Tabi ya beni ispitleyen hep Selim değil mi?! Selim'e içimden küfürler sallayarak bahçeden eve geçtim ve içeriye girdim yorgundum hemen odama çıkıp bir duş aldım ve ardından ödevlerimi yapıp akşam için kombin bakmaya koyuldum acaba ne giysemm...
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Kendime söylene söylene üzerime aynada tekrar baktım. Altımda asker desenli cepleri olan kot şortum üzerinde ise arkası içe girintili ve siyah omuz kısımlarında yine asker deseni üzerine zımba olan hafif bol tişörtüm vardı. Saçlarımı ise dağınık topuz olarak toplamıştım. Makyaj olarak sadece dudağıma hafif pembemsi bir parlatıcı, gözüme ise eyeliner sürmüştüm.Ayakkabı olarak bol olan ve yine biraz asker desenli ve zımbalı bir botlarım vardı. Akşam üzeriydi ama daha güneş batmamıştı.Bu yüzden giymek yerine deri ceketi elime aldım. Küçük deri ve içi yine asker desenli cüzdan olan ama benim küçük çanta olarak kullandığım cüzdanı aldım aldım içinde telefonum, anahtarım, parlatıcım ve biraz da para vardı.Bugün başka bir şeye ihtiyacım olmayacaktı olsa da Selim yeterdi zaten.
Selim kapıyı çaldığında hazırdım hemen çıkıp yanına gittim bahçede otururken onu korkuttum ve gülüştük. Ardından biraz sohbet ederken kızlarla orada buluşacağımızı öğrendim ve başımla onaylayıp ilerleyip arabaya bindim. Çabucak cafeye varmıştık zaten yakındı da. Biz gittiğimizde Selim'in dediği gibi kızlar oradaydı ''selam kızlarrrr'' diyip Selimle yanlarına oturduk. Arada sırada Selimle bu şekilde çift takılmayı seviyordum. Güzel ve eğlenceli oluyordu. Sohbet ilerleyip Yiğit ile benim olayıma gelince Selim olayı anlattı kızlarda ''Fena kapak olmuş.'' ''hep sen mi laf sokcan knk'' gibisinden laflarından sıkılmıştım ve saat ilerleyince bizimkileri bizim bara gitmeye bir şekilde ikna ettim. Gider gitmez meşhur yerimize oturduk. Herkesin gözü üzerimizdeydi. Çünkü burada sadece Yiğitler oturabiliyordu ve herkesin görebileceği bir yerdeydi. Bir süre sonra içkiler geldi ben pek kullanmazdım hatta hiç ama hiç kullanmazdım ama Naz ve Ceren'in gazına gelmiş oldum ve yarı sarhoş yarı ayık müziğin ritmiyle dans ediyordum. Yanıma yavaş yavaş yaklaşan çocuğu ve uzakta beni kesen ve yiyen çocukları hissedebiliyordum. Bu normaldi çünkü tam sarhoş havasındaydım ve bar sahibi ile çalışanlar tanıyor olsa da belli ki onlar tanımamıştı daha beni. Ben Yiğit'in sevgilisi, Yiğit'in Kızı.... Kim bana dokunmaya cesaret edebilirdi ki ? Çocuk daha da yaklaşıp neredeyse benimle dans eden bir hal almıştı. Sanırım bar çalışanları Yiğit'i arıyordu. Bana bakarak telefonda konuştuklarını görüyordum ve buradan anlamıştım. Daha sonra onlar telefonu kapandı ve bende çocuğun dansına izin verdim ama git gide yakınlaşıyordu.
Neredeyse birbirimize değiyorduk. Sonrasında çocuk beni belimden tutarak kendine çevirdi ve çekti .İşte bundan sonra rahatsızdım ama iyice sarhoş olmuştum ve bir şey yapamıyordum Selimler ise kendi dertlerindeydiler. Çocuk itmelerime rağmen beni iyice kendine çekti ve neredeyse dudakları dudaklarıma değecekken arkadan biri onu tutup çekti ve ben bile neye uğradığımı şaşırdım. Biri çocuğu fena halde dövüyordu ve o biri Yiğitti kimse onu durdurmuyordu çünkü orada kimse ona bir şey yapmaya cesaret etmiyordu ve hatırı sayılır nitelikteydi en sonunda aralarına giren ben oldum ve daha sonrası yok sanırsam.... BAYILMIŞIM. Uyandığımda çok hoş bir kokuyla bir odada yataktaydım ama içim rahattı çünkü bu koku onun kokusuydu... Yiğit'in kokusu... Geceye dair hatırladığım birtek kusma sahnelerim ve Yiğit'in küfürleri vardı duruyordu. Gözlerimi biraz daha araladım. Başucumda Yiğit kızarmış gözlerle beni izliyordu. Kahretsin!!! Bu çocuk hiç uyumamış ve sinir küpüydü. Ve bu da tehlike demek :'( Keşke hiç uyanmasaydım dedim için için. Daha sonra mecburen uyanık kaldım çünkü Yiğit bana ''Uyuma!" diye emir vermişti. Gözlerinden sinir, kırgınlık ve öfke belli oluyordu. Korkarak gözlerimi geri açtım gözlerine baktım ''Özür Dilerim'' dedim ve sonrasında gözlerimi gözlerinden çektim. bir anda ''Bana bak... Gözlerimin içine bak!!!'' diye bağırıp çenemi tuttu ve gözlerimi gözlerine hızalayıp bıraktı canımı daha fazla yakmak istemez gibiydi. ''Özür dilerim ha!!? Kızım sen ne yaptığının farkında mısın? Dün geceden beri 5 kere kustun, 7 kere kabustan uyandın. Kendini düşünmüyorsun bari beni düşün be! Peki ya o adama ne demeli gelmesem adam seni orada halledecekti dua et ki bizim mekandaydın. Ya varya sen tam bir Gerizekalısın!! '' dedi. Gözümden yaşlar süzülürken devam etti. '' O Selim denen şerefsiz ne halt yemeye ordaysa zaten! Bu hale gelene kadar görmedi mi seni?!'' diyince daha da artan gözyaşlarımı gizleyemeyip yorganın altına girip hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Bir süre sonra Yiğit zorla yorganı açtı ve yanıma yatıp bana sarıldı '' Beni çok korkuttun Selin! O.....o adamı seninle öyle görünce... Sana dokunmaya nasıl cesaret eder ben bile dokunmaya kıyamazken...'' diyip beni göğüsünden uzaklaştırıp gözlerimizi hizaladı elleri gözyaşlarımı sildi ve '' Seni çok seviyorum Selin... Eğer sana bir şey olur veya biri sana bir şey yaparsa kendimi asla affetmem. Sana aşığım bebeğim...'' diyip dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Birbirimize sarılarak öylece uykuya daldık. Yiğitti işte... Huzurdu, Arzuydu, Aşktı, Şefkatti, Hayallerimdi... Hayal olan tek gerçeğim huzurun aşkın arzunun en dibiydi... Uykularımın rahatlatıcı meleği,gözlerimin her yerde aradığı güven veren insanıydı.O benim tabiatımdı... O benim Güneşimdi... O olmadan ben ben olmadan o olamazdı. Ben... Ben ona DELİ GİBİ AŞIKtım!!...
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Arkadaşlar voteyi +8 yapmak durumundayım umarım bu bölüm olmuştur. diğerlerinden daha uzun yazmaya çalıştım ve bundan sonra bu şekilde hazır olmadan yayımlamayacağım :) Sizin içinde iyi olacağını umuyorum Bir süpriz Bir sonraki bölümde belki bizi bir kokteyl bekliyordur. :) Lütfen Yorumlarınızı bekliyorum :* :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşılmaz
LosoweSELİN'İ KENDİSİNE GETİREN AŞKIYDI. YA KENDİSİNİ KAYBETTIRENDE AŞKI OLURSA? ♤ Neden böyleyiz hiçbir fikrim yok ama bir fikrim var çoğu kez hayatta aglamaktan da yoruluyor insan... ♤ SELİN'İN ÇEVRESİNDE GELİŞEN OLAYLAR OLAYLARA DAHİL OLAN ARKDAŞLAR...