A-6

46 9 1
                                    

Uykularımın rahatlatıcı meleği,gözlerimin her yerde aradığı güven veren insanıydı.O benim tabiatımdı... O benim Güneşimdi... O olmadan ben ben olmadan o olamazdı. Ben... Ben ona DELİ GİBİ AŞIKtım!!...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Yavaşça uyanır gibi oldum burnuma gelen Yigit'in kokusuyla yüzümde bir tebessüm oluştu ona birazdaha sokularak bir süre öylece durdum sonrasında gözlerimi yavaş yavaş açtım ve biraz geri çekildim Yiğit uyanır gibi oldu aslında olanlardan sonra biraz korkuyordum bunun acısını şimdi olmasa sonra fena çıkarırdı ne de olsa ve gözleri açıldı beni gördükten sonra gülümseyip "Günaydın Prenses" dedi. Ben de ona gülümsedim ve yanağına küçük bir öpücük kondurdum ardından o güzel gözlerini yumdu ve  tekrar uykuya daldı.  Şuan evde bizden başka kimsenin olmadığını bildiğim için rahat davranabilirdim bu yüzden biraz daha geri çekilip onu tekrar uyandırmadan yataktan yavaşça kalktım üzerime baktığımda klasik geceden kalma kız modundaydım üzerimede  Yiğit'in gömleği  vardı içime bir ürperti geldiğini fark ettim ta ki aynada gözüme ilişen notu okuyana kadar notta yazan ise şuydu*Gece birlikte olduk ve sen çok iyiydin bebeğim* bu notla şok olmuştum başımdan aşağı bir kovadan kaynar su dökülür gibi oldu ve  bu daha da ürperticiydi...Sonra aşağı tarafta bulunan pembe notu fark ettim  ve korka korka uzanıp aldım * korkma hemen :) öyle bir şey olmadı ,sana dokunmadım hatta elimi bile sürmedim üzerindekilere gelirsek onu da Derin halletti. Temizsin Rahat Ol Bebek o kadar düşmedik ;) :* * ahh...bi rahatlama ve ardından  bu çocuk beni kalpten götürmeye yeminli sanırım diye geçirdim içimden ve sinir dolu gözlerle uykudaki ona baktım bunu fena halde ödeyecekti... Gozlerimle heran ışın saçabilecek delici bakışlsr attıktan sonra odadan sessizce çıktım hesaplaşma sonra olacaktı şimdi hayal gerçekleştirme vakti. Aşağı indim ve hemen mutfağı aramaya koyulacaktım ki zor olmadı hemen karşımda duran küçük güzel mutfakla karşılaştım. Mutfağa yöneldim ve araştırmalarıma başladım. Bir yumurta... ah hayır Yiğit de var  pardon 3 yumurta, kahvaltılıklar, domates-sevmem-, biber, salatalık,tuz,şeker çay derken kuş sütü hariç bulunan onca şeyi tezgaha yığmayı başarmış oldum. Tabakları bulma çabamın ardından masaya serdiğim örtünün üzerine yerleştirdim. Şık ve göze hitap eden şekilde olmasına özen  gösteriyordum. Mutfağa dönüp geriye kalan malzemeleri getirip güzelce masaya yerleştirmeye başladım bir yandan da yaptığım omlet  ve domates sosu gibi bir yiyecekleri yetiştirdim  ve ardından patates ile ortaya salata... Yaptığım tüm bu şeyleri tezgahı temizledikten sonra tabaklara güzelce koydum ve ardından dolaptan su çıkarıp masaya götürdüm. Geri dönüp kalanları da aldım ve masaya son bir bakış atıp göz kırptım. Yiğit'in yanına ulaştım ve yatağa yanı başına uzanıp yanağına öpücükler tatlı tatlı "Yiğit,Aşkım,Bitanem" şeklinde seslenmeye başladım. Yiğit gözlerini açtı geri kapattı beni bir anda yanına çekti. Nefesini yüzümde hissettim ve sonra dudakları dudaklarımı buldu daha öncekinden ateşliydi sanki ulaşmak isteyip ama kendini tuttuğu bir şey varmışcasına... daha sonra gözleri gözlerimle buluştu gülümsedik "hadi kahvaltıya prensim" dedim. Burnuna öpücük kondurup hemen kaçtım. Masanın yanında bekledim ve aşağı doğru gelen Yiğit masayı gördüğünde gözleri faltaşı gibi açıldı. Küçük bir şok geçirdiği belliydi sanırım bu kadarını beklemiyordu benden. Açıkcası bende beklemiyordum. Yaklaştı ve bir ıslık çaktı masaya ardından benim sandalyemi çekti ve sonrasında o da başa oturdu. Masayı tekrar bir süzdü ve gözlerimin içine bakarak "harikasınız hanımefendi" dedi ve ardından devam etti "seni bir gece daha burada tutsam fena olma he ne dersin ?" diyip göz kırptı. Tebessüm edip "Bilemem beyefendi sizin hissiyatınıza kalmış bir şey" diyip aynı tavırla cevap verdim. Gözlerimiz odağını kaybetmiyordu." Çok güzelsin." Dedi. "Masadayız Yiğit lütfen kahvaltına başla" diyip minik tebessüm yolladım ona."Sakın dün geceyi unuttun sanma benim minik aşkım" diyip göz kırptı ve  ardından kahvaltısına başladı. O arada çalan telefonum oldu cebinden çıkartıp arayana baktı ve ben şok olmuştum telefonum neden ondaydı ? fark etmemiştim bile. Bana doğru uzattı ve Derin miş bakabilirsin dedi, telefonu aldım ve Derin direk hönkürerek gülmeye başladı. " insan olamaz mısın Derin?" Diye azaralinca "tamam,tamam ne kızıyorsun hemen"diyim kıkırdamaya devam etti. Yalnız olmadığı belliydi eminim yanında Naz, Ceren ve Selim'de vardı." Sana anlatacağım çok şey var neyse ben sizi rahatsız etmiyim-kikirdemeler-siz konuşun falan yani naparsanız yapın da neyse işte görüşürüz" diyip cevap vermeme fırsat tanımadan telefonu hemen kapattı, kızacağımı ve sinir olacağımı bildiği için bilerek yaptığının farkındaydım masaya geri dönüp kahvaltıya devam ettim. Hiç konuşma olmuyordu ve ben en sonunda dayanamayıp "off !! Daha fazla dayanamayacağım Yiğit dün için gerçekten çok ama çok özür dilerim seni kırmak, üzmek veya sinirlendirmek istememiştim ben sadece gaza geldim ve biraz fazla içtim ardından sarhoş oldum ve yaptıklarımda gerçekten kötü bir niyet yoktu..." diye devam ederken Yiğit sözümü kesip" biliyorum aşkım biliyorum...Ama sende beni anla ne olursun." Diyip çayını yudumladı eski sohnete geri donduk ve konu şu aynadaki not konusuna geldi. O güldükçe ben sinir oldum yeni çay doldurup getirdiğimde o çayı yudumlaması için resmen nefesimi tutmuş hâlde bekliyordum. Bir yudum almasıyla geri püskürtmesi bir oldu ben ise kahkahalarla gülüyorum. "Eee.. Sabahki bana olan şokundan sonra sana böyle bok tuzlu çay yakışırdı kahve değil " diyip gülmeye devam ettim. En sonunda Yiğit'i de benimle birlikte gülerken buldum. sakinleşip kahkahalarımız yerini küçük gülüşlere bırakınca yerimden kalktım ve yanına gidip ona arkadan boynuna sarılıp öptüm o ise yüzünü çevirip beni tutup dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdu sanki her saniye bir gün gibi uzun gelmeye başlamıştı. Sanırım en uzun öpüşmemiz bu oluyordu. Dudaklarını dudaklarımda hissetmek bana ayrı bir haz ve ayrı bir hissiyat ile zevk veriyordu. Beni kendisine daha çok çekti sonra yana dönerek beni önüme alıp yan şekilde kucağına yani bacakların üzerine oturttu. Bakışları bir yandan arzu ve zevk dolu bir yandan ise sınırlara uymaya çalışarak sınırları zorlayan bir haldeydi. O an o kadar bütünleşmiştik ki dudaklarım onun dudaklarıyla o kadar bitişik durumdaydı ki inanılmaz bir duyguydu. Tüm kontrol ondaydı öyle bir haldeydik ki ne isterse o olacak şekildeydik o aralar. Ondan hiç bu kadar zevk almamıştım cok inanılmaz ve garip bir hisle başbaşa durumda kalmıştım ne kucağında kalkıp dudaklarını dudaklarımdan ayırmak ne de daha ileri gitmek istiyordum. Içimde korku vardı ve en çok da  o bunu farkındaydı. Geri çekilmek de istemiyordum. Çünkü bu çok hoş ve  daha devam etmeye sürükleyici duygularla kaplıydı. ilk defa bu kadar çok ve net bir zevk yaşıyordum. O  Yiğitti ve ben onun kolları arasında kucağında oturmuş dudaklarını dudaklarımla buluşturuyordum. O beni daha çok kendine bastırıyordu. Bir anda ayağa kalktı ve benide kaldırmış oldu ilerledi ve....

^^^^^^^ ^^^^^^^ ^^^^^^^

Arkadaslar bölüm gelmesi geç oldu evet ancak bölümü bile anca gece yazabildim bu saatte 01.54 bu bir bahane değil sadece vakit bulamadım tek nedeni buydu Üzgünüm sınavlarım tekrar başlıyor bundan dolayı vakit bulamıyorum umarim begenirsiniz votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum lütfen beni bilgilendirin :) :*

AnlaşılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin