8.Bölüm

118 10 4
                                    

Yine rutin işler bitmiş Cennet ve Arde'yle terasta  oturuyorduk. Karam sevimli sevimli sesler çıkartıyor yattığı yerde yuvarlanıp dönüyor emeklemeye çalışıyordu. Dün ikinci kontrole gitmiş kızımın sağlığının iyi olduğunu öğrenmiş kalp atışlarını dinlemiş bir kaç saati babamın baş ucunda geçirmiştim. Bazen gözlerini açıyor boş boş bakıp geri yorgun düşüp uyuyordu.

Kız çocuğu olmasına ramen kızım'ın haberi konakta neşeyle karşılanmış ve adına koçlar kesilmişti. Arde benim eski odam zaten pembeydi mobilyaları beyaz alırsan çok güzel olur diye söyleniyordu da söyleniyordu. Oysa ben geri kafaliydim en az üç yaşına kadar benim yanımda kalmasını istiyordum bebeğimin. Cennet "Bahoz ayrı oda konusunda titiz odası geldiğinden beri odasında yatıyor Karam benim de aklım onda kalıyor ama ne biliyim bı yandan iyi ya insan rahat oluyor odasında ...." Deyince Arde de bende kikirdamistik. Arkasından aldığı yastıkları bize atmış kötü kötü bakmayı da ihmal etmemişti.

Arde bana hitaben "yenge sizin abimle aranız nasıl az çok durumu biliyoruz yani öncesini şimdi seni zorluyor mu biseler için?" Deyince bı duraklamis birkaç saniye düşünmüştüm.

" Yok canım hiç bir şekilde beni sıkıntıya sokmuyor. Aksine böyle her an tetikte sanki bişey istesem hemen koşacak gibi çok ilgili sağ olsun..."

"Peki sen gerçekten rahatmisin . Korku tedirginlik varmı?

" Bilmiyorum Arde sanki önceki şeyler hiç yaşanmamış da biz farklı şekilde bı araya gelmişiz şimdi de birbirimize alismaya çalışıyormuş gibi hissediyorum."

"Peki evlendikten sonra şey oldu mu?"

"Arde! Sorduğun şeye bak ya ayıp.."

"Niye ayıp olsun ya konuşuyoruz surda şöyle işte oldumu"

"Yok olmadı"

"Aaaa neden ki doktor mu yasakladi."

"Yooo hiç sormadım oda söylemedi zaten ama ilk Ciflige gittiğimiz akşam bir daha aynı şey olmaz iznin olmadan dokunmam dedi . Sonra da konu hiç açılmadı."

"E açılmaz tabi yenge topu sana atmış senin yaklasmani bekliyordur. Buradaki asıl soru sen gercek bı evlilik istiyomusun . sana dokunmasını istiyomusun.... Diğer yandan bu soğukluk nereye kadar gider bilinmez birde üstüne kuma gelirse hepten sarpa sarar sen kendine yaklastirmassan  olacağı o biri gelir çeler aklını biri gelmesse aşiret illa erkek der."

"Bilmiyorum."

Konuşma böylece son bulmuş ben ise kendi içinde büyük çaplı bı savaşta bulmuştum kendimi...

Bedir'i ilk gordugumde yardım için calmistim kapısını o gün giyindigi o basit takımın içinde okadar ulaşılmaz görünüyordu ki elim ayağım bir an titretmisti. O günden sonra sık sık karsilasir olmuştuk. Kendimce o bana bakmaz tesadüftür demekle yetinmistim. Bir gece çalan kapıyi korka korka açmıştım. Kimimiz kimsemiz yoktu bu saate kim çalmıştı ki kapıyı kötü bişey mi var diye kafamda kura kura kapıya ulasmistim. Kapıyı açtığımda ise karşımda Bedir ağayı gormek kalbimi tekletmisti.

"Ağam...." Deyince tislar gibi gülmüş "ağan sana kurban olsun" diye mirildanmisti geçmek için kapıyı iterken, ben sözlerin etkisine girdigim için afallamistim ve  o rahatlıkla içeri girmiş kapıyı da ortmustu. Yakindik neden bilmiyorum ama çok yakindik..  üzerinden gelen keskin koku basbas bagiriyodu ben alkolluyum diye ama kattiyen sarhoş gibi görünmüyordu da.... Her hareketi bilinçli kendinden emindi.... Daha da yaklaştı. Aptal değildim ne istediğini anlamıştım. Duvarla arasında kalana kadarda oluruna birakma kararı almıştım.  Ne ben bağırmaya yeltendim o gece ne de Bedir ağa canımı yakacak bişey yaptı. Ama göz yaşım dinmemisti.

