0.6

124 73 68
                                    

𝔹𝕠𝕝𝕦𝕞 𝔸𝕝𝕥𝕚

❝..ʙᴀʏᴀɴ ᴄᴀᴍᴇʟʟɪᴀ..❞

İyi olacaksın..

Hafifçe gülümsedim, iyi olmaktan çok uzaktım.

Paramparça, güçsüz ve çaresizlik hisleri doldurup taşırıyordu ruhumu.
Yalnızca hissizliğimi geri istiyordum, acıdan kıvrılan ruhumla hareketsizce zeminde yatıyordum.
Yine de bir şekilde Kywan'ın sözleri bir kıvılcım yaratıyordu içimde, gerçekten iyi olacağıma inanma umudu uyandırıyordu.

Varlığı bile bilinmeyen, zavallı bir ruhtum.
Burada yok olup gitsem ve karanlığa karışsam ardımdan kimsenin göz yaşı dökmeyeceğini biliyordum. Belki de bedenimin ölümü de böyle olmuştu. Kimsenin haberi yoktu ve kimse ağlamıyordu.

Başımı geriye doğru hafifçe çevirerek ayakta duran Kywan'a baktım.
Kucağında orta büyüklükte sarı tüylü bir köpeği yere bırakıyordu. Köpek Kywan'ın kucağında olmaktan mutlu gibiydi ve yere bırakılmak hoşuna gitmemişti. Küçük havlamalarla hareketleniyor, yerinde durmuyordu.

"Şşt. Yaralısın, hareket etme."

Sözlerinin benim için olmadığını biliyordum ama bir şekilde dağılmış ruhumu görebiliyormuş gibi etkiliyordu beni.

"Canım yanıyor Kywan." Dedim sessizce.

Köpek hâlinden oldukça memnun bir şekilde havlasa da arka ayağı sarılmıştı. Evde olduğu için mutlu olmalıydı ancak birkaç gündür burada olmama rağmen herhangi bir köpek yastığı ya da eşyası görmemiştim.
Sarı uzun tüylü köpek yürümeye alışmaya çalışırken sekerek bir yandan sarılı bacağını peşinde sürüklüyordu.

"Kötü yaralandın. " Dedi yeniden sanki yine beni görebiliyormuş gibi.

Elini saçlarına geçirerek parmaklarıyla geriye doğru taradı. Ardından hafifçe gülümseyerek yeniden konuştu.

"Eve tekrar hoşgeldin kızım."

Söylediği sözler içimde bir yerlerin burkulmasına sebep oluyordu. Her ne kadar evde onu varlığı ruhumu bir parça rahatlatsa da hala korkuyordum. Burada güvende değildim, karanlığın yeniden gelmesinden ve bu sefer ruhumu da alıp götürmesinden korkuyordum.

'Bu evden ɑncɑk kɑlbin tekrɑr ɑttığındɑ çıkɑbileceksin.'

Şeytan beni ona mahkum kılmış, kara bir lanetle kendisine mühürlemişti.

Bitkindim ve yorgun.
Ruhum parçalara ayrılmış acıyordu sanki.
Daha çok acıtan ruhumun kapılıp gittiği umutsuzluktu.
Hissetmeyi ne kadar istediğimi biliyordum, eşyaları, insanları, duyguları ancak şimdi hissettiğim tek şey acıydı.
Bütün ruhum acıyla kıvranıyordu soğuk zeminde. Yalnızca ağlamak istiyordum belki de yok olup gitmek o kadar da kötü olmazdı.
Zaten yaşıyor da sayılmazdım. Kimse fark etmeden, kimse bilmeden kaybolup gitmek iyi olabilirdi.
Köpek havlayarak Kywan'ın bacaklarının arasına dolandığında birden durdu ve burnunu yere dayayarak koklamaya başladı.
Kafasını aniden kaldırdığında göz göze gelmiştik.

Merakla koşar adımlarla yanıma gelirken kırık ve sargılı ayağı yüzünden hala topallıyordu.
Kywan'ın bu kadar işin arasında bir köpeği olduğunu tahmin etmemiştim. Meşgul biriydi ve doğru düzgün eve uğradığı bile yoktu.
Evin hiçbir yerinde köpek yuvası ya da mama kabı olmaması belki de onu yeni sahiplendiğini gösteriyor olabilirdi.

Kravatını yine gevşetmiş, gömleğinin birkaç düğmesi açılmıştı. Kywan elinde ki poşetleri bırakırken bir yandan ceketini asıp yavaş adımlarla mutfağa geçti.
Buzdolabını açarak içinden çıkardığı cam şişenin içinde soğuk suyu büyük bir bardağa doldurarak yavaşça içmeye başladı.

Varisin Evcil HayaletiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin