Zifiri Karanlığım

16 1 2
                                    

Yağmur dan

Bana neden geldiğimi sorunca.

-hamileyim!

Dedim ve raporları ona uzattim. O bana hala şaşkınlıkla bakıyordu ve ağzından bir kelime bile çıkmadı. Haklıydı çünkü bende inanamadım ve gunlerce kabullenemediğim çocuğum için ağlamıştım. Bunu ondan gizleyemezdim çünkü çok buyuk bir hata yapmış olacaktım. Çocuğumu gerçek babasından saklayacaktım. Uzun bir sessizliğin ardından biri odaya girdi. Sessizliği bozup.

-Merhaba siz kimsiniz?

Dedi.

-Ben yağmur

-sen o yağmur musun?

Arkadaşı olmalıydı,  galiba o geceyi biliyordu.

-eee.. Hangi yağmur?

-şey gecesi...

-ha evet o benim.

Sessizliğimizi yankı bozdu. Bağırarak ve öfkeli bir şekilde;

-sana asla inanmıyorum bak derdin paraysa çek yazarım kullanırsı-

Bunları duyunca sinirimden yuzune tokatı yapıştırmıştım.

-ben çocuğumu kullanarak senden para koparacak değilim. Zaten derdim seninle evlenmek değil yada çocuğuna sahip çık demiyorum . Sadece haber vermek için geldim. Yıllar sonra çocuğum beni neden babamdan sakladın demesin diye. Ama sen zaten umursamazın tekiymişsin söylesem de söylemesem de hiçbir değişmeyecekmiş. Buraya gelmekle hata etmişim ne halin varsa gör.

Diyip çıkarken arkadaşı beni kolumdan tuttu ve sakin olmamı istedi, ardından ;

-bak şimdi kendisi çok sinirli şuan ve ne yaptığını bilmiyor. Madem inanmıyor o zaman DNA testi yapalım . Bakalım çocuk senin çocuğun mu. Ne dersin?

Zor yutkundum. Ama kabul etmekten başka çarem yoktu çünkü hayır desem yalancı olacaktım bu yüzden evet dedim. Özel bir hastaneye götürdü beni, yanımızda hala arkadaşı vardı. Kan tahlili yapıldı. Testin sonucunu beklerken Yankı lavaboya gitti. Gider gitmez arkadaşı yanıma oturdu ve şunları söyledi;

-Yankı adına gerçekten çok özür dilerim. Onun hayatı hep acı ile geçti kendini kontrol edemiyor ve hiçkimseye inanmıyor. Ne yaşadığını anlatamam belki ama biraz da olsa anlayış gösterirsen çok iyi olur yoksa seni çok kıracak. Senin için söyluyorum.

-Ben hayatımdan çok memnunum sanki, benim çocukluğumda hayatımda hala acı içerisinde. O da beni anlasın. Bende çok şey yaşadım...

- acıları karşılaştıramam ama hayatında onu kimse anlayamadı, o da kimseyi anlayamaz, ondan sevgi veya merhamet bekleme o çok duygusuz ve bitkindir her an kaba davranıp kalbini kırabilir.

Derken lavabodan çıktı yuzume ufak bir bakış attı sonra hemen gözunu devirdi.

...

Yarım saat sonra testin sonuçları gelmişti.

Yankı dan

Testin sonuçlarını getiren doktor okumaya başladı. Belli etmesem de kalbim çok hızlı atıyordu.

Doktor 99.99 oranla çocuğun benden olduğunu söyledi. Bu sefer inanmıyorum diyemedim. Yağmura yalan söyluyorsun diyemedim çünkü gerçekler ortadaydı. Yuzunde hafif bir gulumseme vardı. Ne yapacağımı bilemiyordum, düşünmeden;

-çocuğu aldır!

Dedim. Bağırarak bana şunları soyledi;

-ne diyosun sen o**** ç****** gel dedin DNA testi yaptıralım dedin yaptırdım bide dikiliyorsun karşıma bebeği aldır mı diyorsun. Sen iğrençsin.

Diyip kapıdan çıkıyordu ama bu sefer ben elinden tutup konuşmak istedim yine beni kırmadı.

-onu düşünmeden söylemiştim çok-

-ee yani herşeyi düşünmeden mi söyleyeceksin öyle. Herkes senin oyuncağın değil haddini bil.

Söyledikleri zoruma gitmişti ama hakaret edemedim. Kızamadım sadece içime attım zaten mosmor olan gözlerimi zar zor açıyordum ama ona sorular sormak zorundaydım

-senin ailen nerede?

-Seni ilgilendirmez. Nerdelerse ordalar. Kendi hayatına bak lütfen.

Dedi ve gözlerinin dolduğunu gördüm galiba o da benim gibi yaralıydı.

-tamam ne yapmak istiyorsan yap çocukla özgursun. Ben istemiyorum seni.

Hemen Ali araya girdi;

-ne diyorsun sen öyle. O çocuk seninde çocuğun hiç ister misin çocuğun babasız buyusun herkes onu ezsi-

-ne ezmesinden bahsediyorsun ben annesiyim onun kimse ezemez çocuğumu.

-malesef ne kadar anne de olsan babasının yerini dolduramazsın.
Şöyle yapıyorsunuz Yankı senin zaten evin var Yağmur sen oraya taşınıyorsun ve sadece çocuğunuz için nikahlanıp ufak bir düğün veriyorsunuz. Çocuk doğar doğmaz anlaşmalı boşanırsınız zaten herşey çocuk için değil mi?

İkimizde aynı anda

-ne evlenmesi ya,saçmalama.

-evet evleniceksiniz ama sözleşme imzalayacaksınız tabikide.

ardından Yağmur ;

-Bana düşünmem için 3 gün verin sadece ben kararımı verip size bildiririm.

-Tamam sen bilirsin.

Diyip yollarımızı ayırdık. Bugün resmen baba olacağımı öğrendim. İlk defa içimde bir acı değilde ufaktan sevinç duygusu vardı ama yinede çocuğu istemiyorum. Sonuçta çocuk aşkla, sevdiğim kadından değildi. Ben ne aşık olmayı ne de evlenmeyi istiyordum sadece bulunduğum zifiri karanlığın içinde hapsolmak istiyordum....

Güneş batar batmaz ailemin mezarlığına gittim. Bu geceyi uçurumda değil mezarlıkta geçirmek istedim. Olanları anneme anlattım. Keşke yaşasaydı da ona sarılarak anlatsaydı o yine bana tavsiye verirdi. Babama anlatasım yoktu zaten şuan bi yerlerde kim bilir hangi kadınla yatıyordur.

Ertesi gun babam şirketime geldi leş gibi kokuyordu galiba para istemeye geldi. Yuzume bile bakmadan;

-para verir misin param bitti.

Dedi. Ben de gitmesi için verdim. Yine yuzume bakmadan gitti. Umursamamazlığı yureğime yine hançer gibi saplandı. Gözyaşlarımı tutamadım. Akan gözyaşlarımı silip günüme devam ettim. Gecenin sonu yine içki şişemle uçurumun kenarında oldu. Hayatım her gün böyleydi. Daha doğrusu zifiri karanlığımın içindeydim...

İki gun sonra Yağmur beni aradı ve benimle görüşmek istediğini soyledi. Şirkete gelmesini söyledim.

Zifiri KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin