"Arındım caddenin küllerinden."

4.8K 365 55
                                    

Motive- İnanma

İçimde ki çocuk tırmalamaya başladı kulağımı yeniden.

İyi okumalar.

"200 Tl tuttu efendim." Diyen kasiyere cebimden iki yüzlük çıkarıp verdim ve torbayı elime aldım.

"Kolay gelsin." Dedim ve marketten çıktım. Yavaşça tanıdık mahalleye yürümeye başladım.

Yarım saattin sonunda geldiğim rengi  solmuş ve eski apartmanla açık olan kapıdan girdim ve ikinci katta çıktım. Eski kahverengi kapıyı hafifçe çaldım.

Kapıyı açan Ahmet'le gülümsedim ve ayakabbılarımı çıkarıp içeri girdim.

"Hoş geldin abi, ver alayım ben torbayı. Zahmet etmişsin gene ne gerek vardı?" Diye mutlu ve mahçup bir şekilde konuşan çocukla gülümsedim ve göz kırptım.

"Ne zahmeti aslanım? Kardeşimsin sen benim. Hem hayırdır niye mutlusun bu kadar?" Dedim içeriye doğru adım atarken. Koltukta uyuyan    Derya abla yaklaştım ve yavaşça üstünü örttüm. Ahmet'in mutfakta olduğunu anlayınca mutfağa girdim.

"Annem bugün bana oğlum dedi abi. İnanılmaz güzeldi hatta saçlarımı okşadı." Diye sevinçle bana bir şeyler anlatan bir yandan da eşyaları yerleştiren Ahmet'e buruk bir tebbesüm verdim.

Derya Abla ben 15 yaşlarındayken tecavüze uğramıştı ve bundan dolayı psikolojisi bozulmuştu. Burası garibanların olduğu bir yerdi o yüzden kimse umursamamıştı doğru düzgün. Ahmet doğduğunda ise ben ve yaşlı bir teyze yardıma gelmiştik ve Ahmet'i birlikte büyütmüştük.

Elimde büyümüştü kereta o yüzden oldukça bağlıydı bana. İlk abiliğimdi o benim ve hâlâ öyleydi. Kayra'ya saldırdığı için kendinden utanıyordu. Saldırmasının sebebini sonradan öğrenmiştim, annesinin ilaçları için para lazımdı ve o da Kayra'yı soymaya kalkmıştı.

"Abi.. ben özür dilerim." Dedi ve dolu olan gözlerini yere dikti. Yanına yavaşça yaklaştım ve ona sıkıca sarıldım.

"Gerçekten böyle biri değilim sadece ilaçları içince annem beni hatırlıyor, oğlum diyor bana ben.. sadece o hissi tekrar tatmak istemiştim. İlaçları olmayıp beni başkası sanmasın istemiştim sadece. Ne desem haksızım ama özür dilerim." Dedi ağlayarak.

"Aslanım yaptığın cidden büyük bir hataydı ama seni yargılayamam. O yüzden üzülme tamam mı? Yaptın bir hata, daha gençsin önemli değil ama bunu bir daha asla tekrarlama." Dedim sırtını sıvazlarken o ise kafasını omzuma gömdü ve başını salladı.

Biraz sohbet ettikten sonra Ahmet'e veda edip kendimi sokağa attım. Sigaramı yaktıktan sonra duvara yaslandım ve öylece sokağı izlemeye başladım. Sokağın önünde dedikodu yapan çingeneleri, öğlen olmasına rağmen sarhoş olan insanları, pislenmiş sokak kedilerini..

Siyah beyaz bir kedi tam yoldan karşıya geçerken hızla geçen bir araç kediye çarptığında hâlâ ona baktım. Yerde can çekişen ve yaşamak için kafasını bir yerlere vuran, her tarafı kan olan kediye doğru koştum.

"Ulan orospu çocuğu, madem çarptın dursana ibne." Dedim ve kedinin yanına yaklaştığımda zar zor nefes alarak yerde yattığını gördüm. Ağzı kanlar içinde kalmış, beyaz tüyleri pislenmişti.

Elimi ona uzattım ve pis tüylerini okşadım hafifçe o ise son kez acıyla miyavladı ve gözleri odağını kaybetti. 

Yanıma yaklaşan minik bir şeyle odağımı ona çevirdim. Büyük ihtimalle annesi olan kediye ve bana acıyla bakan yavru yavaşça annesinin yanına yaklaştı ve ona sürtündü.

/Ankara Bebesi/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin