Şarapnel-8; Ev

177 8 0
                                    

Artun'un evine geldiğimizde neden anında teklif sunduğunu çözmüştüm. Ev üç katlıydı. Sonuçta, korumalar ve hizmetçiler haricinde tek kalıyor değil mi? Kapıdan içeri girdiğimizde dış görünüş yine aldatıcı çıktı. Evin dış cephesi açık renklerdi ama içerisi ağırlıklı olarak gri ve siyahtı. Evi incelemeye devam edip Artun'u takip ettim. İki kat çıktıktan sonra geçmişten bir anı hatırlamış gibi buruk bir şekilde gülümsedi. Ben de hala ikinci kattaki oda kapılarını inceliyordum. Birkaç dakika kapının önünde dikildik.

"Bu oda üç yıldır açılmadı, senin işin de biraz aceleye geldi o yüzden çok tozlu. Ben Esme ablaya söylerim temizler." dedi ve cebinden anahtarı çıkarıp kapının deliğinde iki kez çevirdi. Sanki ağır çekimde hareket ediyor, azıcık daha hızlı olsa ya!

"En azından yabancıya gitmemiş oldu." deyip, on beş saniyedir elini öylece koyduğu kapı kolunu indirdi. Gri kapı gıcırdaya gıcırdaya açıldı ve gördüğüm en mükemmel oda karşıma çıktı.

"Vay canına... Bu, biraz fazla ağır olmadı mı? Misafir odanız falan yok mu?" diye sordum gözlerim açılırken.

Odada beyaz, gri ve siyah vardı. Yüksek ihtimalle eskiden bir erkek kullanıyordu. Duvarlar tam beyazdı, dolap ve masa griydi ve yatak siyahtı. Örtü ve perdeler bile siyahtı. Duvarı kaplayan bir de kütüphane koyulsa, neredeyse kendi odam sanabilirdim.

"Tam senlik. Her anlamda. Neyse, sen akşama kadar yerleş ve dinlen. Yemeğe çağırırım." deyip odadan çıktı. Ben eşyalara dokunarak içimden hayret nidaları dökerken içeri yaşlı bir kadın girdi. Kocaman gülümsemesine ben de aynı şekilde gülümseyip elimi uzattım.

"Siz, Esma hanım olmalısınız. Simirna ben de."

"Hanım değil yavrum, teyze diyebilirsin." dedi ve biraz düşünür gibi yapıp beni inceledi. "Hatta anne bile diyebilirsin. Şu güzelliğe bak, maşallah kızım. Maşallah!" dedi ve elimi ittirip kollarını sardı. Bu kadar sıcakkanlı ve şeker bir kadın Artun'un çalışanıydı, öyle mi?

"Tabii, Esma anne. Tanıştığımıza memnun oldum. Siz de çok tatlısınız." dedim ve son kez sıkıca sarılıp omuzlarından kendime çevirdim. Yüzü o kadar neşeliydi ki şu an gözlerimden şefkat akıyor mu diye merak ettim. Bu kadın meleğin insan olmuş hali gibiydi.

"Sen çekil haydi, ben bir saate bal dök yala yaparım buraları."

"Olur mu annem? Beraber temizleyelim. Çabuk biter hem." deyip elinden süpürgeyi kaptığım gibi yerdeki tozları silmeye başladım.

***

"Ölüyorum!" diye inledim Artun yemek için çağırdığında. Bir saatte tüm temizlik bitmişti ama Esma anne 'Hazır elimiz değmişken birkaç oda daha kaldı, onları da halledelim kızım.' dedi, deyiş o deyiş. Tüm evi bitirdik. Üç katlı tüm evi, dört saatte bitirdik. Ben de bittim bu esnada. Esma anne de yemek yapacağım diye mutfağa koşmuştu. "Ayıp olmazsa bir şey soracağım. Esma anne hiperaktif mi?" diye sordum derin derin nefes alıp.

"Evet. Raporu var." dedi keyifle.

"Komik bir şey mi var?" dedim tüm yorgunluğuma rağmen sinirle.

"Yok. Gerçekten. Nereden bilebilirdin sonuçta?" deyip, kendini tutamadan kahkaha attı. Kafam sabahki gibi yatağın altından düşerken, aklıma Araf geldi. Tam o sırada da telefona mesaj geldi zaten. "Neyse, yarım saate hazır olurmuş yemek. Kendine özel bir banyon var zaten. Sen takıl." dedi banyo kapısını gösterip. Kafa salladığımda tebessüm ederek odadan çıktı.

Kimden: 05*********

Kahkaha mı attı o? Ses tellerini kopartıp boynuma kolye yapacağım. Fazla yılışmasın, dikkat et sen de!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞARAPNELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin