four-leaf clover - Hyunin✓

~1~

"Bunlar da son dosyalar Bay Yang."

"Teşekkürler Felix, çıkabilirsin."

Felix başını sallayıp odadan çıktığında Jeongin oturduğu koltukta geriye yaslandı ve derin bir nefes verdi. Bilgisayarını kapatıp belgelerini çantasına koyduktan sonra şirketten çıkıp arabasına bindi.

"Tanrım sonunda..."

Yorgunluk arabasını çalıştırdı, eve vardığında ceketini rastgele bir yere asıp odasına girdi. Bir süre evinde oyalandıktan sonra iki haftalık bir ara verdiği şirket işlerini düşünerek mutlulukla yatağına attı kendini. Tamamlaması gereken iki tane daha belge olduğunu hatırladığında oflayarak yattığı yerden kalkıp üzerini değiştirdi. Dosyaları da laptopuna geçirdiğinde hemen kapatıp çantasını toplamaya başladı.

"Bir süre doğa içerisinde kalsam çok iyi olur."

Ardından telefonuna uzandı ve tuşladığı numaranın ardından beklemeye başladı. Birkaç çalıştan sonra telefon açılmıştı.

"Evin dekorasyonuna kadar her şey tamamlandı Bay Yang, gelip kalabilirsiniz."

"Teşekkürler, iyi günler dilerim."

Jeongin evin içerisini son kez kontrol ettikten sonra kapıyı kilitledi ve çantasını bagajına yerleştirip sürücü koltuğuna yerleşti.

"Bir tatili hakettim bence."

Jeongin babasının vefatı üzerine ondan kalan şirketin başına geçmek durumunda kalmıştı. Çoğu zaman babasıyla geldiği bu şirkete şimdi yalnız geliyor olmak her ne kadar onu üzse de bunu devam ettirmek istiyordu. Diğer şirket Ceoları Jeongin'in sadece 22 yaşında olmasıyla beraber şirketini güzelce yönetmesine şaşırıyorlardı. Çoğu şirket onu 'iyi bir evlat' olarak kabullenirken bazıları ise kıskanmakla yetiniyorlardı.

~~~

Jeongin yerleştiği evde gözlerini gezdirirken gülümsedi. Üzerine rahat bir şeyler geçirdikten sonra omzuna küçük bir battaniye alıp dışarı çıktı. Tek katlı şirin kulübede gözlerini gezdirdikten sonra temiz havayı derince soludu. Arkasını dönüp patikada dakikalarca huzurla ilerledi. Ağaçaların arasından gözüne çarpan geniş alana ilerledi yavaşça.

Karşısına çıkan göle büyülenmişçesine bakıyordu. Gölün etrafındaki çiçekler ortalığa iç açıcı kokular yayarken, suyun üzerindeki nilüfer çiçekleri ortamı daha da güzelleştiriyordu. Gölün kenarındaki iskeleye ilerleyecekken iskelenin ucunda oturan bir beden dikkatini çekti. Üzerinde bebek mavisi, vücuduna tam oturan ve ince iplerle omuzlarına tutunan mini bir elbise vardı.

Beline sarılan beyaz kemer ve üzerinde bulunan dört yapraklı yonca şeklindeki kemer tokası, sarı uzun saçlarına oldukça uygun görünüyordu. Küçük bir tokayla at kuyruğu şeklinde tutturmuş ve önlerden birkaç tutam bırakmıştı. Jeongin'i şaşırtan asıl şey ise arkasında ince bir tül misali nazikçe asılı duran silik beyaz kanatlardı. Orada öylece oturmuş resim çiziyordu. Kafasını kaldırıp etrafına bakınmaya başladığında şekilli yüzü daha net görünmüştü.

Jeongin gördüklerinin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışırken kolunu sıktı fakat hissettiği acıyla yüzünü buruşturması bir oldu. Ne tür bir yerde olduğunu merak ederken gözlerini yeniden perinin yüzüne çıkarmıştı. Yavaş yavaş gerildiğini hissediyordu ve titremeye başlamıştı bile.

"Bu nasıl olabilir? Tanrım şu surata bak, o kadar kusursuz ki..."

Jeongin korku ve hayranlık karışımı bir mırıltı ortaya çıkardığında genç peri onu duymuş ve Jeongin'in gözlerinin içine bakmıştı. Ardından hızlıca suya dalıp ortadan kaybolmuştu. Jeongin hızlıca iskeleye ilerledi ve suya doğru eğildi.

"Hey Bayım, orada mısınız?"

Etrafın sessizliği olayları iyice garipleştirirken yeniden seslenmeyi denedi.

"Söz veriyorum size zarar vermeyeceğim!"

Jeongin her ne kadar umutlanarak beklese de geri dönüş alamamıştı. Sudan gelen sesle arkasına döndüğünde gördüğü sadece bir çift bacaktı. Yeniden suda kaybolan bedeni izlerken nefes verdi ve iskelenin ucuna oturdu. Yanında duran çizim defterini incelemeye başladı. İlk sayfada karalamadan oluşan çizimler; diğer sayfalarda ise daha profesyonel çizimler vardı.

Jeongin hayranlıkla defteri incelemeye devam etti bir süre, havanın kararmaya başladığını görünce eline kalemi aldı ve defterden bir sayfa kopardı. Kalemi nazikçe kağıt üzerinde oynatmaya başladı, küçük bir resim ve altına da çok uzun olmayacak şekilde bir not bıraktı. Ardından sayfayı bir nilüfer yaprağının üzerine bıraktı ve rüzgarda uçmaması için üzerine ağaç kabuğu bıraktı. Göle yeniden bakarak gülümsedi ve geldiği patikadan aynı şekilde geri döndü.

*
Sizi korkuttuysam özür dilerim güzel peri, umarım tekrardan görüşürüz.

Sevgilerle I.N

*

~~~

-momo