Onu Öldürdüm

132 20 0
                                    


Cihan kayıtı geri alınca dört gözle izlemeye başladık. Kayıtta benim yere yığıldıktan sonra silahımın düştüğünü gördük ve Zehra yanımdan kalkınca silah yanımda olmuyor . Silahımı Zehra almıştı , Cihana dönüp inşallah bi bokluk çıkmaz dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı. Gittikleri adresi kamera kayıtlarından kolaylıkla bulmuştuk tüm adamları toplayıp yola koyulduk. Bu adam kimdi Zehrayı kaçırmış olamazdı Zehra kendisi gidiyordu. Çok geçmeden bahçe içinde bir villanın önünde durduk. Hava kararmıştı, evin önünde adamlar vardı. Arabadan inip kısık seslerle planı anlatmaya başlamıştım. Ardından..

Zehranın Ağzından;
Uyandığımda kendimi koltukta bulmuştum. Belli ki bu şerefsiz gelmişti . Mutfaktan tabak sesleri geliyordu göz ucuyla baktığımda birşeyler hazırlıyordu, Masanın üstündeki sürahi ilgimi çekti. Onun kafasını kırabilirdim, bu yetmezdi onu öldürmem gerekiyordu. Çok geçmeden Doruğun silahını kazağımın içine sakladığım aklıma geldi. Usulca silahı çıkardım ve ona doğru tuttum tam ateş edecekken bi silah sesi patlamıştı. Çığlık attım ve elimdeki silaha baktım. Ee ben ateş etmemiştim ama Mehmet kanlar içinde yerdeydi. Çığlık atarak başımı kollarımın arasına alarak olduğum yere çömelmiştim. Gözümden süzülen yaşların ardı kesilmiyordu. Dışardan hala silah sesleri geliyordu. Yanımda duran masanın altına girmiştim içerdeki odadan ayak sesleri geliyordu. Sesim çıkmasın diye ellerimle ağzımı kapatmıştım.Mutfağa giren bir çift ayağa gözlerim ilişmişti. Sesimi çıkarmadan duruyordum ve o ses ile olduğum yerden ilkildim. "Zehra nerdesin" bu Doruğun sesiydi. Ya beyinim benimle oyun oynuyordu yada Doruk gerçektende buradaydı. Yavaşça masanın altından çıktım karşımda Doruk duruyordu. Ne diyeceğimi bilememiştim, koşarak ona sarıldım ve ağlamaya başlamıştım. Biraz daha kendime geldiğimde "ö..özür di..di.lerim " dedim. Yüzümü avuçlarının arasına alarak "Özür dileme güzelim herşey geçti gidelim mi" dedi. Kafamı olumlu anlamda sallayarak evden çıktık. Dışarıda bizi 50' ye yakın adam bekliyordu.Hiçbirine aldırmadan arabaya doğru ilerlemiştik. Doruk kapımı açarak beni arabaya bindirdi. Kendiside şoför koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırdı. Hiç konuşmadan ilerliyorduk "herşeyi anlatıcam lütfen bana yardım et biliyorum daha beni tanimıyosun ama başım belada" dedim arabayı ormanlığa sürüp durdurdu ve farlarını kapattı. Gözlerime bakarak "Anlat Zehra sana yardım edicem" dedi. Bu beni mutlu etmişti, yardım edeceği değil beni önemsiyor oluşu içimde birşeyleri kıpırdatmıştı. Gözlerine bakarak konuştum " Ben Urfalı bir ailenin kızıyım zamanında olan kan davasını ben ve Mehmetin evlenmesiyle kapattılar. Mehmeti sevmiyorum sürekli beni dövdü karısı gibi değil kölesi gibi davrandı bana. Abimin cezasını bana çektirdi, eğer evden kaçarsam annemi babamı ve küçük kardeşimi öldüreceğini söylüyor. Bana yardım et.." dedim son cümleyi söylerken sesim kısık ve titrek çıkmıştı. "Abin şu anda nerede?" dedi " Yurtdışına kaçtı Mehmetin abisiyle aralarında kız meselesi vardı. Abim Mehmetin abisini vurdu ve yurt dışına kaçtı eğer burada kalsaydı onu öldürürlerdi bize dahi söylemedi gittiği yeri. Kızıda ardında bıraktı dilsiz bir adam vardı bizim oralarda geçen yıl onunla evlendirmişler" dedim. "Sen ölürsen Mehmet ailene birşey yapmaz dimi" dedi . Evet dercesine başımı salladım. Gülerek direksiyona vurdu ve arabayı geldiğimiz yola geri sürdü . "Nereye götürüyorsun beni?" dedim ve bana dönerek Zehrayı öldüreceğiz " dedi. Korkuyla ona baktığımda hala gülüyordu...

