(Aynı zaman noktasında iki yer, iki durum. İnsanlar zamanın büküldüğü tek bir noktasında, farklı hisleri farklı insana, aynı hisleri farklı insanlara ya da farklı hisleri aynı insana besleyebiliyor. İşin tuhafı aynı insana aynı hisleri de besledikleri de oluyor. Ama aynı anda, farklı şeyler olması zamanın üçüncü boyutu değil midir zaten.)
----------------------------------------
39|14|2015 / Irene
Evet çok güzel bir gün, bu iğrenç mavi gökyüzü simsiyah bulutlarla örülmüş, kuşlar korkuyla pis ağaç kovuklarına kaçışmış ve insanlar mükemmel betonlara sığınmışlar. Ne büyük tezat! Dünyanın bunca mükemmel düzenine rağmen mükemmel olmayan bütün şekilleri ve insan denen zavallının bütün saçma düzeninin içinde mükemmel şekillenen tüm bu nesneler!
Tanrı bunlara acımalıydı, acımalı ve böyle bir yüzleşmeden kaçırmalıydı onları o iğrenç vıcık vıcık cennetine! Ciinnit-miş! Cennet nedir yahu! Cinnet doluşuyor parmak uçlarıma kadar şu olanları düşündükçe!
Ben! Mükemmelliği Tanrının! Benim gibi yüce bir ruh tanrının sağ koluyken bir parça solucanlı toprak için bütün düzen değişiyor! Bütün merhamet, iyilik güzellik onların ayaklarına serilirken, bana kumar oynamak düşüyor! O gün Tanrının karşına çıkıp bağırmasaydı önderimiz neler olurdu;
-Son bir şans için, bir kumara var mısın? O çok önemsediğin aptal insan ruhu beni kendi sahalarında mağlup edebilecekler mi sence Tanrı? Yoksa bütün 'hayatlarını ofsayt neydi ya?' Diye mi geçirecekler? HA HA HA!
-Ah, yavrucuğum! Keşke kibrini avuçlarından bırakıp af dileyebilseydin benden, kutsal bir duygu gibi kinini ve nefretini giyinmek yerine ruhuna. Eğer son isteğin buysa, git dünyaya ve insan oğlunun seninle oyuncak gibi oynamasına şahit ol!
-Hepiniz hepiniz göreceksiniz, senin o küçük ruhcukların benden aşağı katında olacak sevgili cehenneminin!
Hatıralar, hatıralar ve savaş, ne kadar tuhaf bir düzen bu, insancıklar artık bize ihtiyaç bile duymuyor kötülük yapmak için. Artık kimsenin kulağına fısıldayıp kötülük tohumu ekmiyorum bile insanların içine, zaten hırsları, kinleri ve nefretleri bizi bile şaşkına uğratacak kadar keskin.
Buna sevinmem gerekirdi, diğer tüm arkadaşlarım gibi zafer sarhoşluğunda olmam gerekirken, ben... Ben Irene, utanıyorum kendimden. Utanıyorum, bu mutsuzluğumdan, içimdeki aşktan! Düşmanıma aşık olmam, benim gibi güçlü bir ruh için... Boğazıma düğümlenen göz yaşları ateşin hapsolduğu varlığa değdikçe buharlaşıyor, bu yüzden mi ağlayamayız biz...
Aptal tanrı, aptal aptal APTAL!!! Bu içimde mor renkli hüznü nasıl bana bahşedersin ha! Ben şeytanım! Nasıl kandırmam gereken insan oğluna aşık olurum! Nasıl bu duyguyu hissedebilirim! Nasıl aşık olabilir nasıl üzülebilirim.... Bir bedenim bile yok oysa (o sadece insan ruhlarına bahşedilir, biz sadece onları taklit edebiliriz.) yani ona asla dokunamam bile.
---------------------------------
39|14|2015 / Aynı zamanlarda Matiz
İnsanlardan, ruhlardan ve tanrından bahsedilirken, şeytanların ve meleklerin saf dışında kalacağını düşünmediniz, değil mi? Bu hiç de doğru olmazdı! Ne kadar bencilsiniz, siz insanoğlu! Sürekli ben ben ben ben!
Ve de çok acizsiniz de, sırf kendi korkularınız ve yalnızlığınızdan kaçmak için, koruyucu melekleri uydurdunuz. Sürekli sizi koruyan melekleri yazdınız aptal kitaplarınızda! Bu yalan! Üzgünüm ama melekler, tanrının tasmalı köpekleridir! Ha ha ha, evet onlar tanrıya öyle bağlı ki, hiçbir yere ayrılamazlar. Tabiki ayaklarından bağlı değil, komik olmayın, emirlerine ve ona kutsal -böö- bir aşkla -iğğ- bağlılar ve bu da cennetlerinden kaçıp size yardım edemeyecekleri anlamına geliyor!
![](https://img.wattpad.com/cover/36252521-288-k888210.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cem'in Günlüğü
FanficDEVAM EDİYOR Şahsına münhasır yalnız bir Cem'in fazlasıyla fantastik dünyasına bir bilet, istemez miydin? Not. Bu kurgu hikayede yer yer Cem Adrian'ın şarkılarından alıntılar yapılmıştır ve her bölümle bağlantılı bir şarkısı bölümden sonra yayınlan...