"Hadi ama güzelim babacığına gel." dedi kırklarının sonlarındaki adam.
Genç kadın sadece benzin almak istemişti.
"Git başımdan." dedi sinirle.
"Hadi ama güzelim. Gecenin bu saatinde dışarıda ne işin var? Gel de seni eğlendireyim." dedi benzinlikteki adam tekrardan.
"Laftan anlamaz mısın sen be adam! Git buradan bu sana son uyarım." Bunun üzerine adam güldü.
"Senin gibi küçük bir kızdan mı korkacağım." dedi sırıtarak. Lamia kafasını öne doğru eğdi ve yavaşça Ford F250'sinin teknesini açtı arkalara sakladığı beyzbol sopasını çıkardı.
"Sakin ol kedicik." dedi adam, hala sırıtıyordu. Lamia derin bir nefes aldı ve sopayı adamın omuzlarına indirdi. Ardından ensesine sertçe vurdu. Baygın bedeni yere yuvarlandı. Sinirle ayağını yere vurdu, öfkesine yenik düşmeyeceğini psikiyatristine söz vermişti.
Arabaya geçti ve torpidodan siyah eldivenlerini çıkarttı. Düzgünce giyindi ve arabanın arkasından ip ve bant aldı. Adamı sürükleyerek teknesinin yanına getirdi. Zorlanarak da olsa tekneye çıkarabilmişti. Ellerini ve ayaklarını bağladı. Ağzına bantı yapıştırdı ve üstünü kapattı. Etrafa baktı ve gözü tam olarak arabasını çeken kameraya takıldı.
Oflayarak benzin istasyonunun içine girdi ve bilgisayarın başına oturdu. Kamera kayıtlarının olduğu dosyayı buldu ve son olan olayları sildi. Ardından bununla yetinmedi ve sopasını tekrar eline alıp benzin istasyonundaki bütün kameraları patlattı. İşini bitirince marketin içinde dolaşmaya başladı.
"Lamia'nın canı çikolata istiyor." diye mırıldandı ve birkaç çikolatayı kucakladı. Yol boyunca lazım olacağını düşündüğü bütün malzemeleri poşete doldurdu. Büyük boş bir bidon aldı ve dışarıya çıktı. Poşeti arabaya bıraktıktan sonra bidona benzin doldurdu. Benzini ön koltuğun ayak kısmına koyduktan sonra sürücü koltuğuna oturdu.
Gaza bastı ve oradan uzaklaştı.
‡‡‡‡
Adam arka teknesinde korkuyla ağlarken Lamia keyifle sigarasını içiyordu. Son bir nefes çekti. Üzerindeki kısa, kot şortu ve üzerindeki beyaz tişörtüyle normal genç bir kıza benziyordu.
Lamia 25 yaşındaydı. Ama en fazla 18 gösterirdi. Çoğu zaman bu işine yarıyordu.
Telefonu çaldı. Sigarasını diğer eline aldı ve direksiyonu sigarayı tuttuğu eliyle kavradı. Telefonu açarken sıkıntıyla nefes verdi.
"Efendim Aslı?" Sesi biraz sinirli çıkıyordu ancak buna rağmen karşısındaki kadın gülümsediği belli olan bir gülümsemeyle konuştu.
"Nasılsın İda?"
"Lamia. İda'nın burada olmadığını sana söylemiştim. İyiyim ve hâlâ Lamia'yım."
Karşısındaki kadın sıkıntıyla derin bir nefes aldı.
"Beni korkutan da bu ya. Lamia tehlikeli. Sen tehlikelisin. Neredesin? Yanına geleyim."
Psikiyatristi Asli'nın endişeyle konuşmasını umursamadan kendisini sollayan adama bağırarak küfür etti ve sertçe kornaya bastı. Sertçe adamı solladı ve geçti. Yine öfkelenmişti.
"Araba mı sürüyorsun? Senin ehliyetine el koyulduğunun farkındasın değil mi Lamia!"
Aslı sinirle bağırdı. Lamia güldü. Hatta o kadar çok güldü ki kahkaha atmaya başladı.
"Aman be sen de Aslı. Geziyorum işte. Şehir içinde turluyorum. Ne olacak!"
Gözü şehirden çıktığını söyleyen tabelaya kayınca gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırdı.
Çok eğlenceli olacaktı.
"Trafiğe giriyorum Aslı. Kapatmam lazım. İyiyim, kimseye zarar vermedim. Özgürüm. Sadece dolaşıyorum. Hadi hoşça kal!"
Telefonu kapattı ve yeni aldığı telefonuna son bir kez baktı. İçi biraz acıdı ancak hiç düşünmeden hızlıca camdan dışarı attı. Biraz daha ilerledi. Hava karardığı anda ıssız bir yerde durdu. Arabadan indi ve arabanın arkasındaki örtüyü çekti. Adam onu görür görmez çırpınmaya başladı.
"Şişt sakin ol babacık. Çok mu korktun?" dedi gülümseyerek. Eğildi ve ağzındaki bantı açtı. Elindeki su şişesini ağzına doğru yaklaştırdı, birkaç yudum su içirdikten sonra kalktı. Bağırmasına izin vermeden ağzını geri bantladı.
Eliyle omzuna vurdu. Acıyla inleyen adam kıvrandı. Çünkü Lamia sopayla omzuna vurmuştu.
"Korkma korkma. Küçük bir kızdan korkmak senin gibi bir erkeğe yakışıyor mu canım?"
Örtüyü kapattı. Ön koltuğa oturdu ve birkaç saat kestirmek için yol kenarına park etti. Arkasına doğru yaslanırken tek düşündüğü eğlenebilecek olmaktı.
‡‡‡‡
Lamia oflayarak kaputu kapattı. Araba bozulmuştu ve ne olduğunu anlamamıştı. Sinirden ağlayacak durumdaydı. Duyguları o kadar çok karmakarışıktı ki ne yapacağını bilmiyordu. Burada kalamazdı.
Kaputa yaslandı ve ne yapacağını düşünürken yanında büyük bir minibüs durdu. Kaşlarını çatarak o tarafa doğru döndü.
Camdan sarkan oğlan gülümseyerek kendisine baktı. Ardından minibüsün arka kapısı açıldı ve üç tane genç kız göründü.
"Yardım lazım mı?" dedi sarışın kız. Çok güzeldi. Güzelliğinin yanında mimikleri bir o kadar mutsuzdu. Garipti ki yüzündeki o bıkmışlık ifadesi Lamia'nin daha çok ilgisini çekmişti.
"Arabam bozuldu. Çalışmıyor." dedi masum bir şekilde. Ellerini arkada bağladı ve nazikçe gülümsedi. Camdan sarkan oğlan yana doğru eğildi. Minibüsü süren kişiyle konuştuğu bariz belliydi.
"İkimizin de pek bir araba bilgisi yok. İstersen bir çekici çağıralım senin için." dedi halden anlar bir tavırla. Lamia ellerini iki yana kaldırdı ve iki adım geri gitti.
"Allah'ın bile unuttuğu bu yerde telefon mu çeker?"
Çocuk başını salladı. Kızlardan biri başını aradan soktu ve sakızı ağzını yayarak çiğnerken konuştu.
"Biz seni bırakalım. Nereye gidiyorsun?"
Lamia düşündü.
"Aslında öylesine sürüyordum. Yol nereye çıkarsa. Siz nereye?"
"İzmir. Madem belirli bir yere gitmiyorsun hadi gel seni bırakalım." dedi sürücü bağırırken. Sesini duydu ama yüzünü göremedi.
Kafasını salladı ve arabadan gerekli olan eşyalarını aldı. Minibüse atlarken tanımadığı insanların arabasına bindiği için korkmuyordu. Ya da endişeli değildi.
Onlar ondan korkmalıydı. Lamia zaten hiçbir şeyden korkmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Avcı
Teen FictionMy daddy's in the trunk of his brand new truck I really want him back, but I'm flat outta luck.