Selaamss!
Yine bayramda ve yine bayram şekeri gibi bir bölüm.
Yorum sayılarını biraz arttırarak ve küçük yıldıza basarak beni mutlu edebilirsiniz.
Keyifli okumalar!
"Günaydın minik tırtılım." Parmakları, saçlarımda gezinen adam uyku sersemliğiyle beni karşıladığında yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Onun çıplak göğsünde ritimle hareket ettirdiğim parmaklarımı durdururken başımı kaldırdım ve birkaç saatte özlediğim kahverengi gözlerine baktım. "Günaydın sevgilim." diye mırıldandığımda çenemi kaldırıp göğsüne yasladım.
Uyurken açılan kıvırcık saçlarım onun göğsüne dağılırken gözlerimi kısaca kapattım.
Huzurlu uyumuştum. Huzurlu uyanmıştım. Olan şeylere rağmen beni huzurla uyutmayı başarabilmişti. Dediğini yapmıştı.
"Nasıl hissediyorsun kendini?" Merakla ellerini saçlarıma götürdüğünde gözlerimi kapattım ve yanağımı çıplak göğsüne bastırdım. Nasıl olduğumu sorsa da içten içe pişman olup olmadığımı sorguluyordu.
Pişman olursam ve bunu sezerse içten içe kahrolacağını biliyordum.
Pişman değildim. Yaptığımız şeylerden -daha çok onun yaptığı şeylerden- asla pişman değildim.
"Huzurlu, mutlu ve dinlenmiş hissediyorum." Kısık çıkan sesim, içine derin bir nefes çekmesini sağladı. Rahat rahat soluklanabilmek için bu cevabı beklemiş gibiydi. "Sen nasıl hissediyorsun?"
"Seni mutlu edebildiğim için mutlu hissediyorum."
Sırıtarak bana sokulan adama kollarmı açarak cevap verdim. Araf, dudaklarını çeneme bastırarak bana sokuldu.
"Seni temizlememi ister misin?" Sorduğu soru yanaklarımı kızarttığında başımı olumsuz anlamda salladım. Dün, çok yakın bir birliktelik yaşamış olabilirdik ama kendimi ona tamamen gösterecek kadar hazır hissetmiyordum.
"Peki, sen duşunu alana kadar bekleyebilirim." Bozulmamış olması beni mutlu ettiğinde saçlarına dudaklarımı bastırıp yataktan yavaşça doğruldum. Araf, sırtını yatak başlığına yaslayıp beni izlerken ona bakmadan yataktan çıktım. Yamulan pijamamı düzeltirken poşetlere ilerledim. Yeni kıyafetlerimi alıp banyoya girdiğimde kendimi duşun altına attım.
Temizlendiğime emin olup havlularla kurulanırken aldığım sarı elbiseyi üzerime geçirdim. Fırfırlı kolu ve pileli eteği beni çocuk gibi gösterse de aldırmadım. Araf, bir şeyler uydurmaya çalışmıştı. Bunlarla idare edebilirdim.
Banyo kapısını aralayıp dışarı çıktığımda Araf hâlâ olduğu yerde duruyordu. Gittikten sonra tek farkı, telefonunu kulağına yaslaması ve birisiyle konuşması olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIBADEM -ASKIYA ALINDI-
Fiksi RemajaNe olduğunu anlamadan havalanırken ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım. Belime sarılan kollar beni havalandırıp kendi kucağına çekerken utançla geri çekilmeye çalıştım. Araf, buna izin vermeyip ellerini sıkılaştırırken beni dizlerine otutturdu. B...