(Multimedyada Elçin in kapak olduğu katalog var.)
"Uyansana uykucu tosbağam kahvaltı hazır seni bekliyoruz." anlaşılan Pınar ben uyanmadan çenesini kapamıyacaktı. Kafamı yorganın altından çıkardığımda yüzüne kocaman bi gülümseme yayıldı. Birden üstüme atladı. Baya da kilo almıştı.
"Tamam pes. Yeter ki üstümden kalk."
Birden suratı asıldı."Aşkolsun Elçin o kadar kilolumuyum?" bu kız gerçekten en ufak şeylere bile kafasını takıyordu.
"Hayır tabiki de fıstık gibi kızsın. "
"Tamam o zaman seni bekliyoruz." yataktan Pınar ın zoruyla da olsa kalktım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı taradım. Yatağımı toplamak için odaya girdiğimde Hanife hanım çoktan toplanmıştı bile. Şarkı söyleyerek aşağı indim. Herkes kahvaltı masasındaydı. Bende oturdum ve sohbete katıldım. Annem bi nikahtan bahsediyordu.
"Elçincim sende gelirsin demi?" ağzıma peynir ve domates attıktan sonra bir yudum çay aldım. Ağzımdakilerin bittiğinde emin olduğumda konuşmaya başladım.
"Üzgünüm anne ders çalışmam gerek."
Annemin suratı düşmüştü. Tam Pınar ısrar etmeye başlayacakken kurtarıcım telefonun oldu. Cebimden hızlıca çıkardım. Berk arıyordu. Bahçeye çıkıp telefonu açtım."Alo nasılsın Elçin?" sesi neşeli geliyordu.
"İyiyim Berk sen nasılsın?"
"Iyi bende. Bugün arkadaşımın doğum günü ve ne hediye almam gerektiği hakkında en ufak bi bilgim yok. Bana yardımcı olur musun?" hepsini tek nefeste söylemişti.
"Tabi yardımcı olurum. İki saat sonra çarşıda buluşuruz. " telefonumu sanırım çalışanların dosyasından bulmuştu.
Vedalaştıktan sonra yemek masasına geri döndüm. Kahvaltının sonlarına doğru kapı çaldı. Hanife hanım kapıya baktı. Geri yanımıza geldiğinde elinde birde poşet vardı."Elçin hanım bu sizin için gelmiş." poşeti bana uzattığında bende uzanıp aldım. Poşeti hızlıca açtığımda içinden katalog çıkmıştı. Sanırım Nergis hanım göndermişti. Kataloğu onlara verip hazırlanmak için odama çıktım.
Ilık bi duşun ardından hafif bi makyaj yaptım. Dolabın kapaklarını açtığımda bi etek aldım. Üstüne beyaz bi bluz aldıktan sonra eteğinden altına uygun dizime kadar olan çoraplardan giydim. Saçlarımı yukarıdan sıkıca topladım. Aşağı indim. Pınar gitmişti. Eve sessizlik bürünmüştü. Ayakkabılıktan spor ayakkabılarımı giyindim.Taksiden indiğimde etraf sakindi. Tam telefonumu elime alacakken az ileride bekleyen Berk i gördüm. Yanına vardığımda heyecanlı görülüyordu.
"Hadi hemen alışverişe başlayalım. "
Rastgele mağazalardan birine girdim. Berk te peşimden."Arkadaşını biraz tarif et bakalım."
"Uzun boylu zayıf bi kız senin gibi. "
Hemen askıları karıştırmaya başladım."Başımda dikilip beni mi seyredeceksin? Sende biraz bişeyler baksana." suratına şaşkın bi ifade yerleşti.
***
Berk'tenKıyafet ararken bile o kadar güzel görünüyordu ki akşama kadar onu izleyebilirdim.
"Bu nasıl olur mu arkadaşına? " elinde sarı bir elbise tutuyordu. Kafamı onaylarcasına salladığımda kıyafeti elime tutuşturdu. Bi on dakika sonra kucağımda yaklaşık beş tane elbise vardı.
"Ben tek tek deneyeceğim sen de en güzel hangisiyse onu alırsın." cevap beklercesine bana baktığında
"Tamam" dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/23975106-288-k418855.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merceğimdeki Karanlık
Teen FictionHayatımda hersey çok güzel gidiyorken ilk yıkımı aldım üstelik bu da yetmezmiş gibi ikinci yıkımı da aldım. Ama artık birseyi farketmiştim. Bu yıkıma sebep olan kişileri ben hayatıma sokmuştum. Artık ipler benim elimdeydi. Kimseye hakettiğinden fazl...