22 Ekim 1989
Cüneyt' ten
Sarı saçları, mavi gözleri,al yanakları ve parlayan teni ile gözlerimi alamayacağım şekilde büyülenmiştim. Beni fark etmesi tam 1 ay sürmüştü. İlk gördüğümde onun hakkında her şeyi öğrenmek istiyordum. İsmi ne? Nelerden hoşlanıyor? Nerelerde, kimlerle takılıyor? vb. sorular kafamda dolaşıyordu. Üniversiteden çıktığında yanındaki arkadaşlarıyla birlikte sıradan bir pastanenin masasına oturmuş sohbet ediyordu. Üç masa gerilerinde oturduğum için ne konuştuklarını duymasam da gülüşünü buradan görebiliyordum. O gülüşü, şömine kadar içimi ısıtıyordu. Ona dalmış bakıyorken kalbim yerinden fırlayacakmış gibi oldum. Kafasını bana doğru gülümseyerek çevirmişti. Normal bir müşteri gibi görünmek için sipariş ettiğim çaya elim çarpmış masa örtüsü ıslanmıştı. Daha fazla aptal gibi görünmek istemediğim için kendime küçük bir mırıldanmadan sonra hızlıca sandalyeden kalktım. Kapıdan çıktığımda arkamdan geldiğini bana seslendiğinde fark ettim.
'' Bakar mısın! Daha önce taşınıyor muyduk? ''
Kekeleyerek '' Hayır '' dedim.
Gözlerini kısarak '' Sen neden heyecanlandın? '' dediğinde kelimeler boğazımda durmuştu.
'' Bir şey söylemeyecek misin? ''
'' ...Seni Seviyorum! ''
Şaşkın ve dikkatlice bana bakıyordu. Kahkaha attığında, gösteriye çıkmış palyaço gibiydim. Daha fazla rezil olmamak için hemen oradan uzaklaştım.
*********
Defne' den
Onun yanına geldiğimde heyecanını gözünden görebiliyordum. Kekeleyerek '' hayır '' dedikten sonra '' Seni Seviyorum '' demesi beni çok şaşırtmıştı. Ben kahkaha attığımda o yanlış anlamış yanımdan gitmişti. Halbuki öyle demesine sevindiğim içindi. Onun şaşkınlık veren cesareti hoşuma gitmişti, adını bile bilmiyorken. Ertesi sabah üniversiteye gittim. Aklımdan çıkmıyor, çok merak ediyordum. Kitaplarım önümde, sınıfta oturuyordum.
'' Hey! Cüneyt kaza geçirmiş. Bizim pastanenin yakınlarındayken.''
'' Cüneyt kim? '' diye kendimle konuşurken dün yanımda oturan ayrıca o çocuğun bana baktığını söyleyen Semra
'' Ben dün bazılarından öğrendim kim diye. Şu dün sana sürekli bakan çocukmuş. ''
Semra'nın söylediklerinden sonra dün ki kahkaha atmamdan dolayı olduğunu düşünüp çok pişman olmuştum. Hiç düşünmeden hangi hastanede olduğunu öğrenerek kitaplarımı ve kol çantamı alıp hemen sınıftan çıktım. Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmem gerekiyordu. Hastaneye vardığımda koşar adım odasının önüne geldim. Yavaşça kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Odada iki yatak vardı. Cüneyt' in doldurduğu yatak sağ taraftaydı. Ona doğru ilerlerken dudağımı ısırıyordum.
'' Senin ne işin var burada? ''
'' Seni merak ettim. Bir de yanlış anladığın bir şey var. Onu düzeltmek için geldim. ''
'' Dün ki içtenlikle kahkaha atmanı diyorsun galiba! ''
'' Bak, gerçekten yanlış anladın. Özür dilerim. Birden ''Seni Seviyorum'' demen beni şaşırttı ayrıca... ''
'' Ne ayrıca? ''
'' Mutlu etti ve hoşuma gitti. Bana karşı boş hissetmediğinin farkındayım neden... karşılıklı olmasın? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prensesim Olur Musun? (ASKIDA)
RomanceArkadaşlar lütfen okuduktan sonra vote ve yorum yapın.