2.Bölüm-Düzenlendi

445 19 0
                                    

Elimden kayan  telefona baktım.Yere eğilip çıkan bataryasını takarken kalbim bedenimi terkedecek şiddette çarpıyordu.Telefonu açmak için ne kadar uğraşsamda açılmıyordu.Bu seferde sinirden ağlamaya başladım.Elimdeki telefonu yatağa fırlattım.Mert beni kurtaracağını söylüyordu.Ona güveniyordum.Ama hala nasıl yaşadığını anlamıyordum.Bir şeyler dönüyordu ama benim hiçbir şeyden haberim yoktu.Acaba Yağız'da biliyor muydu kardeşinin yaşadığını?Bilse bile yüzü var mıydı Mert'in karşısına çıkmaya?

Kapıdan gelen kilit sesiyle panikle yatağın üzerindeki telefonu cebime koydum.İçeriye girenleri gördüğümde yavaşça ayağı kalktım.Yağız'ın annesi,yengesi ve kuzeni yüzlerinde iğrenç bir gülümsemeyle bana bakıyorlardı.

"Gelin ağam daha ilk günden ne yaptında kapılar üzerine kilitlendi".Sinirle dişlerimi dudaklarıma geçirdim.Sinirlendiğimde hep böyle yapardım ama bu Mardin'e geldiğimden beri sıkça yaptığım bir hareket haline gelmişti."Belki de çok memnun kalmıştırda beni kimselerin paylaşmayı,kimselerin görmesini istemiyordur ha" dedim alayla.

Yüzündeki gülümseme silinirken Şükran hanım -Yağız'ın annesi-  kınayan gözlerle "Terbiyesiz"dedi.Ne kadar sevmesemde benden hem büyüktü hemde Mert'in annesiydi.Zaten böyle bir ailenin içinden nasıl Mert gibi biri çıktı düşüncesi dolanıyordu aklımda.

"Sen benim kızımla böyle konuşamazsın" Ben de nerde kaldı diyordum baş cadı."Sizin kızınızda benimle böyle konuşamaz"dedim.Bu cesaret kesinlikle Mert'in beni kurtaracağı düşüncesiyle gelmişti.Sonuçta Mert beni buradan kurtaracak ve biz onunla ev...Bir dakika ya .Mert benim Yağızla evlendiğimi biliyor muydu?Peki şimdiye kadar neden beni kurtarmamıştı?

"BEN KİMSEYE BU ODAYA ADIM ATMAYACAK DEMEDİM Mİ?"Yağız'ın kükreyen sesiyle hepimiz korkuyla kapıya döndük.Yağız'ın gözleri resmen ateş saçıyordu.Anlındaki damar seğirirken cebimdeki telefonu farketmemesi için dualar ediyordum içimden.

"Oğul biz-"az önce benimle kendinden emin şekilde konuşan kadın gitmiş yerini oğluna korkuyla bakan gözler gelmişti.Diğerlerine baktığımda onlarında korkuyla bakmaları tatmin etmişti beni.Yağız'dan tek korkan ben değildim.Adam herkeste aynı etkiyi bırakıyordu."Ana beni dellendirmeyin ve hemen bu odayı boşaltın"dedi gözleri benim üzerimdeyken.

Kapıdan çıkmşlardı ki "Ve bir daha karımla yani aşiretimizin hanım ağasıyla böyle konuşmayın"dedi.Hepimiz şaşkınlıkla Yağız'bakarken Yağız hala beni izliyordu.Üç cadı yüzlerindeki şaşkın ifadeyle odadam çıktığında üzerimdeki hırkayı biraz daha aşağıya çektim telefonu saklıma dürtüsüyle.

Yağız gözlerini gözlerimden çekmeden yanıma gelip elini cebime uzattı.İşte şimdi yanmıştım ."Ben bilmiyorum kim koymuş onu oraya"dedim.Tabii sonra pişman oldum.Yani en fazla bu kadar saçmalanırdı."Çok düşündün mü bu söylediğini"dedi alayla.

Kaşlarımı kaldırdığımda "Ne yaptın Mert'e?"dedi merakla.Anlamadığımı belirtmek için ağzımı açmıştım ki parmaklarının dokunuşuyla sustum.Ne oluyordu gerçekten anlamıyordum.Hem ben Mert'e bir şey yapmazdım ki.

"Bugün Mert seni aradı."dediğinde korkuyla geriledim.Gerilememe sebep olan söylediği cümle değil bu cümleyi söylerken yüzünde oluşan sinirli ifadeydi."Burdan gitmek ister misin?Benim buna ihtiyacım var ve sen de benimle gelmek zorundasın"dedi.

Omuzlarım yenilmişlikle düşerken "Tamam"dedim.Sesimdeki ifadeyi algılamış olacak ki banyoya doğru ilerlerken "Mert seni benden alamıyacak boşuna umutlanma.Sen benimsin" dedi ve kapıyı kapattı.

Ne olmuştu bu adama ? Mert'i ölümüne seven adam gitmiş ismini bile anarken gözlerinde nefret geçiyordu?Söyledikleri tüm umudumu yerle bir etmeye yetmişti.Üzerimi değiştirip yatağı uzandım.Gözlerim uykuya yenilirken "Keşke bu kadar saf olmasaydın"diyen sese cevap vermek istesemde başaramadım.



AHU(TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin