlarını aldınmı" dedi bende arabanın bagajına koyduğumu söyledim kulaklığımı kulağıma taktım ayakkabımı giydim önce küçük kız kardeşim yağmur sonra da arabaya ben bindim babam arabayı biraz yavaş sürüyor du bu benim canımı
durduk yere sıkıyordu. Biraz kendimden bahsedeyim ben, gözleri
ela olan saçı koyu kahverengi, saçı omzuna kadar gelen bazen çok takıntılı bazen gram umursamayan 1.60 boyunda bi kızım,
Genelde cinle ilgili rüya çok görüyorum ve aslında bu sebeple köye gidiyorduk biraz huzur için en son gördüğüm rüyada bi cin elini masaya vurmuş bana sinirli sinirli konuşuyor du bende o rüyadan çığlıkla uyanmıştım 12 bloklu sitenin a blogunda 14 katlı binanın 9. Kattında oturmamıza rağman sesim bayağı yüksek ve tiz çıkmıştı annemleri ve siteyide uyandırmıştım neyseki çok bişey olmamıştı.
köye giderken saat epey geç olmuştu ama saate baktığımda 18:00 idi yaz ayında olmamıza rağmen,hava erken kararmıştı. Yolda giderken bi domuz sürüsü gördüm tam saymadım ama 9 tane idi sonra benim yaşlarımda birinin motorla hızla ve büyük bir gürültüyle önümüzden geçerken gördüm gözlerinin rengi okadar güzeldi ki bana bi an göz kırptığını fark ettim telefonumla uğraşacakken yanlışlıkla kamerayı açtıp ve fark ettim ki utançtan kızarmışım köy deki eve vardığımızda, arabadan iner inmez oradaki arkadaşım Tuğba'nın evine gidip "gece parka pikniğe gidelimmi annende gelir ne dersin ya" dedim
bu bizim her Yaz ayında 5-6 defa yaptığımız bir şeydi Tuğba da tmm deyip annesine söyledi sonra ben eve gittim ve annemide park için ikna ettikten yarım saat sonra kapı çaldı ve Tuğba'nın koluna girip parka gittik benim annemle onun annesi kanka gibiydi ve onun kardeşi hülya, benim kardeşim yağmur çok iyi anlaşıyordu ve bu bizi çok sevindiriyordu parka geldiğimizde her zaman parkın 200 metre ilerisindeki mezarlığın kapısına kadar ilerler daha sonra geri dönerdik çünkü konuşucağımız çok şey vardı ve. annelerimizden gizli ve özel şeylerdi bunlar genelde Tuğba canlı yayın açar bende onunla konuşurdum, ama bu seferki yürüyüş farklıydı gene yürüyorduk önümüzden gri renkte bir Caddy marka araç geçti içi içki içmiş ve içmekte olan erkek doluydu içi yanımızdan hızla geçerlerken bize bağırdılar ve tabi ben kendimi tutamadım ve sövdüm onlara onların araba camları açıktı bizi duydularda "r"viteste
Geri geri bize doğru geliyorlardı bi evin bahçesinin deposunu fark ettim ve Tuğba'nın elinden hızla tutup "gel ve hızlı ol" dedim bahçeye açık bir telin altından girdik sonra deponun aralıklı kapısını sessizce açtık eski olduğu için kapı biraz gıcırdadı o arabadakileri deponun kapısından görebiliyorduk arabadan inmiş bizi arıyorlardı tamda o sıra Tuğba canlı yayında biriyle konuşuyordu onun için depoda bi ışık Düğmesi arıyordu bulduda sonra lambayı açtı.
İçerisinin çok güzel olduğunu sonradan fark ettim ben etrafı incelerken ensemde birinin nefesini hissettim arkamı dönmemle burun buruna gelmemiz bir oldu kahve çekirdeğinin
En açık tonuna sahip çok güzel gözleri vardı
Ya saçları onlar hafif kızılla koyu kahverengi
Arasında bi tondu teni soluktu dudakları mükemmeldi kaşında bi çizik vardı sanırım onu o an öpmek istedim ama Tuğba'nın bana seslenmesiyle bi anda kayboldu ama bana
O motordaki çocuğu andırıyor du evet biraz ürkmüştüm Tuğbaya bahsetmedim olanlardan
Biz tam depodan çıkacakken benim sakarlığım tuttu depo kapısının yanındaki Çelik kovayı
Ve içindeki suyuda devirdim büyük bir gürültüyle devrildi. Ev sahipleri bahçeye inip
"Gecein bu saatinde buda ne işiniz va be hanım gızla" diye şive ile konuştu biz de anlattık tabi arabadaki erkekleri, neyseki ev sahibi kadın ve kocası bizi anladı sonra biz gene mezarlığın kapısının önünden geçip gidiyordukki mezarlık kapısından biraz kahverengi biraz kızıl tonlarda açık kahverengi gözlü bi keçi geldi mezarlık kapısından çıkar çıkmaz kapı öyle bi gürültüyle çarpıldıki, üstüne parka kadar keçi bizi kovaladı. Parka vardığımızda hala koşuyorduk annemler neden koştuğumuzu sordu bizde bir keçinin bizi kovaladığını mezarlığın oraya kadar gittiğimizi söyleseydik büyük ihtimalle bir daha bizi akşam parka çıkartmazlardı bizde bi köpeğin kovaladığını söyledik akşam köydeki odama uyumaya gittiğimde tavana bakarak uyuyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kepirli köyündeki erkek cin
Dla nastolatków1 Mayıs 2022 Gününüz güzel geçiyordur umarım ayucuklarım Eyer geçmiyorsa umarım güzel geçirirsiniz. Siz bunları okurken ben kim bilir belki de kaçıncı cinli kabusumu görüyor olacağım, bu kitabın içinde gerçekler de var kurgularda biraz gerçeklerin...