Sabah telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Arayan Nergis hanımdı. Oysaki daha vakit vardı. Bişey mi olmuştu? Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Günaydın Nergis hanım bi sorun mu var?"
"Günaydın. Hayır Elçincim hiçbir sorun yok. Sadece seni bugün işi tatil ettik diye söylemek için aradım.rahatsiz etmedim umarım?""Hayır ne rahatsızlığı Nergis hanım. Tamam haber verdiğiniz için çok teşekkür ederim. İyi günler."
"Iyi gunler canım."
Telefonu kapattığımda büyük bi rahatlama oldu. Bugün tatilse bugünümü Lokum'a ayırabilirim. Bir tane eşofman altıyla bi tane tişörtü üstüme geçirdim.Aşağı indiğimde Hanife hanım çoktan kahvaltı sofrasını hazırlamıştı. Hemen sofranın başına kuruldum. Bugün acele etmeden rahat rahat bi kahvaltı yaptım.
"Nergis hanım Lokum nerede?"
"Dışarıda kulübesinde ama henüz yemeğini ve suyunu vermedik. İsterseniz yemeğini ve suyunu siz verebilirsiniz."
"Olur ben götürürüm." Hızlıca mama ve su kabını aldım ve içlerini doldurdum.
Bahçeye çıktım. Bugün hava dünün aksine çok güzeldi. Tam gezmelik bi hava var.Lokum beni görür görmez kulübeden çıkıp koşmaya başladı. Sanırım onu bu aralar yetiştirmemiz gereken katalog cekimlerinden dolayi ihmal etmiştim.
Lokum yanıma geldiğinde bende eğildim. Mamasını ve suyunu önüne koydum.
Hemen mamayı yemeye başladı. Suyunu da içtikten sonra üstüme atladı. Beni yalamaya başladı. Kucağıma alıp eve girdim.İçeri girdiğimde annemle Levent Bey kahvaltı yapıyorlardı.
"Elçincim sen kahvaltı yaptın mı?"
"Yaptım anne ben biraz Lokumla gezmeye çıkacağım."
"Tamam ama çok geç kalma." anneme cevap vermeden odama çıkıp siyah pantolonumu ve siyah tişörtümü giyindim.
"Hadi bakalım Lokum ben hazırım. Gidebiliriz ama önce senin tasmanı takmalıyız."
Hemen çekmeceden tasmayı alıp taktım. Kırmızı babetlerimi ayağına geçirdim.Parka doğru yürümeye başladık. Lokum çok heyecanlıydı. Sürekli dönüp bana bakıp koşuyordu. Parkta biraz oyalandıktan sonra sonra bi kafeye gittik. Kafenin önünde dün bindiğimiz motor vardı. Belki başkasının da aynısından olabilirdi ya da o da buraya bişeyler içmeye gelmiş olabilirdi.
İçeri girdiğimde dışarıyı görebilen bi yere oturdum. Garson siparişimi almak için geldiğinde kafamı telefondan kaldırdım. Bu o dünkü çocuktu.
"Ne alırsınız Elçin hanım?" küçük bi şoktan sonra konuşabildim.
"Beyaz çikolatalı mocha alabilir miyim?"
"Tabiki hemen getiriyorum." Ben biraz daha instagramda takılmaya devam ettim.
"Afiyet olsun"
"Sağol" Berk miydi adı acaba? Heralde Berkti.
Çıkmak için ayaklandım. Berk'in sesi geldi."Iyi günler Elçin hanım tekrar bekleriz."
"İyi günler" diyip dışarı çıktım. Havanın sabahki güzelliği gitmişti. Güneş daha solgundu.
Bi taksi çevirdim. Ücreti ödedikten sonra taksiden indim. Lokum'u kulübesine götürdüm. Eve doğru yürümeye başladım.
Odama çıkıp bikaç konu tekrarı yaptıktan sonra test çözdüm. Bu sene kazanmam gerekti sınavı. Hem okul hem iş hem de sınava hazırlanmak çok zor. Zaten uzun süredir okula da gitmiyordum.
Stres olmamam gerekiyordu. Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası nı okumaya başladım. Kitabın sonlarına geliyordum. İki saat sonra kitap bitti. İnsan nasıl olur da bir sürü insanın canına kıyabilir. Anlam veremiyordum.
Akşam olmak üzereydi. Karnımdaki açlık hissi artmıştı. Annemler yemeklerini yemişlerdi sanırım. Bende bişeyler yemezsem açlıktan bayılacaktım. Dolabı karıştırdım. Hanife hanım yaprak sarma ve mercimek çorbası yapmıştı. Yemekleri ısıtmak için tencereleri ocağa koydum. İki tane tabak çıkardım. Çorba ısındıktan sonra tabağa koydum. Üzerine biraz limon sıktım. Sıcacık çorba çok iyi gelmişti. Sarma da ısınmıştı. Sarmayi da tabağa koydum. Yanına birazcık ta yoğurt koydum. Onu da afiyetle mideye indirdim.
Sanırım yoğurttan dolayı çok uykum gelmişti. Biraz mısır patlattım. Salona geçtim. Bi tane korku filmi koydum. Onu izlemeye başladım. Koltukta uyuya kalmışım. Annem beni odama çıkardı. Üstünü örtüp yanağıma bi öpücük kondurdu.
"Iyi geceler bebeğim. Seni seviyorum." annemin bu sözleri çok samimi ve içten gelmişti.
"İyi geceler annecim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merceğimdeki Karanlık
Teen FictionHayatımda hersey çok güzel gidiyorken ilk yıkımı aldım üstelik bu da yetmezmiş gibi ikinci yıkımı da aldım. Ama artık birseyi farketmiştim. Bu yıkıma sebep olan kişileri ben hayatıma sokmuştum. Artık ipler benim elimdeydi. Kimseye hakettiğinden fazl...