Yağız'ın sürdüğü araba son hızda yol alırken "Biraz daha yavaş olur musun?dedim.Sesimdeki korku bariz ortadaydı.Ben ne zaman bu kadar korkak olmuştum diye düşünmeme gerek kalmadan iç sesim cevap vermişti bile.Gözlerinin önünde adamı öldürüp seni kardeşinle tehdit ettiğinden beri.
Araba yavaşlayacağına hızlandığında kendime engel olamadan bağırdım"Sana yavaşla dedim be adam!"Ses tonuma kendim bile şaşırırken Yağız'a bakmaya korkuyordum.Ani bir frenle durduğumuzda emniyet kemerini icat edene dualar etmeye başladım.Yoksa çoktan fırlamıştım arabadan.Çekingen tavırla bakışlarımı Yağız'a çevirdim.Yüzünde oldukça çekici duran gülümsemeyle bana bakıyordu."Böyle çok daha güzelsin" demesi ve ardından kendine çekip öpmesi daha fazla şaşırtamazdı beni.Geri çekildiğinde yüzümü ellerinin arasına aldı.Alnımı öpüp arabayı çalıştırırken kızaran yüzümü saklamak için dışarıyı izlemeye başladım.Ne olmuştu yahu bu adama ?
*********************************************************
Gözlerim oldukça güzel gözüken evi incelerken Yağız'ın yanıma oturmasıyla bakışlarımı ona çevirdim."Merak ediyorsun değil mi neler olduğunu?Neden bir anda bu kadar değiştiğimi ve seni Bursa'ya getitürdiğimi?"sehpanın üzerinde kardeşleriyle bbirlikte çekildiği fotoğrafa bakarken.
"Evet merak ediyorum.Ama tek merak ettiğim bununla sınırlı değil"Fotoğraftan çektiği bakışları beni bulurken gözlerinde acıyı gördüğüme yemin edebilirdim."Her şeyi anlatmanın zamanı gelecek ama şunu bilmeni istiyorum.Ben ne kadar suçluysam Mert'te o kadar suçlu"dedi ayağa kalkarken."Benim dışarıda biraz işim var acıkırsan dışardaki adamlardan birini söylersin.Geç gelebilirim."
***********************************************************
Buraya geldiğimizden beri mutluydum.Bursa hayatımın en güzel ve mutlu anlarını taşıyordu içinde.Ailemin beni sevdiği zamanlarda burada yaşamıştık.Ne zaman buradan taşınmıştık işte o zaman felaketler üst üste gelmişti.
Yine burada en güzel günlerimi yaşıyordum.Hem de Yağızla.O tanıdığım sert görünümlü Yağız gitmiş yerine anlayışlı ve güler yüzlü bir adam gelmişti.Üstüne gidip üstelemiyordum.Yine korkaklığım tutmuştu işte.Bu eve geldiğimiz ilk Mert hakkında söylediklerinin açıklamasını istemiyordum.Bir hayal kırıklığını daha kaldıramazdı kalbim.Varsın özlemiyle kavrulayım ama sevgiyle anayım her zaman onu,hayal kırıklığıyla değil.
Ayaklarımın üzerinde hissettiğim yumuşaklıkla ayağımın üzerine diktim bakışlarımı.Gördüğüm şeyle çığlık atarken beni şaşkınlıkla izleyen Yağız'ın arkasına geçip pelimden gelen kediden korumaya çalıştım kendimi.
Yağız kediyi dışarıdaki adamlarına verdiğinde korku hala terk etmemişti bedenimi."Hayvanları sevdiğini daha doğrusu kedileri sevdiğini düşünmüştüm.Yani fdün yaralı kedi için ağladığımda "dedi.
Koltuğa tekrar oturduğumda "Ah doğru düşünmüşsün hayvanları severim ama uzaktan."dedim .Yağız ellerimden tutup ayağı kaldırdı.Kalbimin atışları hızlandığında kaşlarımı çattım.Heyecan değildi bu hızlı kalp atışı,korkudandı canım sadece korkudan.Nefesi yüzümü yalarken biraz daha yaklaşıp dudaklarını değdirdi dudaklarıma.Sonradan pişman olacağımı biliyordum ama kendimi engelleyemiyordum.Gözlerimi kapatıp karşılık verdiğimde biraz daha sertleşmişti dudakları.Elleri belimden aşağıya inerken dışarıdan gelen sesleriyle ikimizde geri çekildik.