Çok geçmeden bir uçurum kenarına geldik ve arabadan indik. Eline telefon alarak uzun bir süre birşeyler yazdı. Denizin dalga sesleri sessizliğimize ortak olmuştu. Kısa bir süre sonra yanımıza arabayla sarışın kirli sakalli bir adam gelmişti. Doruk " Cihan herşey hazırmı" dediğinde isminin Cihan olduğunu öğrendiğim adam bana bakarak konuştu " Sayılır çok az işimiz kaldı." dedi ben onlara 5N1K soruları sorarken Doruk arabayı çalıştirıp vitesi boşa almıştı birden araba denize düştü. Ben çığlık atarak geriye döndüm . Doruğa sinirle bakarak "Sen salakmısın" dedim. Cihan elindeki poşeti bana verdi ve " bunları giyin" dedi anlamsız bakışlarla arabaya doğru gittim ve arabaya girerek kıyafetleri giyindim. Çıktığımda Doruk " hırkanı ve çantanı ver " dedi. "Niye?" dedim. " Çok beğendimde ondan dedi ve elimdeki hirkayla çantayı alıp denize fırlattı. Bana dönerek " Artık Zehra öldü yarın kimliğini değiştireceğiz.Ailen dahi seni öldü bilecek " dedi itiraz ettiğimde " benden yardım isteyen sendin küçük kız dediklerimi yapmalısın " dedim. Meydan okurcasına birbirimize bakarken Cihan " birazdan polisler gelir hadi gidelim" dedi ve arabaya binerek çiftlik evine gittik. Cihan bizi bıraktıktan sonra gitmişti, içeri girdiğimizde başım ağrıyo
dedim Doruk bana dönerek telaşla " tamam panik yapma sakin ol ağrı kesicilerin üst kattaydı" diyip merdivenlere yönelince bileğindeki saç bandajımı farketmiştim. Benim için endişeleniyordu bu beni mutlu etmişti. Koşarak elindeki ilaçlarda yanıma geldi ve su ile beraber verdi. Niye bu kadar panik yaptığını anlayamamıştım alt tarafı bir baş ağrısıydı . Doruk elini elimin üstüne koyarak konuşmaya devam etti. " Senin adın Duru , Duru Saylan " dedi. Dönerek neden " Duru Saylan ? " dedim. Gülümseyerek cevapladı " Bir su gibisin Duru tertemiz saf pürüzsüz " dedi. " Peki neden Saylan?" dedim daha çok yaklaşarak cevapladı " Çünkü benim soy adımı taşımanı istiyorum karım olarak " dedi. Yüreğime oturan öküzle " Nee!" dedim. Yüzündeki hafif gülümsemesini sözlerim söndürmüştü. Alaycı bir ses tonuyla konuşmaya devam ettim " Ben seninle evlenmem. Öküzün tekisin karizma sıfır tip yerlerdee " dedim ve alttan alttan gülmeye başlamıştım. İç sesim yalancı orosbuu diye bana bağırıyordu. Bana dönerek " bu sözlerini hatırlatıcam Duru Karayel " dedi ve meydan okur bir bakış fırlattı.Konuyu değiştirerek kendinden bahsetmesini istedim " O şirketlerin hepsinin sahibi benim neden mi hepsi bana dedemden kaldı babam kanserden ölmüş annem tek çocukmuş ve ben büyüdüğümde kaçmış dedemde ben zaten ölücem diyip neyi var neyi yok üstüme yapmış. " dedi çok uykum gelmişti.Saat sabah dört civarlarıydı " Bana kahve yaparmısın? " dedim. " Bugün iyi günümdeyim tadını çıkar" dedi ve gülerek mutfağa gitti. Esnemelerime dayanamayıp gözlerimi kapatıvermiştim..

Doruğun ağzından;
Elimde iki kupayla dönmüştüm. Zehra hayır hayır Duru koltukta melekler gibi uyuyordu. Yatak odasına gidip kalın bir polar aldım ve üstüne örttüm. Ayak ucuna oturup kahvemi içmeye başlamıştım. Sayıklamalarını duyunca "Duru?" dedim. Yattığı koltukta biraz daha yana kayarak kolunu uzatmıştı. Ayakkabılarımı çıkarıp yanına uzandım . Eğildim ve saçlarını kokladım mis gibi korkuyordu.

Bir ömür oksijen ihtiyacımı sağlayabilirdi, sağlayacaktı da...

Arkadaşlar bundan sonraki bölümlerde Zehra isimi yerine tamamen Duru ismini kullanacağım. Votelerinizi bekliyorum :)

YALANCI  ×1×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin