2.0

2K 126 225
                                    

selamlaarr! yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı lütfen unutmayın. iyi okumalar perisii🧚‍♀️

bu bölüm berayyko0 irem'e karinayla benden ithafımızdır!

aybike, kızı için ısıttığı sütü kedili kupasına koydu. kendi kahvesini de aldıktan sonra salona ilerledi. dünya, kucağında uyuyan kedisi cango'yu gülümseyerek seviyordu. annesini gördüğünde uzattığı kedili kupayı teşekkür ederek aldı. yanına oturmasına karşı gülümsese de kahve kupasını görmek ona babasını hatırlattığından gülüşü soldu. 

oflamaya başladı. sıcak sütünden bir yudum aldığında, kızının saçlarını okşadı aybike. "anne," dedi dünya, babasının yokluğunda onu sürekli ağlatan hissi yeniden hissetmeye başladığında. 

"efendim çiçeğim."

sütünü annesine uzattı, masaya koymasını isteyerek. aybike istediğini yaptı. kızının rahat hissetmesi için cango'yu kucağına aldı, yaptıkları kedi yatağına yatırdı ve yeniden dünya'nın yanına oturdu. kendi kahvesini de masaya bırakmıştı. 

"babam ne zaman gelecek?" gülümsedi aybike. 

"bir hafta sonra gelecek annem," dedi kızının yanağını okşayarak. "tiyatrosu var, biliyorsun." biliyordu. babası gitmeden önce sıkıca sarılmış, öpmüş ve durumu anlatmıştı. yine de korkuyordu. tiyatro gösterisi için gidip uzun bir süre gelmemişti babası. yine gelmeyeceğinden çok korkuyordu.

gözlerinin dolmasını engelleyemedi. "ya gelmezse?" kızının titreyen sesiyle dolan gözleri canını acıttı. rahat bir pozisyon alarak oturdu, kızını da kucağına aldı ve dolu gözlerinden nazikçe öptü. 

"hayır, bebeğim," dedi kızı ağlamaya başlayınca. annesine sıkıca sarıldı, dünya. başını göğsüne gömdü. babasının yokluğunda ne zaman korksa annesinin göğsüne sığınır, orada kendisini güvende hissederdi. yeniden aynı şeyleri yaşamak zordu. dünya ise daha minicikti, hissettiği şeylerin ne anlama geldiğini bile bilmiyordu.

"ama..." dedi iç çekerek. "böyle dedi ve gelmedi. beni kandırmıştınız."

ne söyleyeceğini bilemedi, aybike. kızının saçlarının arasına küçük öpücükler bırakmaya başladı. kucağındaki minik bedeni sıkıca sarıyor, kendisini güvende hissetmesini istiyordu. nasıl inandıracaklarını bilmiyordu. her şey yolunda gidiyordu oysa... pedagog ile bu durumu konuşmaları gerekiyordu.

"gelecek," dedi güven verici bir ses tonuyla. "baban artık gitmeyecek, prensesim. hep bizimle." ağlaması şiddetlendi dünya'nın. babası olmayınca çok üzülüyordu, ona ihtiyaç duyuyordu. annesi ve babasıyla oturup konuşmayı, oyun oynamayı, yemek yemeyi hiçbir şeye değişmezdi. 

aybike, göğsünde şiddetle ağlayan kızına karşı ne yapabileceğini bilmiyordu. çaresiz hissetti kendisini. yaşatmamaları gerekirdi. dünya'ya böyle bir duyguyu yaşatmamaları gerekirdi. nasıl toparlayacaklardı? 

berk'in gitmemesi kalıcı bir etkiye sahip değildi. dünya'nın henüz bu yaşında güveni yoktu.

kızı kucağındayken ayağa kalktı. yıldızları izlemeyi severdi, dünya. bahçeye çıktı. sallanan sandalyeye oturdu, kızına gülümseyerek yıldızları işaret etti. "baban gelince birlikte izleyelim mi?" burnunu çekti dünya. 

"söz mü?" aybike, kızının gözyaşlarının bitimine şefkatli bir öpücük kondurdu. 

"söz, yıldızlar kadar."

dünya gülümsedi. yıldızlar kadarsa eğer annesi doğru söylüyor olabilirdi! babası gelecekti. minik kalbine ferahlama geldiğinde, "anne," dedi. "babamla barıştınız mı?" kızının sorusuna karşı kaşlarını çattı dünya. 

zor kadın / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin