Tanıtım

60 4 1
                                    

Her iki yanağımdan ardından alnımdan öpen abimle, dolan gözlerime inat dudağımda hüzünle karışık mutlu bir tebessüm oldu. Dudaklarını alnımdan çekip benimle göz teması kurdu.

"Kendine iyi bak olur mu kardeşim? Seni önce Allaha sonra da kendine emanet ediyorum."

Benim gibi oda biliyordu ki burda beni emanet edeceği kimse yoktu.

Annem bana hamileyken, doktorlar zor bir doğum olacağını, bebeğin yani beni aldırması gerektiğini söyledi. Ama annem her şeye rağmen beni doğurmak istemiş.
Doğumda elimden geleni yapıp beni doğurmuş ama beni dünyaya getirmek pahasına canından oldu.

Benim babamla olan savaşım, doğduğum andan beri var. Beni sevmez, ki haklıda. Nede olsa ondan sevdiği kadını aldım. Ama babamın unuttuğu bir şey var ki, ben onun kızıyım. 18 yıl boyunca çok umut ettim. Belki benide sever ama nafile.

Annem öldükten 1 yıl sonra, babam gülsüm hanımla evlendi. Kendi yetmezmiş gibi birde kendi gibi bir kadın getirdi. Birde benden 1 yaş küçük bir kız kardeşim ve 14 yaşında bir erkek kardeşim var.

Ve

Abim. Kalbimin sahibi, benim süper güçlü kahramanım ve koruyucu meleğim. Bende onun meleği.
Abim asla babam gibi bana kin gütmedi. Ondan annesini almama rağmen, bana hep merhametli hep iyi oldu.
Bana sürekli 'sen bana anamın emanetisin. Senin saçının teline zarar gelse taş üstüne taş bırakmam. ' der. Ve bunu değince içindeki ölmüş kelebekler tekrar canlanır.

Bana babam ve annemin yokluğunu aratmayan abimi şu anda askere uğurluyoruz.
Şimdiye kadar hep okulunu bahane etmiş ve gitmemişti. Şimdi de okulu bittiği için kaçacak delik bulamadı ve ona da asker yolu gözüktü.

"Tamam abim. İnşallah tez gelesin."

"En ufak bir olayda haber veriyorsun. Ben babamı uyardım ama olurda birşey olduğu an beni arıyorsun, iki elim kanda olsa gelirim "

"Aman abim ne kanı, senin elin her daim temiz olsun. Hem başımıza birde asker kaçağımı olacan?" dedim alaylı bir kızgınlıkla. Abim güldü.

"Senin için oda olurum meleğim. 'sen anamın emaneti, benimde gözümün nurusun'"

Abimin gülüşü yavaş yavaş kayboldu ama tebessümünü eksik etmedi.

"Meleğim bana söz ver. Olurda bir şey olursa beni haberdar et emmi kardeşim?"dedi sorarcasına.

" Tamam abim sen merak etmeyesin. Olurda bir şey olursa sana haber edeceğim "

"Canım kardeşim" dedi ve kollarını bana doladı. Bende kollarımı onun beline dolandım.
Sarılmamızı kalın bir öksürük sesi bozdu. İkimizde babama döndük. Babam bana göz ucuyla bakıp abime döndü.

"De hayde oğul, komutanların seni bekler." dedi ağır şivesiyle.

Abim sağ ayağını sol ayağına elini şakasına götürdü.
"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM! " diye bağırdı gür sesiyle. Babam bunun üstüne güldü. Abimi kolunun altına alıp;
"Gururla gidip, gururla gelesin oğul " dedi.

Onlar konağın kapısına doğru ilerlerken ben de hemen arkalarında onları takip ediyordum.
Kapının önündeki konvuyun en önündeki arabaya doğru ilerlediler. Babam arabanın içine girerken abim arkasını dönüp bana el salladı.
Bende karşılık olarak elimi ağzıma götürüp avucuma öpücük kondurdum ve ona fırlattım. Öpücüğümü havada yakalayıp kalbine götürdü ve oraya hapsetti.
Ardından arabanın kapısını açıp koltuğa yerleşti ve arabayı çalıştırıp konaktan uzaklaştı.
Diğer arabalar da kornalarını çalıp arkasından ilerledi.

Hemen terasa çıkıp arabaların gidişini üstten izledim. Arabalar giderken gözümden bir damla yaşın firar etmesine mani olamadım.

Ben Melek KAHRAMAN.
Daha doğduğu ilk andan beri kaderimin bana yazmış olduğu mutsuzluğu dibine kadar yaşayan öksüz bir kızım.

Masum KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin