"Daha ne kadar benden kaçacaksın?"
Telefona bakarak okuldan çıkan Yujin'in önünde sinirli bakışlar atmaya başladı. Göz ucu ile bahçenin kenar tarafını işaret ettiğinde kız göz devirip oraya doğru ilerledi. Belli etmese de Jihoon'un ciddiliği biraz korkutmuştu.
Oğlan da onun arkasından oraya geldiğinde sesini yükselterek konuşmaya başladı,"Ne istiyorsun benden?Yeter artık Jihoon."
Kısa bir süre gülüp tekrardan öldürücü bakışlar atmaya devam etti ve cevapladı.
"1 buçuk aydır çıkıyoruz,hatta o yarım ay çıkmak sayılır mı tam bilmiyorum. Normalde kızlarla sadece gönül eğlendirmek için takılırdım ama seni gerçekten sevdim. Sen de beni gerçekten sevdiğini söylemiştin,salak gibi inandım buna."
Karşısındaki kıza doğru bir adım daha atıp ekledi,"Tabii Doyoung şerefsizi ile aldattığını öğrenene kadar."
Yujin'in yüzünde şaşırdığını fazlasıyla belli eden bir ifade oluştu. Evet,doğru söylüyordu. Ama anlamadığı şey bunu nasıl öğrendiğiydi.
"Jihoon-" Sözü Hoon'un ona biraz daha yaklaşması onun da geriye gidip duvara çarpmasıyla kesildi. Fakat sonra devam etti,"Sen de aynı şeyi yapmıyor muydun sanki birkaç ay öncesine kadar?"
"Yapmıyordum."
Cevabına histerik bir kahkaha attı Yujin.
"Yapmıyor muydun?"
"Hiçbir kıza onu sevdiğimi söylemedim. Hepsi benim birkaç gün takılacağımı ve sonra hemen ayrılacağımı bile bile benimle çıktılar. Hepsi de senin gibi kızlardı Ahn Yujin."
"Benim gibi kızlar nasıl oluyormuş Park Jihoon?"
Hafifçe sırıttı,yüzüne yaklaştı. İki üç saniye onun yüz ifadesini izledikten sonra "Basit." cevabını verdi ve arkasını dönüp gitti. Kafası karışmış ve şaşkın bir şekilde onu izleyen kızı geride bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
you belong with me | jihoon
Fanfiction[finished] been here all along,so why can't you see?you belong with me.