''Gökyüzünün bile bize yalan söylediği acımasız bir hayat sürdürüyoruz''
Yağmur yağıyordu. Ne kadar huzur verici bir sesti böyle..
''Defne, hadi artık! Kahvaltı yap da bir an önce gidelim!"
"Tamam! geliyorum." İstemsizce yatağımdan kalktım.
"İnanabiliyormusun? Ciddi ciddi üniversiteye başlıyoruz!!"
"Baran. İnan bana yetimhaneden farksız olacak."
"Sen nasıl hiç pozitif olamıyorsun? Benim bile moralimi bozdun! Hem nerden bilebilirsin ki?"
"Bilerek yapmadım!" dedim gülümseyerek.
İşte o herzaman kullandığım canım sahte gülüşüm.
"Kızım ya! Gül işte böyle. Hadi seni dışarda bekliyorum bay bayyy!"
Ona gülümsedim.
Baran benim çocukluk arkadaşım. En kötü zamanımda o oldu yanımda. Benim tam tersim olsa da, onunla çok iyi anlaşıyoruz. Ha evet, arada tartışmalar oluyor ama çok kafama takmıyorum. Baran benim aksime çok pozitif biriydi. Sevgisini dışa vurabilen, dertleri umrunda olmayan biriydi. Bu yüzden onun bu umursamazlığına hayret kalıyordum.
Ben ise tam tersiydim. Herşeyi gerektiğinden fazla kafaya takan. Sevgisini dışarıya aktaramayan, sürekli Negatif düşünen biriyim. Baran gibi olmaya çalışıyorum ama olacakmış gibi durmuyor. Bende böyle biriyim galiba. Ailem beni yetimhaneye bıraktığında 7 yaşındaymışım. Açıkcası hiçbirşey hatırlamıyorum. Ailemi, yetimhaneden önceki hayatımı, evimi hiçbirşeyi hatırlamıyorum. Baran benden 1 yıl sonra geldi. O gelene kadar tek bir arkadaşım bile yoktu. Herkes beni dışlardı. Üzüntüden elimle oynardım. Bana "tikli" derlerdi. Çocuktum.. Bu cümleler ozamanlar canımı çok yaksada beni güçlendirdiler.
Camdan birinin "Hadi ya! Yok bu kız anlamıyor! Defne! Defne hadi gülüm ya!" diye bağırdığını işittim. bu kişi Barandan başkası değildi.
Camdan aşağı sarktım ve "Tamam ya geliyorum!" diye bağırdım. Çantamı da alıp koşarak odadan çıktım. Yerimhanenin sessiz koridorlarından koşarak aşağı iniyordum.
"Kızım ya! Alttarafı ceket giyinip sandeviç yiyecektin! Neden bu kadar geç kaldın! yine daldın mı yoksa?"
"Maalesef.. Ama merak etme sandeviçi yemedim yeseydim daha da geç kalacaktık!" dedim hevesle.
"Kızım pardonda sen aptal mısın? Neden sandeviçini yemedin? Aç aç kalıcaksın şimdi oralarda."
Baran konuşurken bende yetimhanenin özel aracına bindim. Baranla bizi Okula bırakacak olan araç. Baranla YKS'de1 farklı netler yaptığımız için aynı üniversiteye gitmiyorduk. Ve buda çok can sıkıcı. Şöför önce beni sonrada baranı okuluna bırakacaktı.
Baran şikayet etmeye devam ediyordu. Açıkcası onu dinleyecek halim yoktu. Bu yüzden kulaklığımı takıp camdan dışarıya bakmaya karar verdim.
"Ama bana bakma öyle,
sakin olma birşey söyle!
ölüceğim ben hiç mi sevmedin?"
Şarkı aynen böyle söylüyordu. "Vagon" güzel grup adıymış.
Bultlar.. Ne kadar güzeller.. Yağmuru getirdikleri için çoğu insan bulutları sevmezmiş fakat bilmiyorlar ki gökyüzünü güzel yapan şeyler de onlar..
Sevgisiz bulutlar
Baran onu dinlemediğimi anlayıp susmuş.
Çok şükür.
Gideceğim üniversite çok uzak olmadığı için çok geçmeden okula vardık.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım
"Hey. Eğlenmeni istiyorum tamam mı? Sakın üzme kendini. Birşey olursa da hemen ara!" dedi Baran endişeli birşekilde.
"Merak etme. Sırf sen üzülme diye eğleneceğim bak. Değerimi bil! Hadi görüşürüz!"
Bana gülümseyip el salladı.
Arabanın gittiğini araba kornasından anladım.
Yine yanlızım. Tek başıma, herzaman olduğu gibi.
Yapabilirsin be defne! yürü kızım!
Yüzümdeki o sahte gülüşü ortaya çıkardım.
Bulutlara veda edip okula girdim.
''Gökyüzünün bile bize yalan söylediği acımasız bir hayat sürdürüyoruz.''
____________________________________________________________________________
1- üniversite sınavı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün yalanları
Teen FictionSiz hiç hayatınızın büyük bir parçasının yalan olduğunu öğrendiniz mi? Defne yetimhanede büyümüş, hayatı boyunca yanlız olduğunu bilerek büyümüş bir çocuktu. Onun bu darmadağın hayatı bir mucizeyle düzelebilir mi? ''Gökyüzünün bile bize yalan söyle...