13. Bölüm ✔️

5 2 0
                                    

(Gece'den...)

"-Neden okula gelmedin? Telefonlarını açmıyorsun, mesajlara dönmüyorsun. Sorun ne?"

Rüzgar, içeri girer girmez kolumdan tutmuş ve dışarı çıkarmıştı. Beni soru yağmuruna tutuyordu. "-Bir şey yok Rüzgar. Sadece okula gelmek için kendimde motivasyon bulamadım. Bir şey olsa ilk sen bilirsin."

Buna inanmıyordu.

"-Sarp'ı arayıp nasıl olduğunu sordum. Meğer burdaymışsın. Ne kadar korktuğumu bilseydin, böyle yapmazdın." Kafamı eğdim. "-Özür dilerim. Gerçekten hiçbir şey yapasım yoktu. Sende beni sorulara boğarsın diye açmadım aramanı." Elini çenemin altına koyarak kafamı kaldırdı. "-Ben bilirim bu ses tonunu. Bu kızarmış gözleri. Ağlamışsın ve bana söylemek istemediğin bir şey var. Olsun, ben burdayım. İstediğin an anlatırsın."

Ona sarıldım.

Geri çekildim ve içeride bizi bekleyen altı kişi için kapıya yöneldim. Rüzgar yanında Cemre'yi de getirmişti ama buna üzülemeyecek kadar kötü bir gün geçiriyordum. İçeri girdiğimde, direk olarak Sarp'ın bakışları beni ablukaya aldı.

Yerime geçip oturdum.

Kaya abi yanımda, Elfida ve Mert çapraz koltukta; Mete, Rüzgar ve Cemre karşımda oturuyordu. Diğer çaprazda ise Sarp, tekli koltukta oturuyordu. "-Ne kalabalık bir yer."

Cemre gibi düşünüyordum. Ne kalabalık bir yer...

Telefonum çalmaya başladı. Annem arıyordu. Ona cevap vermek için yerimden kalktım ve üst kata çıktım. Aramayı açıp kulağıma götürdüm. "-Efendim anne?"

"-Ne yapıyorsunuz?" dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. "-Çocuklarla toplandık, oyun oynayacaktık anne." Bir süre konuşmasını bekledim. "-Çok uzak mı orası bize?"

"-Hayır. En fazla dört kilometre." Sesi hoşnut bir hal aldı. "-Güzel. Kardeşin de geliyor birazdan. Tam adres verir misin?" Kaşlarım çatıldı derince. "-Kardeşim?"

"-Zehra işte." Derin bir nefes aldım. "-Konum atacağım anne." dedim ve kapattım. Telefonu cebime koydum ve yüzüme elimle yelpaze yaptım. İyiden iyiye nefes alamamaya başlamıştım. Merdivenleri inerek mutfağa geçtim. Su doldurup içtim ve Kaya abi ile yer değişmiş Sarp'a baktım. "-Bir misafirin daha olacak. Sorun olmaz değil mi?"

Başta anlamadı. Anlayınca da yüz ifadesi garip bir hal aldı. "-Gelsin. Ne kadar çok olursak, o kadar iyi."

İyi falan değil Sarp. Olayı yumuşatma.

"-Kim geliyor?" dediğinde Cemre'ye baktım. Birbirimizle en normal konuşmalarımız bunlardı. "-Kardeşim."

Sarp hariç hepsi şaşkındı. Rüzgar sordu. "-Geldi mi?"

Olayı biliyordu. "-Geldi. Giysiler ve odası bile yapıldı." derken gülümsedim çünkü yanlış anlayabilirlerdi. Yerime, Sarp'ın yanına geçtim. "-Ne oynuyoruz?"

"-Madem kimsenin bir fikri yok, DTE oynuyoruz." Mete bunu söyleyip durunca, Mert yakındı. "-Ya oğlum, o oyun çok kötü." Mete güldü. Rüzgar elini onun omzuna vurdu. "-Çünkü hep kaybediyorsun."

Buna güldüler.

"-O zaman gruplandırma yapalım. Herkes yanındaki ile grup olsun." Ben ve Sarp'tan başladı. "-Siz ikiniz. Cemre Rüzgar, Mert ve Kaya abi, ben ve Elfida. Gelecek misafir de izlesin bir zahmet."

Herkes halinden memnun göründü.

"-Oyunu anlatıyorum." diyen Mert'ti. "-Doğrusunu tahmin et oyunun adı. Her takıma soru sorulacak. Takımdaki her iki kişi de kağıda cevap yazacak ve aynı çıkarak her takıma bir puan yazılacak. Anladık mı?"

İmkansız ( ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin