°Ev sahibi-kiracı°
Seme:zhan
Uke: yibo
•Hardımsı•
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆Zhan'ın eve gelmesine 15 dakikadan az bir süre kalmıştı. Üstüme mayomu geçirip ortak havuza doğru ilerledim. Aşağıya indiğimde diğer evlere baktım. 4 adet villa bulunan küçük bir siteydi, site zhane aitti. Aslında burada sadece kendisi kalıyordu. Bana bir şart sunmuştu, bende kalacak bir yere ihtiyacım olduğu için mecburiyetten bana sunduğu şartı kabul ettim. Ilk başlarda bile ufaktan hoşuma giden şey bir süre sonra zhan'e bağımlı olmamı sağladı.
Birkaç hafta önce:
Önünde durduğum evin büyüleyiciliğine kendimi kaptırmıştım. Birinin bana seslenmesiyle irkildim."Wang Yi Bo sen misin?" Hemen sesi geldiği yere döndüm. Karşımdaki adam herşeyden daha iyi duruyordu sanki dünya dışı bir varlık gibi, sesimi engelleyemeden kekeleyerek çıkmasını sağladım.
"E-evet benim siz xiao zhan olmalısınız."
Sadece kafasını sallayıp içeriye doğru ilerledi. Girişte çitler vardı bu sayede evin içi gözükmüyordu tamamen camekandı havuza dogrut bakan kısım aşırı güzel duruyordu. Zhan direk önümden salon olduğunu tahmin ettiğim yere yürümeye başladı. Hemen arkasından onu takip ettim. Salona geçip direk koltuğa oturdu. Tam karşısında duruyordum oturmaya yeltenmemiştim.
Bakışlarını ayaklarımdan itibaren alaycı bir ifadeyle tüm vücudum da gezdirdi. Hafifçe yerimde kıpırdandım, kıpırdandığım da alaycı bakışlarını tam gözlerimin içine sabitledi.Hareketleri beni aşırı derecede kendine çekiyor ve ben bunu engelleyemiyordum. Koltukta oturuş şekli bile ona itaat etmemi sağlayacak şekildeydi. Bakışlarımı ondan çekemiyordum. Kaç dakika geçtiğinden emin değildim ama sadece bakışları bile beni tamamen etkisi altına almasını sağlamıştı. Zhan'ın bundan oldukça farkında olduğu belliydi ve bilerek hareketlerini ona göre yapıyordu. Dilini yavaşça dudaklarında gezdirmesiyle tüm odağım orada kalmıştı.
Bir anda hafifçe küçük küçük oksurdugunde bakışlarımı gözlerine çevirmiştim. Alaycı bir ifade ile bana bakmaya devam ediyordu.
"Tabiki bu evlerden birinde yaşayabilirsin."
Bir anda duyduğum şeyle şaşırmıştım bu kadar kolay mıydı? Minnetle yüzüne bakıp tebessüm ettim.
"Ama bir şartım var."
Sesi bile aşırı etkiliydi. Hızlıca kafamı salladım ne söylerse yapabilirdim. Benim kafamı sallamamla alaycı bir kıkırtı döküldü dudaklarında.
"Ben ne zaman istersem bana sakso çekeceksin."
Ilk önce şoka uğrayıp sonrasında ise güldüm.
"Anladığım kadarıyla benimle dalga geçiyorsunuz şimdi gerçek şartı söylemelisiniz."
Gözlerinde alaycı bir ifade olsa bile hala ciddi duruyordu. Şaka yapmadığını fark ettiğimde bir adım geriye doğru sendeledim. Başımı yere eğmiştim. Geriye dönüp evden kaçmayı düşünürken gerçekler suratıma çarptı kalacak hiçbir yerim yoktu. Eğer şimdi gidersem sokaklarda kalacaktım. Sokaklarda kalırsam başıma daha kötü şeyler gelebilirdi. Derince yutkundum. Çaresizlikle başımı salladım. Hafif kıkırtısı ortamı doldurdu. Yere sabitli bakışlarımı ona yönelttim.
"Şuan istiyorum."
Ağzından oldukça sakin dökülen sözlerle ona baktım ağzımdan küçük bir şaşkınlık nidası kaçtı. O ise sabırla tekrar etti.
"Şuan burada bana sakso çekmeni istiyorum wang yi bo."
Şok içinde ona bakmaya devam ediyordum. Yerimden milim bole kıpırdayamamıştım.