BÖLÜM~8

76 8 0
                                    

(Videoda ki şarkıyla birlikte okuyun. )
(Multimedya da Almila var.)

Günlerdir Berk ten özür dilemeye çalışıyordum. Ama o sadece işiyle ilgileniyordu. Ben yokmuşum gibi davranıyordu. Beni duymamazlıktan geliyordu.

Açıkçası ben de onun gülen yüzünü ve neşeli sesini özlemiştim. Beni güldürmesini özlemiştim. Bu çocuğa ne ara bu kadar bağlandığımı ben de bilmiyordum. Sanki konuşmadığı her gün eriyordum.

Kulaklığı çıkarıp stüdyoya girdim. Kimse yoktu. Kapıya yaklaştığımda gitar sesi geliyordu. Yavaşça kapıyı açtım. Pinhani'nin Ya Sen Olmasaydın şarkısı olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti. Berk in sesi başlamıştı şarkıya. Kapının önüne oturdum. Dinlemeye başladım. Sesi o kadar hakimdi ki şarkıya. Kusursuz okuyordu.

Gel bu gece bana gel
Uyumadım hiç döndüm bütün gece sağa sola
Gör, uykunda beni gör,
Rüyanda sarıldım sana ve kokladım
Buram buram saçını okşadım
Son seferinde bana
Bıraktığın resimlere baka baka
Hep ağladım
Sen düşünme beni hiç
Önemli olan sadece kavuşmamız
Ne yapardım ya sen olmasaydın
Hiç bilmez bu şehir
Hiç anlamaz bu şehir
Hiç görmedi seni
Hiç görmedi bizi birlikte
Çok uzun bir zamanı geride bıraktık
Ama kimi zaman da ayrıyız
Bu kez daha da uzun sürecek
Ayrı ayrı geçen o her günü
İlerde her an hatırlayacağız
Hiç bilmez bu şehir
Hiç anlamaz bu şehir
Hiç görmedi seni
Hiç görmedi bizi birlikte...

Yanağım ıslanınca ağladığımı farkettim. Şarkının bitmesini bekledim. Çünkü sesini bile özlemiştim. Her zaman dinlediğim şarkı ilk defa çok anlamlı gelmişti.

Şarkı bitmişti. Ama ben hâlâ ağlıyordum. Gözlerimi elimin tersiyle sildim.
Sanırım biraz fazla ses çıkarmıştım.

Berk'ten

Şarkı bittiğinde dışarıdan ağlama sesleri geliyordu. Gitarı yere bırakıp aralık olan kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımda Elçin yerde oturmuş ağlıyordu. Günlerdir gözlerimi kaçırdığım mavi gözlerine baktım. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü. Bende karşına geçip oturdum. Bikaç dakika sonra sessizliği bozan Elçin oldu.

"Çok özür dilerim Berk. Kalbinin kırılacağını düşünmemiştim. O an aklımda sadece babam vardı. Şimdi unutmadım tabiki de ama insan bir süre sonra alışıyor. Öyle çok şey var ki içimde. Hep sustuk konuşmak yerine. Benimle konuşmadığın her dakika kalbim parçalara ayrıldı. Lütfen konuş benimle öyle bakma." gözlerim dolmuştu.
Her ne kadar konuşmak istesem de konuşamadım. Kalbim gerçekten kırılmıştı. Nergis Hanım koridorun kapısını açtı. Ağlayan bir Elçin ve gözleri dolu bir Berk le karşılaşınca çok şaşırdı. Hemen yanımıza geldi ve o da bizim gibi oturdu. Hiç ne olduğunu sormadı. Elçin e yaklaştı ve Elçin in başını dizine koydu. Elçin şaşkın şaşkın bakıyordu. Nergis Hanım konuşmaya başladı.

"Neden ağladın Elçin?"
Elçin cevap vermedi. Şuan hiçbirimizin neşesi yerinde değildi. Nergis Hanım hepimizi evlere gönderdi.

Eve gidene kadar ağlamaktan kızarmış mavi gözleri gözümün önünden gitmedi. Sözleri de aklımdan çıkmıyordu.

Kapıyı açtığımda ev gayet topluydu. Salondaki kanepeye oturdum ve Elçin'in benim yüzümden ağladığına inanmıyordum. Ani bi hareketle koltuktan kalkarak televizyon ünitesine ilerledim. Sinirimi bir şeylerden çıkartmalıydım. Aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve vazoyu alıp duvara fırlattım. Vazo parçalara ayrılırken gözlerim dolmuştu. İçimden ufak bir küfür geçirirken elimin kanadığını gördüm. Bi bu eksikti. Banyodaki ecza dolabından sargı bezi, tentürdiyot ve pamuk aldım. Yarayı pamukla temizledikten sonra sargı beziyle sardım.

Merceğimdeki KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin