2. Bölüm: Hastalık

55 4 1
                                    

(Çınar'ın Anlatımıyla)

Hala anormal bir şekilde kollarımın arasında ki kıza bakıyordum. Niye bayılmıştı ki şimdi? Sanırım onu hastaneye götürmem gerekiyordu. Hemen kucağıma alıp arabama doğru yol aldığımda adımlarımı hızlandırdım. Benim yüzümden bir şey olmuş olabilir mi düşüncesine girmiştim.

Çoktan arabamın yanına geldiğimi fark edince hemen arka kapıyı açıp kızı oraya koydum, ardından ön koltuğa geçip arabayı çalıştırmaya başladım.

*

"Sedye lütfen!"


Sedyeye onu bırakıp ardından hızlı adımlarla peşinden yürümeye başlayınca doktor bir anda beni durdurdu, "Kimliğini alabilir miyim?" benim kimliğimi napıcaksın?

"Anlamadım?" bir iç çekiş yaptı ve ardından yeniden söze girdi,

"Getirdiğiniz hastanın diyorum, kimliğini alabilir miyim?" benimkini istediğini düşünmek saçmaydı kabul ediyorum.

Saçma düşüncelerden kurtulup doktorun yüzüne baktım. Ben bu kızın adını bile bilmiyordum ki kimliğini vereyim... Elimdeki ağırlığı hissedince gözlerim oraya kaydı. Onun çantasıydı, bayıldığında sanırım ben elime almıştım. İçini açıp baktığımda birsürü not, deodorant, gözlük ve asıl bulmaya çalıştığım şey cüzdan vardı. Hemen cüzdanı alıp içini açtım ve kimliğin burada olması için dua ettim. Evet tahmin ettiğim gibi buradaydı. Alıp baktığımda biraz önceki kızın fotoğrafını gördüm. Gözlerim adına kaydı ve içimden adını geçirdim,

Güneş Seçkin...


Yeniden gerçeğe döndüm ve hemen kimliği doktora uzattım. O alıp gittikten sonra bende duvara yaslanıp beklemeye başladım.

*

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığım an ışık yüzüme vurdu ve hemen yeniden kapattım. Bu sefer daha yavaş açmaya başladığımda nerede olduğumu bulmaya çalıştım. Ahh, yine bu lanet yere kim getirdi beni acaba...

Gözlerimle biraz daha etrafı tarayınca hemen yan tarafımda sandalyede birinin uyuduğunu gördüm. Niye buraya geldiğimi hatırlamaya çalışınca bu kişiyi hatırladım. Gözlerim kapanmadan önce onun yüzünü görmüştüm. Biraz onu inceleyince köşeli yüz hatları olduğunu gördüm ve vurunca sanırım elimi kıracak kadarda güçlü bir vücudu vardı. Saçları kahverengi tonlarında, parmakları ince ve uzundu. Kirpikleri uzun, dudakları da orta boydaydı. Onu böyle uzun uzun inceleyince gerçekten yakışıklı olduğunu anlamıştım.

"Bana bakmayı kesicek misin artık?" bir anda söylediği cümleyle gözlerimi irice açtım. Nasıl görmüştü ki benim baktığımı? Gözlerini de hala açmamıştı. Bozuntuya vermemeye çalışarak,

"Sana baktığımı da nereden çıkardın sadece nerede olduğumu anlayamadım onu çözmeye çalışıyordum," güzel yalandı kabul ediyorum.

"Aynı yere bakarak mı anlayacaksın?" dedikten sonra gözlerini açtı ve o da bana bakmaya başladı. Tamam pes ediyorum gerçekten kuvvetli hisleri var.

GÜNEŞ'İN BATIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin