Yeni bir hikayeyle sizlerleyim umarım beğenirsinizzİyi okumalarr <33
Oy vermeyi unutmayınn
Bilgilendirme ; Kalın yazılar işaret diliyle konuşuluyor arkadaşlar.
______________________________
Ben Asena, Asena Öztürk.
İleri derecede anksiyete sosyal kaygı bozukluğu hastalığına sahibim. 9 yaşımdan beri benimle olan bu hastalık artık dayanılmaz bir hal almaya başladı, ve ben bu durumu kaldıramıyorum.
Annem Açelya, Babam ben 7 yaşındayken bizi terk ettikten sonra bana bakan kadın kalbime sokup hiç çıkarmak istemediğim kadın.
Ben Asena 16 yaşındayım 1.60 boyundayım 42 kiloyum. 7 yaşında yaşadığım bir olay yüzünden konuşma yetimi kaybettim.
Hayatıma bunca zorluk içerisinde devam etmeye çalışıyorum. Anlarsınız ya insanlardan buz gibi soğudum.
Gözlerimi aynadan çekip bedenime baktım bir türlü kilo alamayan bedenime artık vazgeçmiştim çabalamaktan çünkü yorulmuştum.
Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Dolabımın önüne geldim, üstüme sade bir sweatshirt altına bir pijama giyip çekmecemden kalın brokoli desenli bir çorap çıkardım.Yaz kış ısınmayan bir vücudum vardı.
Odamın kapısını kapatıp merdivenlerden indim mutfaktan krep kokusu geliyordu umarım bugün birşeyler yiyebilirdim.
Mutfağa girdiğimde " Günaydın Anne ." Deyip Anne'min yanağından öptüm. Yüzündeki güzel gülümsemeyle "Günaydın meleğim iyi uyudunmu?"
Dedi.Uyuyamamıştım gece çok midem bulanmıştı boş boş öğürmekten başka birşey yapmamıştım. Yüzüme güzel bir gülümseme yerleştirip "Uyudum Anne'm." Dedim.
Kaşlarını çatıp bana döndü " Yalan söyleyebildiğini anlayabiliyorum Asena . 16 yıldır birlikteyiz saf mıyım ben. " Dedi.
Anlayabileceğini biliyordum belli etmese olmazmıydı omuz silkip önüme döndüm. Sofra çok doluydu umarım birkaç şey yiyebilirdim.
Tabağıma 1 dilim peynir 3 tane zeytin 2 dilim domates iki dilim salatalık koydum dün Annem biraz zorladığı için akşam kusmuştum bu sefer az yiyip kusmamaya çalışacaktım.
Yavaş yavaş ağzıma birkaç şey atarken yemeğe odaklanmamak için Anne'mi dinliyordum bana çalıştığı şirketteki gereksiz ama aklımı dağıtabilecek bir olayı anlatıyordu.
Yemeğim bittiğinde tabağıma baktım sonunda bitmişti Annem " Bugün düne göre az yedin yaptığım krepten yemelsin güzelim mükemmel oldu." Dedi.
Krebi yersem muhtemelen Annem işe gittikten sonra kusacaktım ama yemessem Annemin gözlerindeki hayal kırıklığını görücektim.
" Yerim tabi Anne ama bu sefer az koy çok yedim." Dedim. Bana anlayışla baktı. Sırf onun için yediğimi biliyordu.
Önüme koyulan krebe baktım çatalla küçük dilimlere bölüp yavaş yavaş yiyordum. Yavaştan midem bulanmaya başlamıştı.
Yemek masasının üzerindeki kumandayı alıp televizyonu açtım çok saçma bir kanalda durup izlemeye başladım tabağı bitirmem lazımdı.
Saate baktığımda 8.00'di Anne'min işe gitme saati gelmişti. Bana dönüp "Meleğim bugün biraz gecikebilirim dolabta dün hazırladığım brokoli ve pilav duruyor brokoliyi yiyip pilavı bırakma üzülür." Deyip anlımdan öptü ciddi bir şekilde uyarırsa kafama takacağımı bildiği için böyle söylüyordu.
Bende onu öpüp " Görüşürüz Annem dikkat et kendine merak etme beni hallederim ben." Dedim. Son kez yanağımdan öpüp evden çıktı geç kalıcaktı.
Yediğimiz yemeği toparlayıp salonda duran kedim Çorabı alıp odama çıktım. Dün yarım bıraktığım kitabımı elime aldım ve okumaya devam ettim.
Bir dikiş.
İki dikiş.
Vazgeçiş.Altını çizdim haklıydı aslında sonuçta bir insan bir işi bu kere düzeltir iki kere düzeltir üçüncüsünde sıkılır bir daha da düzeltmez.
Anne'mde öyle yaparmıydı acaba 16 yıldır benimle uğraşıyordu sıkılmış olabilir miydi olabilirdi.
Sıkılmamış olmasını diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA
ChickLit"Eve gittiğinde günün sonunda Annen seni sevicekmi sanıyorsun ?" Kara kapkara olan gözlerine baktım siyahtan nefret ediyordum. Bir tokat. Bir tane daha. Ve bir tane daha. "Cevap ver!" Veremiyordum. "Konuş!" Konuşamıyordum. Konuşamadığım için daha da...