Yazar'danYaşlı adam yılların tecrübesi ile cisimlenmiş ve hiçbir yan etkiyi hissetmemişti. Azkaban siyah havanın koynunda uzanmış bir canavar gibi tekinsiz ve güçlü duruyordu. Yanına yaklaştıkça neredeyse burnunun direğini düşürecek bir küf ve tuz kokusu sarıyordu etrafı.
Nedeni ise Azkaban'ın okyanusa bakan tarafının fırtınalı dalgalarla çetin bir şekilde dövülmesinden kaynaklanıyordu.
Bakanlıkta sözü geçen biri olmanın verdiği yetki ve bilgelikle istediği yere istediği zaman girebilme lüksüne sahipti, misal kimse onun Azkabanda olduğunu bilmiyordu.
Kukuletalı ve çirkin elli yaratıklar olan ruh emicilerin birkaç sorusunu cevaplayarak dar ve siyah koridorun zindanlara uzanan kıvrımına daldı.
Sinsi siyah ve emilmekten içinde ruh kalmamış deli gözler tarafından izlendiği aşikârdı. Koridorun sonunda çılgınca atılan kahkahaların ve sayıklamaların sesi geliyordu, en belirgini ise görüşmek istediği kişiye aitti; Bellatrix lestrange.
Çökmüş gözaltı torbaları ve morluklar, keçeleşmiş siyah uzun saçları, çelimsiz vücudu ve yırtık üstü ile tam anlamıyla bir böceği andırıyordu.
"Ne işin var senin burada bunak!" Dedi yaşlı adamı farkederken
"Ah sevgili bellatrix bu ne güzel hoş geldin karşılaması böyle." Dedi.
"Başkaları için önemli olabilirsin ama benim için değil." Dedi
"Neden geldin." Dedi ekleyerek.
"Seninle çoğunluğun iyiliği için anlaşma yapmaya geldim." Dedi mavi gözleri yarım ay şeklindeki camların ardından parlıyordu.
"Albus benim Voldemort'a sadık olduğumu biliyorsun sanıyordum." Dedi tıslayarak bir slyterinliye yakışır şekilde, öyle derin, soğuk yankılı.
"Senin için voldemort'tan daha da önemli olan bir şey var safkan ve safkanlık, öyle değil mi?" Dedi
"Elbette." Dedi yerinde kıvrılırken.
" Daha fazla kalmak isterdim fakat gitmeliyim, bayan lestrange ne yapın edin kendinizi gözetleme kulesine hapsettirin bu gece yarısından önce tekrar gelicem." Diyerek kadının cevabını beklemeden, hızla döndü ve geldiği yolu geçti.
Bir kayalığın yanından hogwarts'a cisimlendi.
"Sizi daha erken bekliyordum profesör." Dedi severus snape yüzüne günbatımı turuncusu düşerken.
"Ah severus bilirsin bellatrix lestrange ile konuşmak pek kolay değil ama merakını cezbettiğimi söyleyebilirim." Dedi
"Ona güvenmek doğru mu bilmiyorum." Dedi
"Severus biliyorsun ki bayan lestrange için safkanlar herşey bunu için voldemort'u dahi arkada bırakabilir ki gelecekte bütün safkan soyların ölmesi söz konusu böyle bir durumda bunu bizimle birlik olması için kullanmam pek yerinde bir hareket." Dedi keyifle.
"Savaşı engelleyeceğimiz kesin mi?" Dedi merakla.
"Bilmiyorum severus hepsi bayan lestrange ve granger'ın çabasına başlı biliyorsun."dedi
Ama severus'un içine bir an umut ve huzur doldu gelecek yeniden yazılabilirdi Lilly ölmeyecekti, o potter'la evlense bile hayatta olacaktı, dünya merhametli bir insanı kaybetmeyecekti, herşey baştan yazılacaktı adeta.
Severus'u düşüncelerden ayıran dumbledore oldu.
"Severus senden istediklerimi yaptın mı?" Diye sordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mrs Astrazano 🫧 TOMİONE
Fanfictionyaşlı adam yılların tecrübesi ile cisimlenmiş ve hiçbir yan etki dahi hissetmemişti Azkaban'ın küf kokulu duvarlarının nedeni ise okyanus dalgalarının durmaksızın dövmesiydi. Bakanlıkta sözü geçen biri olmanın verdiği yetki ve bilgelikle istediği ye...