Kan papatyaları

33 4 3
                                    


Yazar'dan

İçinde bulunduğu malikane ruhunun belli bir düzeyde tezahürü gibiydi. Soğuk, gösterişli ve kocaman pencerelerine rağmen gölgeli. İçinde gelişen duygulara benzetmişti loş ışıklara düşen gölgeleri, bellatrix kendisine kalacağı odayı da göstermişti fakat merakını en az yeni bir oda kadar cezbeden bir diğer etken ise hermione'in aniden ortadan kaybolmasıydı. Bir an bellatrix'e kız'ın yerlere düşüp bir tür kriz geçirdiğini söylemek geçti, aklında hermione'in sesini duyduğu anda da vazgeçti. Ona bir söz vermişti ve Tom sözlerini tutardı öleceği güne kadar, yalnızca hermione'ye verip tutacağı sözler gibi...

"Evet odanın keyfini çıkar, akşam sekizde yemek var geç kalma." Dedi bellatrix.

Yeni bir yalnızlığa düştüğünde kahverengi tonların yoğun olduğu odaya göz gezdirdi, odası gerçekten de çok güzeldi yumuşak yatağa oturdu. Yetimhanenin yeşil küflü demirlikli ranzaları belirdi aklında, sonunda biraz insan muamelesi görüyordu.

Pencereden dışarıya uzattı başını sahile bakan sıcak kumların üzerinde yalın ayak dolanıyordu hermione, beyaz saçları ufak bir meltemle havalanıyor yanında onu üzerini kirletmemesini ısrarla söyleyen ev ciniyle birlikte yürüyordu.

Beş dakikanın sonunda bellatrix'de gelmişti hermione'in yanına.

"Plambick hemen içeriye geç akşam yemeği hazılıklarına başla." Dedi ufak kıkırtıyla.

Ev cini apar topar malikaneye koşturduğunda, yanlarından gitmesine rahatlamış bir biçimde kıza döndü.

"Sende ayakkabılarını çıkarsana?" Dedi hermione belli belirsiz, geçmişin kirine rağmen bellatrix'le bir bağ kurma çabası vardı içinde. Neticede geçmiş geçmiştir, şimdide ne kurabilirsek geleceğimiz o yönde değişir. Pembe yanakları kendisine bakan bu kıza karşı güldü.

Kendisinden beklenmeyecek şekilde eğildi ayakkabılarını bir hışımda çıkardı ve deli gibi hermione'yi kovalamaya başladı, beklemediği bu hamle onu şaşırtsada hızla koşmaya başladı.

Tom ise pencereden ilk defa bu kadar huzur verici bir manzara seyrediyordu, akşamüstünün ılıklığı ve güneşin şeker kahve ışınları ile güzellik kavramı daha bir latifleşiyordu.

Yorulunca da soluklanmak için durdular.

"Yarın diagon yoluna gitmeliyiz." Dedi bellatrix nefes nefese.

"Neden?" Dedi hermione.

" Tom'u aramıza aldığımıza göre ve bizde zaten yeni geldik, kaynaşma balosu düzenlemeye karar verdim. Sağlam müttefikler ve dönemin ileri gelen insanlarıyla tanışmak için bir fırsat bu artık uyum sağlamamız gerekiyor. İşe yarar birkaç şey ve hazırlık malzemeleri almalıyız, gerçi hazırlıkla plambick ilgilenecek. Zavallı cin başına geleceklerden habersiz." Dedi bellatrix, kocaman bir balo daveti yapmak istediğini daha ona söylememişti.

"O'da yani Tom bizimle gelecek mi?" Dedi hermione.

"Tabi, sihir dünyasını tanımalı."

Bahsi geçen Tom riddle ise oturduğu yatağın yumuşaklığı ile kısa bir şekerlemeye dalmıştı.

Hermione ise ürke korka odasına gitti çünkü kendi odası Tom'un tam karşısındaki odaydı ve konumu nedeniyle kendini diken üstünde hissediyordu.

Daha fazla burada duramayacağına kanaat getirip kitap okumak için kalktı.
Odasının siyah kapısını çekipte karşıya baktığında izlendiğini gördü.

"Nereye gidiyorsun sen öyle?" Dedi Tom, sesinden uykudan yeni uyandığı anlaşılıyordu.

"Kütüphaneye." Diye kestirip attı kız.

Mrs Astrazano 🫧 TOMİONEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin