Yeni bölüm biraz geç oldu kusura bakmayın. Sınav haftam olduğundan yeni bölüm yazamadım.
Lunaparktan çıktığımızda kendimi bütün gün annemle temizlik yapmış kadar yorgun hissediyordum.
Almila ile vedalaştıktan sonra bizim eve yöneldim. Anahtarımı almak için elimi çantama attım ama anahtar yoktu. Büyük ihtimalle lunaparkta düşürmüştüm. Kapının ziline bastım ama kimse açmıyordu. Arka bahçeye doğru yürümeye başladım.
Annemin üzerine siyah bir örtü örttüğü ve rengarenk yastıklarla dizayn ettiği koltuklara oturdum. Tam ayaklarımı uzatacakken Lokum'un havlama sesini duydum.
Hızlıca Lokum'u kucağıma alıp tekrar koltuklara yöneldim. Ayakkabılarımı çıkarıp koltuğa uzandım.
Suratımda ıslaklık hissettiğimde hemen gözlerimi açtım. Berk ve Pınar bir olup hortumla beni uyandırmaya çalışıyorlardı. Yüzümde ki suları üstün körü sildim. Ayağı kalktım ve Ayakkabılarımı bile giyinmeden Pınar ve Berk i kovalamaya başladım. Bir an Berk gözden kayboldu. Pınar hortumun ucunun olduğu yere koşmaya başladı. Hızlı olup ondan önce almalıydım Tam o sırada
arkadan iki kol beni sardı.Arkamdakinin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Kollarının arasında ona doğru döndüm. Bir anda hortumla başımızdan aşağı sular akmaya başladı. Yüzümde hafif bi gülümseme belirdi. Birkaç saniye göz göze geldikten sonra Berk dudaklarıma uzandı. Berk e karşılık verdim ve geri çekildim. Pınar alkışlamaya başladı. Arkamı dönüp Pınar a baktım o da kahkaha atmaya başladı. Berk e dönüp kollarımı boynuna doladım. Birbirimize bir süre baktıktan sonra o büyülü anı bozan Pınar oldu.
"Siz ne ara barıştınız?"
"Biz zaten küs değildik ki"
Üstümüzü degistirmek için eve doğru yürüdük. Hâlâ kimse yoktu evde. Berk e babamın tişörtlerinden verdikten sonra kendi odama geçtim. Kot şortumun üzerine rahat birseyler giyindim. Yüzümdeki gülümseme bir türlü gitmiyordu. Şimdi biz sevgili miydik? Heyecandan yerimde bikaç kere zıpladım. Saçım baya dağılmıştı. Şortumu düzeltip banyoya girdim. Saçımı yana alarak ördüm.
Pınar la Berk sohbet ediyorlardı. Berk beni görünce ayağı kalktı ve yanıma gelip elimi tuttu. Yemek masasının yanına geldiğimizde Pınar da yerinden kalkıp yanımıza gelip masaya oturdu. Bende Pınar ın karşısına geçtim. Ne olduğunu hala anlayamamıştım.
Berk mutfaktan elinde iki tane tabakla çıktı. Tekini benim önüme tekini Pınar ın önüne koydu. Tabaklar da tepeli mantı vardı. Kesin Pınar ın fikriydi. Mantı söylemek. Tabi kız biliyor en sevdiğim yemeği. Berk tekrar mutfağa gitti ve kendine bir tabak alıp yanımıza oturdu.
Yemeklerimizi bitirdiğimizde Pınar masayı toplamama yardım etti. Berkle Pınar'ı gönderdikten sonra odama çıktım. Biraz telefonla oyalandiktan sonra Berk'in attığı Tweet dikkatimi çekti.
"Yağmur yağarken seviyorum seni, güneş doğarkende seviyorum seni, aslında batarkende seviyorum seni; galiba ben bahane arıyorum seni sevmeye..."
İstemsiz olarak güldüm ve bende Tweet yazmaya başladım.
"İnsanın sevdiğinin gözlerine baktığında huzur bulması kadar güzel bişey yok"
Telefonu kapattım ve guzel bir uykuya daldım.
Berk'ten
Sabah uyandığımda telefonuma baktım. Elçin'in attığı tweeti gördüm. İçimi mutluluk kapladı. Bugün de acaba ne yapsak diye düşündüm.
Sinema çok basit kalırdı. Lunapark olmazdı. Bunları düşünürken koltuğa oturdum. Kafamı geriye yasladım. Karşıda duran dedemin aldığı fotoğraf dikkatimi çekti. Bayramda şeker yerine çikolata almış çocuklar gibi heyecandan ayağa fırladım.
Birkaç tuşa bastıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm. Bikaç defa çaldıktan sonra telefon açıldı.
"Alo?" soru sorarcasına cevap vermişti.
"Alo, Nuri abi ben Berk. Sana bir soru soracaktım. Senin çiftlik hâlâ duruyor mu?"
Düşündüğünü belli edercesine sesler çıkarmaya başladı.
"Duruyor. Ama bir senedir kimse gitmiyor. Yine de sen bilirsin. "
"Tamam abi yarın kız arkadaşıma bi süpriz yapmak istiyorum. "
Telefonun öbür ucundan kahkaha sesleri geldi."Tabi gidebilirsiniz Berk oğlum. Arayıp sormana bile gerek yoktu. Bu arada kız arkadaşına selâm söyle. En kısa sürede umarım benimle tanıştırırsın. "
"Çok sağol abi. Merak Etme en kısa sürede sizi tanıştıracağım." telefonu cebime attım. Nuri abim yine bana yardım etmişti. Nuri abimi her ne kadar üç senedir tanısam da abim yerine koymuştum. Hatta baba bile olabilirdi bana. Her başım sıkıştığında yardımıma koşardı. Anahtarımı alıp dışarı çıktım.
Markete doğru yürümeye başladım. İçeri girdiğimde bikaç kişi dışında kimse yoktu. Bir tane market arabası aldıktan sonra yürümeye başladım. Ne görürsem arabaya attım. En son mangal kömürünü arabaya koyup kasaya doğru ilerledim.
Yürüyerek geldiğim için pişman olmuştum. Market poşetleri elimi kesmeye başladı.
Hızımı biraz arttırdım.Eve girip poşetleri yere bıraktığım da kendimi eve kadar çişini tutup da apartmanın kapısına geldiğinde altına yapmış küçük çocuklar kadar rahatlamış hissettim.
Kapıyı ayağımla kapatıp poşetleri aldım ve mutfağa doğru yürüdüm.Aldığım piknik sepetini ağzına kadar doldurdum. Piknik sepetini dış kapının önüne koydum. Kilerden de kilimi aldım ve piknik sepetinin yanına bıraktım. Elçin e sabah saat sekizde hazır olması için mesaj attım. Telefonumun alarmını 07.00 a kurdum. Telefonu komidinin üzerine bırakıp yatağa girdim. Baya heyecanlanmıştım. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Elçin'den
Annemin okumam için aldığı kitaplardan birini okurken telefonum titredi. Zaten kitaptan sıkıldığım için benim de işime gelmişti. Kitabın arasına kitap ayracını koydum ve masanın üstüne koydum. Her ne kadar fırlatmış olsam da. Berk sabah sekizde hazır olmam için mesaj atmıştı.
İçimdeki, evinin penceresinden gelip geçeni gözetleyen meraklı teyze haykırsa da, o meraklı ve dedikoducu teyzeyi içimden resmen terlikle kovaladım.
Alarmı kurup mutfağa atıştırmalık bişeyler almak için aşağı indim. Buzdolabını açtım ama yiyecek hiçbir şey bulamadım. Bu aralar iş olmadığı için vücuduma hiç dikkat etmiyordum. Sanırım annem bu olaya el koymuştu. Belki de annem haklıydı. Tekrar odama dönmeden annemlerim odasının kapısını araladım. Levent beyin horlama sesinden başka birşey yoktu odada.
Odama girdiğimde lambayı kapatıp yatağa doğru koşup birden yatağa zıpladım. Hanife Hanım ın yeni yıkadığı pikeyi karnıma kadar çektim. Saate baktığımda saat 23.18 di. Eğer biraz daha uyumayıp oyalanırsam yarın kalkamayacaktım. Bu yüzden hiçbir şey düşünmedim. En sonunda uykuya yenik düştüm.
Arkadaşlar okuma sayısı baya düştü. Umarım böyle devam etmez. Bu arada hikayeyle ilgili yorumlarınızı yazarsanız sevinirim. Bu bölümde yine bana yardım eden meltem i unutmayalım. Hiç yazasım olmadığında bana çok yardım etti...
Yeni bölümü en kısa sürede paylaşırım inşallah.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merceğimdeki Karanlık
Teen FictionHayatımda hersey çok güzel gidiyorken ilk yıkımı aldım üstelik bu da yetmezmiş gibi ikinci yıkımı da aldım. Ama artık birseyi farketmiştim. Bu yıkıma sebep olan kişileri ben hayatıma sokmuştum. Artık ipler benim elimdeydi. Kimseye hakettiğinden fazl...