Neden herkesin geçmişi böyleydi? İyiliğin uğramadığı, kötülüğün gitmediği bir geçmişti herkesin. Güzel çocukluk geçirmemiş miydi kimse?Çınar konuşmaya devam edicekti ki aklına bir şey gelmiş gibi bana baktı. Hayır heyecanlı değil yorgun bakıyordu. Kaşlarını çattı,
"Güneş.. Seni baban sadece kızı olduğun için sevdi değil mi?" bir anda yutkundum. Lütfen çocukluğunu babası çalmış olmasın..
"Ama benim babam öyle sevmedi.." gözleri dolu dolu olmuştu.
"Beş yaşındaydım. Birtane köyde annem, babam ve ablamla birlikte yaşıyordum. Annemle babam otuzlu yaşlarda ablam da on üç yaşındaydı. Durumumuz çok kötüydü. Babam zaten çalışmıyordu ve hergün içip eve geliyordu. Annemle hep kavga ederlerdi ama bu asla fiziksel bir kavgaya girmedi. Annem kendini hep korudu ve bir kere bile babamın kendisine vurmasına izin vermedi. Bizi severdi annem, evde ne varsa kendi yemez bize yedirirdi. Her zaman bize bakar bizi üzmezdi. Sonra birgün uyandığımda baş ucumda bir not buldum. Annem yazmıştı notu,
'Yavrularım gitmem gerek ama asla sizi bıraktığımı sanmayın. Birgün sizi almaya geleceğim, kendinizi bütün kötülüklerden koruyun ve kimseye güvenmeyin.' aynen böyleydi not. Her gün okumaktan kelimesi kelimesine ezberlemiştim. Bir anda böyle gitmesini beklemediğimiz için ablamla çok sarsıldık. Neden gitti diye günlerce ablamla düşündük ve ağladık.." gözlerini kapattı ve derin derin nefes aldı,"Babama gösterdik notu fakat annemi aramaya gitmedi. Kaç kere yalvardık ama gitmedi. Bize zaten o günden önce de bakmıyordu sonra da bakmadı. Annem olmadığı için günlerce aç kaldık. O ise hergün geceleri eve sarhoş geldi. Ablamla bize zarar verecek diye gece olunca yatmak için ablam bir odaya bizi kilitlerdi ve öyle yatardık. Ya da ben öyle sanıyordum. Zaten ondan sonra benim için annemin eksikliğinden başka bir şey değişmemişti fakat ablam o günden sonra hiç gülmedi. Babamın yüzüne hiç bakmadı ve hep babamdan kaçtı. Sürekli evden kaçmak için bir şeyler aradı ama bulamadı. İki yıl geçti böyle, sanki gözlerimin kör olduğu iki yıl.."
"Ablam artık kaçmanın bir yolunu bulmuştu. Nasıl mı? İki yıl boyunca beni evde bırakıp dışarı çıkmıştı. Nasıl yaptığını bilmiyordum ama hergün para getirmişti. Niye kaçıyoruz abla diye sorduğumda hiç cevap vermemişti. Sonra birgün bir çanta hazırladı. İçine birtane ekmek, bir şişe su birde getirdiği paraları koymuştu. Elimi tuttu ve tam çıkacakken babam geldi." bir anda hıçkırarak ağlamaya başladı. Bir şey diyemedim ve devam etmesini bekledim.
"Babam sendeleyerek içeri girdi. Önce bana baktı ve sonra ablamı baştan aşağı süzdü. Ablama baktığımda çok korkmuş görünüyordu. Sanki birgün bu günün geleceğini biliyormuş gibiydi. Elimi bıraktı ve geri geri gitmeye başladı. Tam hızlanıyordu ki babam koştu ve kolunu yakaladı. Ablamı çekiştirerek sürüklemeye başladı. Ben ne olduğunu anlamamıştım çünkü çocuktum. Ablam bana yalvararak bağırmaya başladı, 'Çınar yardım et! Çınar kurtar beni yalvarırım! Çınar bir şey yap! Çınar..' bu cümleleri söyledi sürekli. Sanki elim ayağıma dolaşmıştı. Koştum ve babamın kolunu tutarak onu durdurmaya çalıştım. Ama ne kadar gücüm olacaktı ki hiçbir işe yaramadı. Babam bana döndü ve yüzüme bir tokat savurdu. Küçücük bedenim yere savruldu. O kadar acıdı ki bir süre dönemedim ama sonrasında zorla ayağa kalktım ve arkamı döndüm. Döndüğümde ablamı bir eşya gibi odanın içine fırlattı. Hızla koştuğum sırada kendide girip kapıyı kilitledi. Kapıya vurmaya başladım ama açmadı. Ablamın çığlıkları o kadar çok arttı ki ev onun çığlıklarıyla dolmuştu. Bende ağlamaya başlayarak daha sert vurdum kapıya ama babam açmadı. 'Baba lütfen yapma! Yalvarırım sana ben senin kızınım!' diyordu ablam. Küçüktüm ya anlamamıştım tabi ne yapacağını. Kapıya o kadar vurdum ve bağırdım ki gücüm tükendi ve boğazım kurudu. Bir süre sonra ablamın çığlıkları kesildi. Bende ağlamayı bıraktım ve sessizce kapıya yaslanıp başımı dizlerime dayadım. Bir süre sallandım sallandım ama olmadı çıkmadılar. Ayağa kalkıp kapıya yeniden vurdum ve bağırmaya devam ettim. Ablamın sesi kesilince çok korkmuştum. Bir süre sonra kapı açıldı ve karşımda babamı gördüm. Bana baktı bir süre ve zaten ayakta zor duruyordu. Beni kenara ittirdi ve sendeleyerek yürümeye başladı. Her an düşecek gibi yürürken kapıyı çarpıp gitti. Arkasından öylece bakarken içeri girmeye korkuyordum. Ablam çıkmıyordu.. Yavaşça içeri girdim ve ablamın nerede olduğuna baktım. 'A-abla?' dedim ve onu gördüm." artık nefes alamıyor kalbini tutuyordu. Yavaşça yere inip oturdu ve banka yaslanıp ellerini yüzüne kapattı. Hıçkırıklarını bastırmaya çalışıyordu. Yanına bende oturdum ve ellerini tuttum. Yavaşça çekerek aşağı indirdim ve yaşlar akan gözlerimle ona baktım,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ'İN BATIŞI
Fiksi UmumHayalleriyle yaşamayı öğrenen Güneş, tam kendi ayakları üzerinde duracakken kendini bir karmaşanın içinde bulur. Ya her güne başka bir hayatla yeniden başlayacak, ya da bu karmaşaya son verecektir.