baler ♡

2 ₍ ᐢ.ˬ.ᐢ₎

meraba bebitolarım hepinizi beklettiğim için çok özür dilerim ama depresif bir zamandan geçiyorum ve hiçbir şey yolunda gitmiyor

youtube üzerinden çeviri yapıyorum. takip etmek isterseniz bio da linki var, şimdiden abone olanlara teşekkürler cok galb

bol bol yorum yapmayı unutmayın aşklarım :3

-

Bebek telsizinden gelen ağlama sesi ile Feza yarım yamalak gözlerini aralamıştı. Saat kaçtı acaba? Uyuşuk bir şekilde sevgilisinin kolları arasından çıkıp yataktan indi. Yan taraftaki miniklerinin odasına girip beşiğe ilerledi.  Baler o kadar içli bir şekilde ağlıyordu ki Feza'nın bir anlığına sol tarafı acımıştı. 

Hemen bebeğini kolları arasına alıp kucakladı ve sırtını sıvazlamaya başladı. "Şşş, geçti bebeğim. Baban burada aşkım, yok bir şey." 

Baler ise, hala ağlamaya devam ediyordu. Çok korkunç bir rüya görmüştü, sonrasında aniden uyanıp ağlamaya başlamıştı. Gördüğü şeyler aklına geldikçe ağlaması daha da artıyordu. 

Şu birkaç günde alıştığı babalarını rüyasında görmüştü. Koskoca karanlık bir yerde tek başınaydı. Çok uzakta babaları vardı ama ne sesi çıkıyordu ne de hareket edebiliyordu. Korkunç bir ses kalbini daha da hızlandırırken babalarından yardım isteyemiyordu. Babaları da onu görmüyordu. Çok korkunçtu, çok. 

"Neden ağlıyormuş benim bebeğim, ha? Neden ağlıyorsun aşkım? Acıktın mı bebeğim yoksa?" Baler'i biraz geri çekip yüz yüze gelmelerini sağladı. Ağlamaktan gözlerinin kenarlarından gözyaşları çıkmıştı. Yüzü ise kıpkırmızı olmuştu, hele minik burnu. Feza sevgiyle miniğinin yüzüne minik öpücükler bıraktı. 

Baler'de minik ellerini babasının yanaklarına koydu. Azıcık uzamış sakalları batıyordu ama sorun değildi. Babasını hissetmek istiyordu. Neden bu kadar korktuğunu o da tam olarak bilmiyordu. Sadece babalarının onu görmeyişi, duymayışı çok kötü hissettirmişti. Sanki onu bırakacaklar gibi hissetmişti. Ama neyse ki bir rüyaydı.

Feza, yanaklarındaki ellere de öpücük kondurup, "Bizimle yatmak ister misin bebeğim? Babayla beraber sarılıp uyuyalım, çok güzel olmaz mı?" dedi. Baler'de hafifçe başını sallayıp alnını babasının omzuna yasladı. Şu birkaç günde biraz da olsa hareket edebilmeye başlamıştı ve bu Baler'e göre çok güzel bir şeydi.

Feza, miniğini kucağına iyice yatırıp beşikten battaniyesini ve en sevdiği peluş ahtapot oyuncağını alıp kendi odalarına doğru ilerledi. Açık kapıdan geçip yatakta yatan sevgilisine ilerledi. Baler'i eşinin yanına yatırıp üzerini güzelce örttü. Oyuncağını da yanına koyup kendisi de yanına uzandı. Bir kolunu bebeğine sarıp hafifçe kendine çekti. Baler'de babasının göğsüne ellerini koyup gözlerini kapadı. Poposunu pışpışlayan elle yavaşça uykuya daldı.

-

Minik Baler, bebek pusetinde yatıp üstten sarkan oyuncaklarla oynarken Ilgar ve Feza masa başında iş yapıyorlardı. Sabah uyurken birden Feza'nın telefonu çalmış ve işe çağırılmışlardı. Baler'i bırakacak kimseleri olmadığı için mecburen onu da şirkete getirmişlerdi. Başlarında ki kişi, buna ilk itiraz etse de sonradan kabul etmişti. Geldiklerinden beri sesi soluğu çıkmamıştı miniklerinin.

Normalde şirkete bir gün Ilgar, bir gün Feza gidip Baler'e bu şekilde bakacaklardı ama bugün bir istisna olmuştu. Ilgar önündeki kağıda son birkaç kelime yazıp kalemi masaya atar gibi bıraktı. Olduğu yerde esneyip birkaç saniye etrafa boş boş baktı.  Bakışları minik bebeğine takıldığında gülümseyip sandalyeden kalktı ve bebeğinin önünde diz çöküp yanaklarını sevmeye başladı.