Etrafta kimsenin olmadığına emin olduktan sonra yavaş ve sessiz adımlarla içeriye girdi. Polisler peşindeyken birine yakalanmak istemezdiniz sonuçta.
Odasındaki büyük bilgisayarı açıp bir süreliğine el koyduğu Jarvis'e bağlandı. Pencereleri kapatıp perdeleri çekti. Işığı kapattıktan sonra yakalanmamak için yapacak başka bir şey yok gibiydi.
Bir şeyler çok ters gidiyordu. Planları bu şekilde değildi. Olması gereken şey ayarladığı programın babasına sahte dosyaları göndermesi ve gerçek dosyaları güvenli bir yere aktarması olacaktı. Ama şimdi Tony'nin onlara bıraktığı tüm miras kayıptı!
Planları istediği gibi gitmediği gibi babası da ortalıkta yoktu ve polise açıklama yapacak bir şey kalmamıştı ortaya. Yni bu işten kaçmanın acil bir yolunu bulmalıydı.
Jarvis'in sesi odaya dönerken hızlıca dosyaların nereye kaybolduğunu anlamak için birsürü talimat yıkıyordu.
Kapıya yaklaşan adım seslerini duyduğunda hızlıca Jarvis'e bilgisayarı kapattırıp koltuğun arkasına attı kendini. Odanın kapısı açılıp koridorun ışığı kısa süreliğine odayı aydınlattığında nefesini tuttu.
Adım sesleri arkasına saklandığı koltukta biterken yakalanma korkusu kalbini deli gibi artırıyordu. İçeriye giren kişi koltuğa oturduğunda tuttuğu nefesini bıraktı.
Oturan kişi elindekini sinirle kenara fırladığında koltuğun kenarında yerdeki maskeye baktı.Hemen ardından duyduğu tanıdık ses içini huzurla doldurmuş olsada hiçbir şey yapmadı.
"Aptal Keener"
Peter'ın fısıltı gibi çıkan sesi yerini derin nefeslere bırakmıştı. Harley ona bunları yaşattığı için kendini iğrenç hisettiği ama elinde olmadan gelişen bu olaylar onun suçu değildi sonuçta.
Gözlerini kapatıp hemen önünde oturan genci hissetmek istedi.Çalan telefon ortamdaki sessizliği bölmüştü. Peter telefona bakıp kenara fırlattı. Edith'in robotik sesi odayı doldurmuştu.
"Peter May seni bugün 15 kere aradı. Açma mı ister misin?"
"Tamam"
Sesindeki o soğukluğu hissedince endişlenmeden edemedi Harley. Kötü bir gün geçirdiği belliydi.
"Peter! Sonunda telefonunu açtın! Ne kadar endişelendim bilemezsin! Sabah Harley hakkında bazı haberler gördüm sonrada sen- ne halt yiyorsunuz siz-"
"May. Haberlerde gördüklerin doğru"
"Ne-Peter sen-"
"Sonra konuşalım"
"Hayır dur-"
Telefon cevabı dinlemeden kapanırken odada duyulan tek ses Peter'ın derin nefes sesleri olmuştu. Uzun zamandır hissetmediği sıkışmış o his tekrar içini dolduruyordu sanki. Harley bunu anlamıştı belkide hissetmişti. Ayağa kalkıp yanına gitmek üzereydi ki odanın kapısı açıldı.
"Peter"
Bucky'nin tok sesi odayı sararken iki kişinin adım seslerinin ardından kapı kapandı. Sam ve Bucky Peter'ın yanına oturup yumuşak bir şekilde ona bakarken Peter gerçekten çok kötü hissediyordu.
"Senin bir suçun yok biliyorsun"
"Evet sen doğru olanı yaptın"
"Hayır!"
Bucky gözlerini kaçırıp genç çocuğun sakinleşmesini bekledi. Bu duyguyu çok daha ağır şekilde yaşamıştı sonuçta.
"Ben-ben yapamadım! Benim suçum anlamıyor musunuz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
parkner-
Fanfictionöyle işte - Kitap eski, acemi yazım, cringe, yazım yanlışı ve mantık hatası dolu, bazı yerleri anlamsız ve gereksiz karmaşık, asla bütünlük yok ... ve bir sürü kitabın karışımı gibi(iyi bir karışım değil) Özetle zaman kaybıdır (lütfen okumayın)