nine

15 2 0
                                    

Dizilerdeki veya müzik kliplerindeki gibi küvette değildi. Evindeki en sevdiği yerdeydi. Camın kenarında.

Kolunda dikey ve derin bir yarık vardı.

Bu Jeongin'i korkuttu.

Gerçekten bunu yapmak istemiş miydi?

Hayır, kesinlikle bu kadar acıyacağını düşünmemişti.

Pişmanlık duydu.

Çok geç.

Kırmızı leke çoktan parkeleri kirletip halıya ulaşmıştı bile.

Başının döndüğünü hissetti.

Biraz ileride sehpanın üstündeki telefonuna ulaşmak istedi.

Kurtulmak istedi.

Süründü zorla.

Gücünü kaybetti.

Tam aynanın önüne geldiğinde tükendi.

Cama doğru baktı ilk başta.

Sana lanet olsun Hwang Hyunjin.

Sonra kafasını çevirdi.

Aynadan kendisine baktı.

Çok acınası gözüküyordu.

Hayatında ilk defa kalbinin kendisine karşı biraz olsun yumuşadığını hissetti.

Özür dilerim, Jeongin. Sana tüm hayatın boyunca eziyet ettiğim için.

"Sence de özür dilemek için biraz geç değil mi?"

Öyle. Üzgünüm. Böyle olacağını düşünemedim. Gerçeği kabullenip buna dayanabilirsin sandım.

"Dayanamadım, Jeongin. Çirkin olduğumu kabullenemedim. İbsanların benden nefret ettiğini, her ayrıntımın çirkin olmasını kabullenemedim. Suçlu ben miyim?"

Evet, Jeongin. Suçlu yine sensin.

Gözleri kapandı. Kafasını dinlemeye gitti, uzun süreliğine.

war with myselfWhere stories live. Discover now