Dudakları dudaklarıma değdiği an kollarım boynuna dolanmisti. Uzun soluklu bir opusmenin sonunda odan nerde diye fısıldadı kulağıma yine kendi irademle yolu gösterdim. Odaya girince birbirimizden ayrılmadan çocuksu bı heyecan ve büyük bir aceleyle soyunmaya başladık. İkimizde üzerimizdekilerden azat edildigimiz anda elleri belime dolanmış dudakları yine dudaklarıma kapanmisti. Herşey kendiliğinden ilerliyor bize yolu bedenlerimiz ve iç gudulerimiz gösteriyordu. Yatağa yattigimizda beni bedeninin altına gizlenmiş dudakları dudaklarımdan rotasını kaydirmis boynumda hoyratça dolanır olmuştu. Yine bı fısıltı yankılandı kulaklarimda "sıkma kendini" diye... Sonrası benim için bı anlam ifade etmiyordu. ufak bir can acısı bir kaç damla sessizliğine akitilmis göz yasi. Bu dört duvar arasında curuyecek ömrümün en güzel gecesini yaşamak kafiydi.  Sabah yataktaki boslukla uyandım. Bunu anlardım zaten benimle uyuyacağını dusunmemistim de ama kimidinin üzerinde bir balya 200'luk görmek bir an için dünyayı başıma yıkmıştı.

O gün babamla ilgilenmek dışında yataktan çıkmamıştım. Sonraki iki günde aynı tempoda devam etmişti. Herşeyi değiştiren yine bir gece vakti çalan kapı oldu. Bu defa gelen kişi o değil ama onun adamlarından biriydi. Birkaç poşet erzak birde zarf bırakmış gitmişti. Bütün gece zarf bana ben zarfa bakmıştım. Cesaret edip acamamis olmam benden başka kimsenin ayıbı degildi. Ertesi gün bı cesaret acmis ve inci gibi bı yazıyla yazılmış ölüm fermanima baka kalmıştım.

" Sakın herhangi bir beklentiye kapılma ... O gece olanları iyiligimin karşılığı olarak gör senin kaybettigin basit bir zar hayatını kurtardı. Ömrün boyunca bu yardımları almanı saglayacagim. Akıllı bir kızsın ayağıma dolanmaya kalkma ola ki kalktın önce babanın sayılı nefesleriyle oynarım bilesin... Herşey o gecede kalacak ve sen unutacaksin..."

Bir sonuca bile bağlamamıştı yazılanları... Unut demişti. Unuturdum. Tabi karnımda can bulan elaleme göre günah bana göre şefkat tohumu olmasaydı. Kulağıma çalınan berdel haberlerinden sonra büyükçe bi kirginlik yasasam da çok çok babamın ruhu huzura kavusana kadar kalırım burda çeker giderim diye düşünmüştüm. Günler sonra kapıma dikilen Bahoz Ağa'nın adamına kadar , baban için beben için deyip seni koruycam sözü verince kimsesizligim onu abi bellemis yolumu bu konağa çizmişti. Başlarda olan korkum ilk haftadan sonra kaybolmuştu. Herkes kabullenmiş sevildiğimi hissettirmisti özellikle Cennet ve Arde....

Bunca düşünce beni asıl sorudan uzaklaştırmisti. Ben cidden Bedir'in bana dokunmasını istiyormuydum. " Evet " peki o sabah o parayla uyanan ve o mektubu okuyan ben istiyormuydum. "Hayır"

Akşama kadar aynı sorularla cebellesmis yemek saatinde iş yapmam yasak olduğu için direk masaya geçmiştim. Kısa sürede Bedir de dahil herkes masada ki yerini almıştı. Yemek sessizlik ve dinginlik içinde devam ederken bu durumu Bedir'in sesi bozmuş ve tüm ilgi onda toplanmıştı.

"Bav iznin olursa ben bişey söylemek istiyorum. "

" Söyleyesin hele ne oldu"

" Daha önce tedavi konusunda konuşmuştuk. Tedaviyi red etmiştim. Geçen doktorumla konuştum ilaçlarla baya yol kat etmişiz ama buradaki şartlar çok elverişli değil yurt dışında daha kısa sürede sonuç alina bilir dedi. Düşündüm önceden kaybedeceğim tek şey agalikdi. Şimdi Rojda ve kizim var tedavi için gitme kararı aldım. "
"Git tabi oğlum biz en başta dedik sana ama kabul etmedim git bir kac ay sık dişini iyiles gel karına kızına "

" Karım da benimle gelicek üniversiteden bı arkadaşım yeni bı iş kurmuş onunla çalışıp orda yaşama kararı aldım. "

"Ne demek orda yaşamak Bedir "

" Sırtımı size dayadigimda hata yapmaya meyilli oluyorum baba birilerinin arkamı toplamasi beni  hata yapmaya itiyor. Belkide artık gerçek anlamda sorumluluk alma vaktim gelmistir. Kararım kesin."

" Rojda gebe babası burda oğlum bu tek başına alabilecegin bir karar değil. "

"Kemal babanın beyin ölümü gerçekleşmiş baba bu saaten sonra onu o makinalarla hayatta tutmak ağrı çekmesin den başka bişeye yaramayacakmis tabi ki karar Rojda'nin ... Bunu kabul etmem derse Kemal babanın tedaviside orda devam eder."

Konuşmalar Rojda'nin hickirmasiyla son bulmuş kararım kesin diyerek yanımda sarsıla sarsıla ağlayan karımı kucağıma alıp odamıza doğru yürümeye başlamıştım. Onunda öğrenmesi gereken şeyler vardı....

Vuvuvuuu neler oluyor nelerdir

Bir sonraki bölüm odadan devam....

Oy yorum ve önerilerinize açığım....

BenimYolumSensin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin