9.Bölüm

118 9 7
                                    

Bedir ve Rojda

B: Rojda sakin ol bak bebek icin iyi değil böyle kendini kasman helak etmen hadi toparlan biraz....

R: Babammm

B: Evet babamız Rojda babamızın beyni huzura ulaştı. Artık seni ve yaşadığın zorlukları düşünmüyor. Doktorla konuştum. Düzelme ihtimali yok. Ama hala agrilarini hissediyor dedi. Bu konuda bı karar vermelisin. Sende Kemal babada bana yük degilsiniz yaşasın ben razıyım dersen en iyi şartları sunar onuda yanımızda goturmemizi sağlarım.

R: Ben bilmiyorum benim ondan başka kimsem yok...

B: Ben varım ben hep senin sizin yanınızda olucam. Kendimi sana affettiricem. Söz! Ama şimdi uyu olur mu kızımız için....

Rojda başıyla onaylamış ve oturduğu yatağa kivrilmisti. Yaklaşık iki saat o yatakta gözleri kapalı iç çekmiş ben koltukta onu ve sis karnını izlemiştim. Dikkatimi dağıtan şey gözleri kapalı olan Rojda'nin sorusu oldu.

R: Neden gidiyorsun.

B: Tek gitmiyorum birlikde gidiyoruz.

R: Neden

B: Hastayım. Bı gece ,su içerken yada ailece masada yemek yerken ölme ihtimalim var.

R: Nasıl yani neyin var...

B: kalp kapakcigim yok. Daha önce defalarca amelyat için görüşmeler yapıldı. Ama kabul etmedim. Bana göre bu ailenin hepsi mükemmeldi tek curuk yumurta bendim. Bir çok saçma karar verdim. Bulasabilecegim her türlü pisliğe bulaştım. Kendimle sevdiklerimi de boka soktum. Karam'ın annesiz büyümesi Bahoz'un buraları terk etmesi İnci'nin kaçması hepsinin sorumlusu benim.

R: Neden....

B: Kıskançlık . Hep el üstünde tutulan ben olsamda başarılı olan Bahoz oluyordu. Bunuda ben başardım demek için girdiğim her iş ayağıma dolandı. Şimdi yaşamak için sebeplerim var ama kimsenin yüzüne bakacak yuzum yok. Senin bile...

R: Benim bile mi?

B: hihi senin bile...

R: Neden?

B: O gece olanlar... En çokta o mektup. İki gün sonra ölme ihtimali olan bı adamın arkasında bekleyen bırakmama cabasiydi.

R: Yani sen onlarda ciddi degilmiydin.

B: değildim. Hamilelik konusunu hiç düşünmedim kullandığım ilaçlar çocuk konusunda yan etkisi çok olan ilaclardi. Seni yanıma alıp kendi sıkıntılarıma ortak etmek istemedim. Hayatın yeterince zorken birde ben eklenmek istemedim. Bu gün olsemde sen ölene kadar sıkıntı çekme diye bı kaç düzenleme yapmıştım. Ama hayat bizim planlarimiza göre ilerlemiyor malesef. ..

Hadi uyu şimdi yarın babana gideriz...

Gece burda son bulmuş Rojda olduğu yerde Bedir ise oturduğu koltukta kapatmıştı gözlerini....

O gecenin üzerinden 15 gün geçmiş. Rojda kararsız kalıp babasına kiyamasada Allah sesini duymuş olmalı ki babasının kalbi durmuştu. Aşırı Üzüntü ve stres hamileliğini riske sokunca cenaze defin işlerini hızla bitirmiş kırkının okunma ve yemek için adamlarına talimat vermiş  pasaport islemlerini halletmişti. Babasının cenazesinden on gün sonra uçakta ve Bedir'den güç almak ister gibi gerğince duruyordu. Artık ikisi için de yepyeni bir baslangic şansı vardı.

Bahoz bugün ise gitmemiş evdede boş durmak istemediği için kışlık odunları yarmaya başlamıştı. Her ne kadar son bahar iyiden iyiye kendisini belli etse de güneş en tepedeydi ve kavurucu bir sıcak vardı bugün... Karam'i Arde halası almış parka goturucem diyince Bahoz Samet'i de peşine takmıştı. Koskoca konakta temizlikçi kadınlar kaynanam kayın babam ve biz kalmıştık. Yapacak bişey bulamayınca mutfağa geçmiş bol köpüklü soğuk bı ayran yapmış Bahoz'un yanına geçmiştim. Beni görünce tek kası kalkmış "valla içim kurumuştu yavrum" diyerek bardağı almış ve büyük kutugun üzerine oturup duvara yaslanmisti.

"Neden kendini yoruyosun bu işi yapacak bir sürü adamın var."

"Evet var ama boş durup emir buyurmak bana göre değil yapabileceksem kendim yaparım. "

O konuşurken gözlerim gomleginin açık yakasinda parlayan tenine takılmış üst üste yutkunmaya başlamıştım.

" Ne o hanım ağam daha dun gece kayboldugun tenim şimdi hasretlemi kavurur"

Bu adam beni resmen arsız olmaya zorluyordu.

"Kavurur tabi ya erim erkeğim degilmisin?"

Cumlem biter bitmez sağ elimden yakalayıp kendisine çekmiş ve kucağına oturmami sağlamıştı.

" Ağam ne yapıyorsun meydandayiz ayıp"

"Onu cilve yaparken hesap etseydiniz hanım ağam."

"Hsssssst dur ayıp"

"Birazda ben kavrulayim karımın hasretinde"

"Kavrulacakmisin kavuracakmisin?"

Elini burnunun ucuna atmış biraz sıkmış ikiside diye tislamisti. Ben daha ne olduğuna anlamadan önce dudaklarımız birlesmis sonra Bahoz'un kollarında yükselmiştim. Samanliga girene kadar hiç bir şeyi sorgulamasamda samanliga girince niyetini anlamistim.

"Biri duyar biri gelir..."

" Bana güven"

O laftan sonra bişey diyememistim. Önce bı balyanin üzerine oturmuş sonra beni kucağına yerleştirmişti. Yine dudaklarımız birlesmis az önceki tutku sanki harlanmıştı. O hazla kendimi ona sürünce hay sikeyim diyerek anı bı hareketle beni altına almış yukarı toplanan eteğimi iyice aramızdan çıkartmıştı.

"Hay sikeyim cennet çok güzelsin"

Bu cümleyi kadinligima bakarak inler gibi sarf etmesi utandirsa da susmamis konuşmaya devam etmişti.

"Bir daha o odayı karanliga hapsedeni siksinler , bu bedeni her gece her ayrıntısıyla hissetmeli görmeli dokunmaliyim cennet"

Elleri iç camasima uzanmış heyecanlı ve aceleci bı şekilde yana siyirmisti. Parmakları ıslanmış kadınlığımı teet geçmiş tepecigimi oksamisti. Ben inlerken o parmaklarına bulanan zevk sularına bakıyordu. Gözlerini gözlerime dikmis bu nasıl koku diyerek parmaklarından derin bir nefes çekmiş daha sonrada o parmaklarını ağzına almış ve iştahla emmisti. Şu yaptığı bile o an için kasılmama yetmişti.

"Bu nasıl koku kadın bu nasıl tat sen nereden geldin çıktın karşıma...."

Artık takatım kalmamış büyük bir yoksunluk ve istek duyar olmuştum. Onu sadece içimde istiyordum.

"Bahoz...."

"Cennet'immm"

Son sözünden sonra bir kaç hareketiyle serbest bıraktığı erkekliğini kadinligima dayamış....

"Hay sikeyim Cennet çok darsin, sarıp sarmalayip içine hasediyorsun ve ben bu esaret için can atiyorum. "

Hem konuşuyor hem sırılsıklam olan kadinligima ileri geri hareket ediyordu. Ben artık zirveyi hissetmiş kasılmaya başlamıştım kadinligim resmen erkekliğini sagiyor ben kasildikca o inliyordu. İçimdeki sicaklikla onunda doyuma ulaştığını anlamis ve tekrar dudaklarımda hüküm sürmesine izin vermiştim.

Bu küçük ama tutkulu kacamagimiz ise sevgili kaynanamın "Cennet! "diye bagirmasiyla son bulmuş ben saçlarımda ki otları dudaklarimdaki şişliği dusunmeden eteğimi düzeltmiş "efendim ana" diyerek çıkmıştım samanlikdan... Beni görünce önce baştan assagi süzmüş sonra "tövbe tövbe " diyerek "geç oğluna bak" demiş gitmişti. Arde gelmiş olmalı diyerek harekete gectigim an kolumdan tutulmuş Bahoz'a döndürülmüştüm. Saçlarımdan bı kaç ot çekmiş "önce odaya git boynundaki kızarıklığı kapat sonrada saçlarını yola sok samanlikda seviştik diye basbas bagiriyor resmen" diyerek beni odaya yollamıştı. Aynada kendimi gordugum an vücudumdaki tüm kan yüzüme  toplanmisti. Gerçekten ne halt ettiğimiz dört köy öteden anlaşılacak gibiydi. Kapıdan Arde'ye seslenmiş gel Karam'i burda oyala benim duş almam lazım demiş hızla banyoya girmiştim.

Sonrası da hızla giyinip çıkmam ve günlük rutinimizi devam ettirmem olmuştu. Akşam Karam'i uyuturken Rojda'yi aramış uzun sayılacak bı sure konusmustuk. Her akşam mutlaka arıyor yanlız kalmaması için cabaliyorduk.

Hepimiz kendi hayat gayemizdeydik....

Selammmm

Ateşli bir bölümdü....

Oy yorum ve önerilerinize açığım....

BenimYolumSensin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin