Kusura bakmayın. Yaz da kitaba ara verdim. Aslında aklımda farklı bir fikir vardı. Hatta 11. bölümü yazmıştım. Ama sildim. Çünkü yazdıktan sonra tıkandım yani devam edemedim. Belki ilerleyen bölümlerde degisiklik olur.
Gözlerimi açtığımda yanımda beni dürten dedeyle karşılaştım. O kadar masum bakıyordu ki yeni doğmuş bebek gibi.
Elinde tuttuğu poşetten bir tane simiti bana doğru uzattı. Elindeki simiti alıp kocaman bi ısırık aldım.Dede ayağı kalktığında bende onunla birlikte kalktım ve koluna girdim.
Çok fazla soru sormama rağmen hiçbir cevap vermedi. Sadece gülümsemekle yetindi.
Dede durduğunda bende otomatik olarak durmuştum. Bir adım geriye çıktı, cebinden dörde katlanmış bir kağıdı çıkardı ve bana uzattı.
Elinde duran kağıdı aldığımda dede ağır ağır yürümeye başladı.Mektubun arkasını çevirdiğimde Elçin'e yazıyordu. Ama şimdi mektubu okuyacak havamda değildim. Çok yorgundum, halsizdim, üşüyordum ve üstüne üstlük hapşurmaya da başlamıştım.
Yolun ortasında beklediğim aklıma gelince mektubu arka cebime koydum. Hastanenin ön kapısına doğru yürümeye başladım. Hastanenin kapısından içeri girdiğimde bi tedirgin oldum ve Ömer'in yanına gidemeyeceğimi anladığım da arkamı dönüp çıkışa yöneldim.
Taksi durağına geldiğimde vücudum buz tutmuştu, dudaklarım soğuktan morarmıştı.
Hemen boş olan taksiye bindim. Birkaç dakika sonra da şoför geldi. Adresi söyleyip arka cebimden telefonumu çıkardığını cevapsız arama vardı. Biri annem biri Berk'ti. Aramaları umursamayarak telefonumu tekrar arka cebime koydum.Yol bi yarım saat kadar sürmüştü. Taksiciye parasını ödedikten sonra yavaşça taksinin kapısını açtım. Kendimi zor bela dışarı attığımda ayaklarımın uyuştuğunu hissettim. Evin kapısına geldiğimde kilimin altındaki anahtarı alıp kapıyı açtım. Şansıma evde kimse yoktu. O kadar halsizdimki yürümeye mecalim yoktu. Merdivenleri teker teker tırmanmaya başladım.
Odama girmeden hemen banyoya yöneldim. Küveti doldurmak için soğuk suyu açtım. Ancak böyle kendime gelebilirdim.Su dolduğunda musluğu kapattım. Kıyafetlerimi çıkarıp vücudumu buz gibi suyun içine bıraktım. Su sanki yavaş yavaş ısınıyordu sanki benim vücudumun sıcaklığı suya geçiyordu ya da ben suya alışıyordum.
Bir on dakika sonra dişlerim birbirine çarpmaya başladı. Ama bu umrumda değildi.
Banyonun kapısı birkaç kere tıklatıldıktan sonra açıldı. Sadece kafası görünen annemin hemen sonra bütün bedeni göründü. Endişeli bir şekilde yanıma geldi.
"Elçin napıyorsun bitanem? Iyi misin?"
Hemen küvetin tıpasını açtı. Birkaç dakika sürdü. Tıpayı yerine takıp sıcak suyu açtı. Sıcak su bütün vücudumu kapladığında üşümem biraz olsun geçmişti. Annem üç kere saçımı köpürttükten sonra duruladı. Ve beni banyodan çıkartıp odama götürdü."Tamam anne gerisini ben halledebilirim. Tesekkur ederim." diyerek yanağından öptüm.
Annem kafasını salladı ve aşağı indi. Bende odama girip ardımdan kapıyı kapatıp kilitledim. Dolabın karşısına geçip bana en bol ve en büyük gelen pijamalarımı giyindim. Yatağa doğru ilerliyordum ki kapı tıklatıldı. Kapı hâlâ kilitliydi. Kapının kilidini açtığımda annem elinde bir bardak süt ile beni bekliyordu. Yatağıma girerken annem de yatağın kenarına oturdu ve bana çocukmuşum gibi sütümü içirdi.Annem üstümü güzelce örtüp alnımdan öptü. Annem odadan çıkmak üzereydi.
"Seni seviyorum anne." dedim. Dönüp bana gülümsedi ve odadan çıktı. Bende bu ilgiden biraz şımarmıştım.
Ben gözlerimi kapatmadan gözlerim kendiliğinden kapanmıştı bile.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merceğimdeki Karanlık
Teen FictionHayatımda hersey çok güzel gidiyorken ilk yıkımı aldım üstelik bu da yetmezmiş gibi ikinci yıkımı da aldım. Ama artık birseyi farketmiştim. Bu yıkıma sebep olan kişileri ben hayatıma sokmuştum. Artık ipler benim elimdeydi. Kimseye hakettiğinden fazl...