Çalan telefonu defalarca görmezden gelmesine rağmen asla susmuyordu. İçinden ettiği küfürlerle gözlerini ovaladı ve telefonu alıp kim olduguna baktı. Arayanın Ganyu olduğunu görünce açtı ve sinirini kontrol etmeye çalıştı. "Ganyu okula daha üç saat var manyak mısın...?" Ganyu genelde okuldan bayağı önce uyanırdı bu yuzden bu saat ona normaldi. Kız Zhongli'yi duymazdan gelip konuya direkt girdi.
"Hemen sana attığım posta bak. İntsagramdan hadi çabuk çabuk" Sorgulamamaya karar verdi ve dm kutusuna girip attığı gönderiye girdi.
"İnek çocuk ve popüler çocuk arasındaki ilişki- ohhh hayır olamaz..." Kafasını yastığa gömdü ve bir süre öylece düşündü. "Şimdi anladın mı? Benim şaşırdığım şey siz nasıl o hale geldiniz? Hadi onu geçtim fotoğrafınız ne akaka nasıl çektiler ki bunu?" Zhongli sonunda kafasını yastıktan kaldırdı ve konuşmaya başladı "Bilmiyorum Ganyu bilmiyorum... okulda konuşalım. " Ganyu onaylayınca telefonu hızla kapattı.Zaten yaşadığı zorbalıklardan geçen sene kurtulmuştu eğer tekrardan aynı şeyler olursa kafayı yerdi... hemde şu aptal post yüzünden. "Herkes görücek şimdi... off off!" Ayağa kalktı ve istemese de okul için hazırlanmaya başladı. Çok sevdiği turuncu atkısını hiç olmadığı kadar sıkıca ve ağzı gözükmeyecek şekilde bağladı. Yarım saat kaldığını görünce de evden çıktı ve okula doğru yine istemeden yürüdü...
"Günaydın" Sınıfa girdiği an onu karşılayan Tao'yu beklemiyordu. Bir şeyler söyleyecek gibi bir hali vardı. "Günaydın...?" Kız hemen dibine girdi. "İtiraf sayfasına atılan şeyi gördün mü? Çok çılgın değil mi artık okulda ünlü gibi bir şeysin! Hemde popüler bir çocukla" Zhongli sırasına gidip atkısını çıkarırken ona cevap verdi. "Sence herkes senin gibi mi düşünür? Geçen seneyi biliyorsun." Zhongli istemeden kaba bir tavırla konuştuğunu fark ettiğinde sırasına bakmaya başladı. Gerçi Tao hemen alınmazdı. "Ah anladım- üzgünüm aklımdan çıkıvermiş..." Kız sonunda Zhongli'yi salıp Xiangling'in yanına gittiğinde derin bir oh çekti.
İlk ders bittiğinde Xiao tarafından uyandırıldı. Hiç konuşmamıştı zaten konuşmazdı ama derste uyumak pek onluk değildi. Gözlerini ovalayarak Xiao'ya döndü. "Noldu?"
"Kalk artık uyumak hiç senlik değil şu şey yüzünden mi?" Zhongli salağa yatmaya karar verdi çünkü cevap vermek istemiyordu. "Ney?" Ganyu da yanlarına geldi. "Evet büyük ihtimalle onun yüzündendir..." Zhongli anında Ganyu'ya döndü. "Eeee dün neler oldu~?" Ganyu neyden bahsettiğini hemen anladı ve utandı. Hiçbir şeyden haberi olmayan Xiao ise öylece bakıyordu. "Öyle takıldık ya pek bir şey olmadı-" Xiao Ganyu'nun dibine girdi.
"Keqing ile mi???" Ganyu kafasını sallayınca Xiao öylece dondu ve cebinden 5 dolar çıkarıp Zhongli'ye verdi. Sırıtarak parayı cebine attı ve Xiaoya döndü. "Sana kazanacağım demiştim." Ganyu bir Zhongli'ye bir Xiao'ya baktı. Bir Zhongli'ye bir Xiao'ya... "SİZ BENİM ÜSTÜME İDDİAYA MI GİRDİNİZ..." Ganyu bir anda bağırınca kendisi de şaşırdı ve etrafına bakınıp zoraki sırıttı.
"Pardon-" Sınıfa giren hocayla cümlesi kesildi ve herkes yerlerine oturdu.
"Üzgünüm sizinle yemek yemeye gelemem işim var." Xiao bunu söyler söylemez kayboldu. Ganyu Zhongli'ye döndü ve eğilmesi için omzuna baskı uygulayıp kulağına fısıldadı. "Dün onu Aetherle görmüştüm. Sanırım onun yanına gidecek." Bunu söyledikten sonra kıkırdadı. "Oha bizden önce manita yapmış pezevenk" Ganyu daha da gülmeye başladı. Yemekhaneye tam girecekken Zhongli Keqing'i gördü. "Bana sonra teşekkür edersin." Kızı hafifçe Keqing'e iktirdi. Tabi Ganyu hemen Zhongli'ye kızmak için ona döndü ama Keqing onu omzundan tuttu ve beraber yemek yemeye davet etti. Zhongli de bu fırsattan yararlanıp hemen yemekhaneye kaçtı.
Çayını aldı ve bahçeye çıktı. Yürürken ellerini ısıtan çaya dalmıştı gözleri. İyice parmaklarını karton bardağın etrafına sardı ve tam yalnız kalmanın keyfini çıkaracaktı ki...
"Zhonglii! Zhongli- dursana ya." Sesi tanıdığı an adımlarını hızlandırdı ve duymazdan geldi. "Alooooo!" Zhongli en sonunda durdu ve arkasını dönüp işaret parmağını çocuğa doğrulttu.
"Bana bak seni mandalina. Zaten senin yüzünden başım belada. Şimdi ise hiçbir şey olmamış gibi dibimde bitme!" Etrafına bakındı. Bütün gün duyduğu fısıltıları aklımdan uzaklaştırmaya çalışıp ona geri döndü. "Zaten herkes bizi yanlış anladı konuşmamız bile hata."
Tartaglia sanki Zhongli onu azarlamamış gibi umursamazca göz devirdi ve kolunu omzuna atıp yürümeye başladılar. "Hey-"
"Amaaaan be ne kastın he. Zaten ben de özür dilemeye gelmiştim sakin olsana azcık benimle görülmekten bu kadar mı korkuyorsun? Alınırım bak..." Dalga geçtiği için Zhongli daha da sinirlendi ama kendini tutuyordu.
"Korktuğumdan değil. Sadece sevmem böyle şeyleri. Milletin ağzında olmayı yani-" Sözünü bitirir bitirmez bir kız arkalarından Tartaglia'nın adını bağırarak yaklaştı. Çocuk hemen Zhongli'yi bıraktı ve ona döndü. "Heater-"
"Sus! İtiraf sayfasına atılan posttan sonra mesajlarıma cevap vermedin zaten suçunu biliyorsun ve hala bu iğrenç aptalla mı takılıyorsun?" Tartaglia kızı sakinleştirmek için hemen yanına gitti. "Evet ama açıklamama izin vermiyorsun ki-" Zhongli Tartaglia'nın omzundan tuttu ve söze girdi.
"O haklı. Dün gece sana ayrılmak istediğini söyleyecekti ama sarhoştun. Şimdi amını yırta yırta bağırmayı kes yoksa iğrenç aptalı gösteririm sana." Kızın devreleri iyice attı ve daha da bağırmaya başladı.
"HER ŞEYE BURNUNU SOKMASAN OLMUYOR ZATEN. Hem bunlar biz ayrılmadan beni aldattığını değiştirmiyor." Tekrar Tartaglia'ya döndü ve cevap bekledi. "O bir yanlış anlaşılmaydı-"
"Tabi canım hepiniz öyle dersiniz. Bitti! Ve sana da dediklerini ödeticem. İbne" Kız hızlıca ordan uzaklaştı ve Zhongli çocuğa döndü. "Cidden bu sarı çiyana o kadar ay nasıl katlandın. Öyle bir bağırıyor ki... " Tartaglia gülerek ona döndü. "Aslında çok da zor değil parasını ve mamasını önüne koy bitti. Her neyse dün için özür dilerim." Zhongli tek kaşını kaldırarak baktı. "Aslında üzgün falan değilsin. Di mi?"
"Evet aslında bi daha olsa bi daha seni o tuvalete sokup yavşardım. Ama işte sırf dilemiş olayım diye diledim-" Zhongli çocuğun bacağına tekmeyi bastı ve yüzündeki sırıtışın anında sönüşünü izledi. "Ay özür dilerim... Ama sırf dilemiş olayım diye yoksa yine yaparım." Tartaglia bacağını ovalarken sırıtarak arkasını döndü ve çayını içerek gitmeye başladı. Hayattan zevk alma hissi yine gelmişti. Bir sürü çay içesi, kitap okuyası ve müzik dinleyesi gelmişti...
"Çok kötüsün!" Tartaglia arkasından bağırınca elini havaya kaldırıp orta parmak çekti ve kulaklığını taktı. Tam yanlız kaldığını düşündüğünde karşısındaki Tao'yu görünce içinden bir küfür savurdu. Tabi daha deminki his de yok oldu. Kulaklığını çıkartıp ona döndü. "Bu gün yanlız kalamayacak mıyım ben..." Kız kıkırdadı ve yanından geçerken hafif kısık sesle konuştu. "Daha deminki olay kötü oldu! Dikkat et de birileri itiraf sayfasında paylaşmasın."
"Ne...?" Kız kıkırdaya kıkırdaya, hoplaya zıplaya oradan uzaklaştı. "Garip. Her neyse o kız hep garip zaten. Ucube." Kulaklığını geri taktı ve yürümeye devam etti...
Kafama nerden esti hiçbi fikrim yok ama bölüm yazasım geldi çünkü telefonumu kırdım eski telefonuma geçtim uygulamaları indirdim cart curt wattpad i indirip yanlışlıkla bu hesaba girdim aaa dedşm beniö böyle bi hesabıö mı varmış yazim bari
Tek korktuğum sonraki bölümn 1 2 yıl sonra gelmesi BSSŞENDĞENESĞENSP
Neyse görüşürüz okuduğunuz için çokçokçokçok tşkler bb öptüm😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeah, my boyfriend's pretty cool...
FanficHiç aklına bile gelmeyecek birine aşık olmak mı? Ona imkansız gelmişti.