B.15 "Kapris"

1.2K 114 35
                                    

Ne kadar geçmişti bilmiyordu. Kaç dakikadır esmer oğlanın dizinde oturduğunu saymamıştı. Tek bildiği öncesine göre çok daha sakin olduğuydu. Bu iyi bir şeydi.

Boynunda ki sızıyı, yaşadıkları saçma dakikaları düşünmek istemiyordu. Başka zaman kafa yorardı belki ama şu an zamanı değildi.

Esmer olanın uyuduğunu düşünmeye başlayacağı kadar zaman geçmişti. Ela gözlerini Doruk'un yüzüne çevirdi. Uzun kirpikleriyle aldığı sakin nefeslerle biraz... tatlı mı duruyordu sanki? Kafasını hızla iki yana sallayıp kendine gelmeye çalıştı. İyice saçmalamaya başlamıştı.

Artık kalkması gerektiğini düşünüp haraketlendi. Tutunacağı bir yer olmadığı için esmer olanın omzuna dokunup kalkacaktı ki bir anda belinde hissettiği dokunuşla irkildi.
Doruk gözlerini derin bir nefes vererek açmıştı.

"Ne oldu?"

Saatin de geç olmasıyla artık daha kısık ve mayışık bakan gözlerini karşısındaki çocuğun gözlerine çevirdi.

"Kalkacaktım. Geç oldu galiba."

Doruk kolunu yüzüyle aynı hizaya getirip bileğindeki saate baktığında zamanın epey bir geçmiş olduğunu fark etmişti. Kafasını yasladığı duvardan ayırıp biraz doğrulduğunda aynı saniyelerde ayaklanmıştı Ege.

Üstünü düzeltmeye başlarken yavaşça aralanan kapıyla ikisinin de dikkati oraya döndü. Sinan içeriye temkinli bir bakış atıp adım atmıştı. Oturan arkadaşının yanına ilerleyip durdu.

Önce Ege'ye sonra yeniden esmer arkadaşına döndüğünde etrafta hiç kavga esintisi görememişti. Ege'yi dövmemiş olsa bile en azından ortalığın çok daha dağınık olmasını beklerdi.

"İyi misin kardeşim?"

Doruk arkadaşına baygın bir bakış atıp ayaklandı. Ayağa kalktıktan sonra elini kısa bir an yüzüne atıp yeni açılan yaralarını yokladı. Kaybetmenin hırsıyla pansuman yapmayı falan düşünememişti.

Ege de aynı şekilde boynundaki sızıya dokunup elini geri çekmişti. Daha görmemişti fakat kendini belli edeceği hissettiği sızıdan bile belliydi. Göt herif dövmemişti belki ama yine de bir şekil zarar vermeyi başarıyordu.

Ege onlara bakmadan dışarı çıkacağı sırada kolundan tutulup durduruldu.

"Ben bırakacağım seni biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum içeri gideceğim sadece."

Doruk bir şey demeden kafasını salladı. Bir an nedense gideceğini düşünmüştü. Kendi umursadığından değil de Cengiz hala bekliyordur diye söyleme isteği duymuştu.

Ege içeri gittikten sonra koyu kahve gözlerini onu izleyen Sinan'a çevirip lavabo kısmına ilerledi. Pansuman yapmasa bile bir elini yüzünü yıkaması iyi olabilirdi.

"Ne oldu burda?"

Yüzüne hızla bir kaç tur su çarptıktan sonra aynada kendine kısa bir bakış atıp ayrıldı.

"Siktir et."

Sinan arkadaşına anlamaz bir bakış gönderip yorum yapmamayı tercih etti.

"Sakinsin değil mi sen?"

"Sakinim şunu şöyle sorup durma anasını satayım ya." diyerek dillendirdiğinin tam tersi şekilde bir tepki göstermişti. Sürekli sorarak bir şeylerin alevlenmesi çok daha kolay oluyordu.

Nefretin KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin