Korkuyorumm...

117K 5.2K 436
                                    

Uras'tan

Ateş sinirini Emir ve şu Duru denen kızdan çıkaracaktı anlaşılan. Ne olacak diye pür dikkat onları izlerken Emir'in Ateş'e "abi ofiste konuşalım lütfen..." dediğini duydum. "Lütfen" mi demişti. Hemde Emir. Duyduklarımı tehit etmek için Koray'la bende peşlerine takıldık.

En üst katı çocuklarla kendimize özel olarak döşemiştik. Bizim haricimizde kimse giremezdi. Ateş önde Emir ve biz arkasından içeri girdik. Koray kapıyı kapatırken, ben koltuğa yayılıp olacakların keyfini çıkarmaya başladım. Ateş'in hala siniri geçmemişken onunla konuşmak imkansızdır ve Emir şuan bize bir ilk daha yaşatıyordu.

"Abi bak valla soracaktım..."

"Ne zaman lan. Kız bütün işlerimizi öğrendikten sonra mı? Aşağıda olanlara nasıl korktuğunu görmedin mi? Ya gidip öterse."

"Ötmeyecek abi."

"Nereden biliyorsun lan. Daha kız hakkında doğru düzgün bir bok bildiğin yok geçmiş karşıma elin sürtüğünü mü savunuyorsun? Yaptığı yanlışın hesabını sana keseceğimi bilmiyor musun?"

"Kes abi. Eğer yanlış olursa kes. Ama sende beni iyi tanıyorsun. Bu zamana kadar sana yanlışım oldu mu? Ya da yanlış birini karşına çıkardım mı? Evet tanımıyorum ama tanımayacağım anlamına gelmez."

Ateş'in git gide artan öfekesine rağmen Emir'in hala o kızı savunması garipti. Hiç birimiz Ateş'in lafının üstüne laf edemezken Emir ilk defa Ateş'i karşısına alıyordu. Bu kız git gide sinirimi bozmaya başladı. Ateş derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışıyordu. Emir haklıydı aslında biz birbirimize ihanet etmeyecek tek kişileriz. Tabi ki Emir'e güveniyordum ama o kızda beni rahatsız eden bir şey var. Ateş'in elleri Emir'in yakasına yapışınca Koray'da bende ayağa kalktık, tabi ki de Ateş'i durdurmayacaktık. Çünkü durduramazdık ama yine de bu bizim endişe ettiğimizi gösteren bir hareketti.

"Ulan böyle bir şeyi ilk defa yaptığına sayarak kabul ediyorum ama tek bir yanlışında kardeşimin hayat borcu var falan demem ben ortadan kaldırım o kızı."

Emir memnun olmuş bir sırıtış yaparken, aniden kapının açılmasıyla hepimiz şaşırdık. Duru sinirle içeri dalmış ve Ateş'le Emir'in arasına girmişti. Ohaaa. İşte şimdi bitti. Bu odaya hem izinsiz girip hemde Ateş'in elinden adam çekmek mi? Bu kız ölüme kendi ayaklarıyla geldi resmen.

Ateş'in şaşkın gözleri yerini öfkeye bırakınca Duru bir adım geriledi.

"Ne sikim yaptığını sanıyorsun lan sen." Ateş'in kükreyişi bizi bile germişti.

"Emir'e zarar verme. Onun bir suçu yok. Ben yalvardım ona beni işe alması için." Bu kız hala bizim kim olduğumu kavrayamamış. Aşağıda gördüklerinden sonra hala Ateş'in karşısına çıkabildiğine göre cidden salak.

"Demek zarar vermeyeyim. O zaman onun cezasını sana kesmemi ister misin? Aşağıda ki adama kestiğim gibi."

"Kabul. Benim yüzümden birinin zarar görmesindense benim görmem daha iyi. Ne yapacaksan bana yap. Ama Emir'e dokunma. O bana yardım etti diye bunu hak etmiyor." Korkmasına rağmen bu kadar cesurca davranması hepimizi şaşırtmıştı. Bilmediği şey Ateş ne kadar kızarsa kızsın, bize karşı birkaç yumruktan öteye gitmezdi. Tabi o yumruklar demir yumruk olunca, aylarca kendimize gelemediğimiz bile oluyor.

"Korkmuyor musun? Yoksa olanları algılayamayacak kadar aptal mısın?"Ateş'in gevşeyen kasları onunda kızdan etkilendiğini gösteriyordu. Şuan sadece merak dolu gözlerle kıza bakıyordu.

"Korkuyorum. Hemde ölümüne korkuyorum. Eğer istersen beni işe alma. Yemin ederim kimseye birşeyde demem ama Emir'e zarar verme. Uzun zamandan sonra ilk defa biri bana onun gibi yardım etti. Lütfen." Umut dolu bakışlarla Ateş'in gözlerine bakarken, gözlerinde umut dışında farklı bir şey daha vardı ama ne? Bu kızda düşündüğümüzden fazlası varmış gibi hissediyorum.

Ölüm Meleği...#wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin