~3~

186 24 2
                                    

"Evet, tatlı bir erkek arkadaşım var. İstersen onu seninle tanıştırabilirim."

"Neden olmasın? Hem o da gelsin bizimle istersen."

"Ah tabii, bir sorayım."

Minho kedi haline geri dönüp pencereye yaklaştı ve miyavlamaya başladı. Jeongin onun bu haline kıkırdadığında pencerenin karşısındaki ağaçtan bir sincap içeriye girdi. Sincap bir süre Jeongin'e baktıktan sonra korkmuş olacak ki kedi bedenindeki sevgilisinin arkasına saklandı. Minho insan haline geri döndüğünde sincabı elleri arasına aldı ve başını okşadı.

"Dönüşebilirsin bebeğim."

Sincap da insan bedenine büründüğünde Jeongin'e bunların hepsi bir rüyaymış gibi geliyordu. Minho sevgilisine minik bir öpücük hediye ettikten sonra Jeongin'e döndü.

"Bu Jisung, erkek arkadaşım olur kendisi. Bebeğim, bu da Jeongin. Ona güvenebilirsin endişelenmene gerek yok."

"Memnun oldum Jisung."

"Oh, merhaba Jeongin. Ben de memnun oldum."

Jeongin karşısındaki sevimli çocuğa gülümseyip ayağa kalktı ve masanın üzerini toparladı.

"Hyunjin'in yanına gidiyoruz, Jeongin onunla karşılaşmış."

"Az önce onun yanındaydım, resim çiziyordu ve bir not bulduğundan bahsetti."

"Benim notum sanırım, yanıt bıraktı mı?"

"Evet ve sanırım onun oldukça hoşuna gittin."

Jeongin'in kızaran yanaklarını sıkmaya başladıklarında genç çocuk kıkırdayarak kurtuldu ellerinden.

"Yine benden kaçarsa ne yapacağım?"

"Önden gidip onunla konuşabiliriz istersen?"

"Hayır teşekkür ederim ama onunla kendi kendime tanışmak istiyorum."

Bir şey söylemeden anahtarları da alıp evden çıktılar. Çiçekli patikaya yeniden girdiğinde huzurla kapattı gözlerini. Arkasından el ele gelen çifte gülümseyip başını yere eğdi. Gözlerine takılan dört yapraklı yoncayı kopardığında Jisung'un sesi duyuldu.

"Hyunjin dört yapraklı yoncalara bayılır. Eğer senden kaçarsa suyun üzerinden ona uzatmayı dene, belki kabul eder."

"Denerim teşekkürler Jisungie."

Kısa bir mesafe daha yürüdükten sonra göle vardılar.

"İşte orada, kediyi kucağına almış seviyor."

Jeongin hayranlıkla göl kenarındaki periye bakarken Minho Jisung'un elinden tutup Hyunjin'in yanına ilerledi. Hyunjin onları ilk gördüğünde irkilse de sonradan kocaman gülümsemişti. Jeongin ise yere oturmuş ve sırtını ağaca yaslayıp onları izliyordu. Onlar sohbet ederken Jeongin'in bakışları hep genç perinin gülüşünde takılı kalıyordu.

Yine gülüşüne takılı kaldığı bir anda Hyunjin onu fark etmiş olacak ki yüzüne bir endişe yerleşmişti. Jisung'un ona dönmesiyle tahmini doğru çıkmıştı. Onu yeniden korkutmak istemediği için yavaşça ayağa kalkıp göle arkasını döndü ve geldiği patikadan geri dönmeye başladı.

İyice umudunu yitirmeye başlamışken Minho elindeki kağıtla nefes nefese yanında belirdi.

"Hyunjin'den sana, gittiğini fark ettiğinde kendini biraz kötü hissetmiş."

"Biliyor musun boşversene. Buraya hiç gelmemeliydim, en başından beri hataydı. Ortalığı da karıştırdım özür dilerim. En kısa zamanda geri döneceğim."

"Saçmalama Jeong! Burada kalacaksın. Önce mektubu oku sonra ne yapacağına karar verirsin."

Jeongin derin bir nefes alıp yerdeki büyük kayaya oturdu ve kağıdı açtı. Okuduğu birkaç satır bile onu gülümsetmeye yetmişti. Dediği şeyleri ve verdiği sözde kararları gözden geçirmek için kağıdı katlayıp cebine koydu. Ardından Minho'ya teşekkür etti ve eve dönüp bahçesindeki salıncağa oturdu. Yüzünde sadece minik bir gülümseme ve kalbinde ise oradan oraya uçuşan bir kelebeği vardı.

~

*
Beni korkutmadınız Bayım, anlayışınız için çok teşekkür ederim. Fakat daha önceden burada kimseyle karşılaşmadığım için biraz endişe duydum. Amacınızın kötü olduğunu sanmıyorum. Umarım yarın ya da bu gece yanıma gelirsiniz, çünkü bu kez karşınıza çıkacağım. Tek şartım bana dört yapraklı bir yonca hediye etmeniz. Sizi bekliyor olacağım.

Sevgilerle -HWANG
*

~

Bu gece gidecekti. Kendisini bildiği kadarıyla yarını beklemekten uyuyamayacaktı. Sabah kopardığı ve şu an avucunda bulunan dört yapraklı yoncayı solmaması için suyun içerisine bıraktı.

~~~

-momo

four-leaf clover - Hyunin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin