10. Bölüm ✔️

36 9 2
                                    

(Gece'den devam...)

"-Tabi ki insan aşık olduğunu ayrı görür. Belki ben abartıyorumdur ama kim olsa öyle düşünürdü." dediğimde arabayı durdurdu. Yol boyunca putlaştırma konusunu konuşmuştuk.

"-Olabilir tabi. Bende sevdiğim kızı öyle görüyordum."

"-Görüyordun?" dedim neden geçmiş zaman eki kullandığını anlamayarak. "-Benim dünyamın en güzel kızı o olabilir ama kimine göre değildir yani. Anladın mı?" Arabadan indik. "-Anlıyorum. Haklısın tabi. Kimmiş senin şu şanslı kız?"

Binaya giriş yaptığımızda üzerini düzeltti. "-Şanslı olduğunu nerden çıkardın?" Dudağımı büktüm. "-Çok sevdiğin belli. Ondan şanslı. Bende öyle sevilmek isterdim." Koridora girdik. "-Sevdiğim tarafından."

"-Seviliyorsun. Tamam sevdiğin kişi tarafından değil belki ama.."

Devam etmedi. Bende sorgulamadım.

Kafeteryaya girdik. "-Bugün bendensin. Ne alırsın?" Masaya oturdu. "-Bir kutu meyve suyu olabilir. Şekerim düştü." Güldüm. Kantine gidip adamdan bir kutu kayısılı içecek ve kendim için gazoz istedim.

İki kutuyu da aldım ve birini ona uzattım. "-O kadar acıktığını bilmiyordum. Söylesen annem bir şeyler yapmıştı. Getirebilirdim."

"-Şekerli tüketemiyorum ki. Sadece çok halsizlendim." Meyve suyunu içerek bana baktı. "-Diyabet hastasıyım da."

Ona şaşkınca baktım. "-Üzüldüm."

"-Bence üzülme. Yeneceğim, eminim." Kutunun başında parmağımı gezdiriyordum. "-Yine de dikkatli ol. Sır arkadaşımın ölmesini istemem." Gülümsedi. "-Tamam anne."

Sonra durdu. Anne dediği için olduğunu, adım gibi biliyordum.

"-Benden anne olmaz sanırım." diyip güldüm. "-Ya da olsa da simsiyah bir çocuğum olurdu." Bu onu güldürdü. "-Bence senin kız çocuğun olsa, kumral, kahverengi gözlü ve kısa bir bücür olurdu. Oğlun ise babasına bağlı."

"-Şans diyorduk, unuttun mu?" diyip onun bir sözünü tekrar ettiğimde gülümsedi. "-Baban ne işte çalışırdı?" dedim sanki istemeye gelen birinden bahseder gibi.

"-Babam, zamanında çok iyi bir şirket CEO'suydu. Kendi işini kurdu. Evler aldı. Yatırım araçları derken biraz aşırıya kaçtı. Bir müteahhit firma ile anlaşma yaptı ve bir arsaya tonla para harcadı. Sonuç olarak o arsanın devlet malı olduğu ortaya çıktı. Ama bana bıraktığı iki ev ve bir iş yeri var. Lazım olur diye." İçeceğimi bitirdim. "-Baban senin için bir idol müydü peki?"

"-Değildi. Peki senin baban, senin için bir idol mü?" Dudağımı büktüm. "-Sanırım hayır. Amcam benim için ideal bir idol." Bana uzunca baktığında kafamı kaldırdım. "-Neye daldın?"

"-Çok güzelsin. Ve..."

"-Teşekkür ederim. Ve?"

"-Öz çocuksun, değil mi?"

Bu soruya ne demek gerekiyordu ki? "-Neden sordun ki?" dediğimde hâla bana daldığını farkettim. "-Annene ya da babana benzemiyorsun. Abine de benzemiyorsun."

Gülümsedim. "-Olur öyle genetik hatalar."

Sohbet ede ede saati on iki etmiştik. Yerimizden kalkıp mahkeme salonuna ilerledik ve kapıda amcamı gördüm. O da beni gördüğünde gülümsedi. Yürüyüp ona sıkıca sarıldım. "-Amcam."

"-Canım yeğenim." Kafamın üstünden öptü ve Sarp'a baktı. "-Arkadaşın Sarp mıydı?" Başımı salladım. "-Beraber geldik." Sarp'a gülümsedi. "-Ne zamandır yoksun, hayırdır?"

İmkansız ( ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin