11'

2.2K 151 18
                                    


Telefonumu bir kenara atıp artık yataktan kalkmam gerektiğini kendime hatırlattım. Okula gitme gereği duymamıştım çünkü zaten mezun olacaktım bu sene ve açıkçası okula gitmeyi hiç sevmiyordum.

Yataktan istemeyerek de olsa kalktım. Bakışlarım tavandaki saate kaydığında gözlerim şokla aralandı. Saat şuan yediydi  ve sadece bir saatim vardı. Yapacak pek birşey de yoktu gerçi ama neyse.

Adımlarımı banyoya yöneltirken evi yapan kişiye içimden bir kez daha küfür ettim. Ne diye yatak odasına da banyo koymadın ki?

Gerçi şöyle bir düşününce bir yandan da teşekkür etmeliyim çünkü jungkook ile güzel bir anınız olmuştu. Her sabah sırf ilk banyoya girmek için erkenden kalkıp tekrar yatıyordum.

Eğer jungkook sizden önce banyoya girdiyse kolay gelsin...

**

Banyodan çıktıktan sonra üstümü giyinmek adına odama yol alırken aklıma gelen şey ile adımlarımın yönünü değiştirip jungkook'un odasına ilerledim. İlk önce kapıyı çalıp bekledim. Ses gelmeyince kapıyı hafifçe araladım.

İçeride kimseyi göremeyince kapıyı tekrar aynı hızla kapattım. Tekrar odama giderken acaba nerde diye düşünmeden edemedim. Çünkü birazdan çıkacaktık ve o evde bile değildi.

Üstümü giydikten sonra aşağı salona inip koltuğa oturduktan sonra telefonu elime alıp jungkook'un numarasını sağa kaydırıp kulağıma götürdüm.

Birkaç kere denedikten sonra açmayınca endişelenip mesajlara girdim.

Taehyung:
Jungkook neredesin
Jungkooook
Bak aramalarımı da açmadın
Endişeleniyorum
Jungkook lütfen cevap ver

Görüldü

Jungkook:
Taehyung sen git orada buluşalım

Taehyung:
Tamam ama sen nerdesin
Birşey mi oldu

Jungkook:
Soru sorma işte taehyung
Bir işim çıktı
Sen git, orda buluşuruz

Taehyung:
Tamam geç kalma

Görüldü

Telefonu bir çırpıda pantolonunun arka cebine tıkıştırıp televizyon sehpasının üstünden arabanın anahtarını alıp kapıya yöneldim.

Arabaya binip çalıştırdım. Sadece yarım saat kalmıştı ve umarım jungkook geç kalmaz. Gerçi neden onu almayı teklif etmedim? Gidip alsam mı...?  yada dur zaten geleceğini söyledi.

Gaza basıp araba ile sinema salonuna doğru ilerlemeye başladım. Sadece film izlemiyecektik. Film saat sekizde başlayıp on gibi bitecekti ve sonrasında da eve gelip birşeyler yapmak güzel olabilirdi... Eve gitmeden önce o çok sevdiği muzlu sütlerden almak onu çok mutlu ederdi.

**

On dakikadır burda yani sinema salonunun önünde arabayı park etmiş bir şekilde arabaya yaslanarak jungkook'un gelmesini bekliyordum. Şimdiye kadar gelmesi gerekirdi gerçi.

İnsanlar önümden geçip giderken 'woow bu kim taehyung değilmi? , burda ne işi var? ,sevgilisi nerde acaba?'
Falan filan... diyip geçerken son kez kolumdaki saate baktım. 10 dakika kadar kalmıştı. Belkide saha az.

Jungkook nerdesin.. en az 20 kere aramış ve bir ton mesaj atmıştım. Hiçbirine bakmaması daha da sinirimi bozarken burnuma değen su damlası ile bakışlarım yukarı kaydı. Yağmur yağacaktı sanırım ki zaten yağıyordu.

Daha ne kadar bekleyebilirdim bilmiyordum ama film çoktan başlamıştı. Yağan yağmur ile elimdeki iki ıslanmış bilete bakıyordum. Neden gelmemişti anlamıyorum?

Bileti elimde buruşturup yere fırlattıktan sonra son kez içimden jungkooku aramak geçti. Fakat yapmadım. Neden arayacaktım ki onu? Madem gelmeyecektin  bari haber verseydin. Umarım mantıklı bir açıklması vardır yada dur ne olursa olsun onu kolay kolay affedebileceğimi düşünmüyorum.

Yağmur git gide şiddetini daha da arttırırken içimden biraz daha beklemek geliyordu. Beklesem ne değişecekti ki? Film çoktan başlamıştı.

Bu şekilde biraz daha diyerek geçen dakikaların farkına varmadan şemsiyeler eşliğinde sinema salonundan çıkan insanlara kaydı bakışlarım.

Saat on olmuş muydu? İnsanlar koşarak ilerlerken görüş alanıma insanların arasında olan jungkook girdi.

İnsanlar yavaşça görüş alanımdan çıkarken kafasından aşağı su dökülmüş derecede ıslak olan jungkook biraz daha yaklaşırken ona arkamı dönüp arabaya ilerledim.

Bak aslında gitmek istemiyordum ama içimden bir ses de defol git sana bir bahane üretecek ve sende aptal gibi onu affedeceksin diyor.

O yüzden geldiğimden beri kilitlemedigim arabama ilerledikten sonra sol kolumu kapıyı açması için kaldırdığımda sağ kolumdan çekilip birden arkamı dönmemle sol kolum havada kaldı.

"Bırak!" Bir hiddetle bağırıp kolumu hızla çekmiştim.

"Taehyung özür dile-.." onu dinlemeden sözünü yarıda kesip konuştum.

"Ne o özür mu diliyorsun? Jungkook burada saatlerce seni bekledim ama sen gelmedi-.." bu sefer ise o benim sözümü kesmiş ve bir çırpıda konuşmutu.

"Taehyung bir dinle."

"Neyi dinliyim jungkook?! Gelmeyecektin bari haber verseydin de aptal gibi burda saatlerce seni beklemeseydim. Hatta biliyor musun..."

Bakışlarım bir saniyeliğine jungkook'tan ayrılıp havaya yönelmişti. Ardından tekrar aynı sinir ile jungkook'a dönüp dudaklarımı araladım.

"Keşke seni değilde eunji'yle gelseydim.  En azından o senin gibi yapmazdı değil mi?"

Onu arkamda bırakıp tekrar arabaya yöneldikten sonra kapıyı açıp içine bindim. Anahtarı çevirdikten sonra jungkook'a bakmadan ordan hızla ayrıldım.

Ordan sonra eve nasıl geri geleceği umrumda bile değildi. Nedense şuan her an patlayacak bir alev topu kadar sinirliydim. Daha önce hiç bu şekilde birini beklememiştim.

Söylediklerimin ağır olduğunu da düşünmüyorum. Hatta az bile. Hızlı hızlı solurken göğsüm aşağı yukarı hareket ediyordu.

Eve gidecektim fakat onu görmek bile istemiyorum. O yüzden hızla odama çıksam iyi olurdu. Yoksa tekrar sinirlenip patlayabilirdim.





Helüüüü🖐🏻 yb ile tekrardan merhabaa düz yazı ve içinde minnacık bir texting olan bir bölümdü. Bir sonraki bölüm.ise tekrar texting olcak milet! Ozaman diyecek pek birşey olmadığından Taekooklu günler 🐯🐰💖

weird roommate  《Taekook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin