Bölüm 7 Dağ Evi (Part I)

33 11 11
                                    

Merhabaaa 👋🏻(15.07.2022)

Yeni bölüme hoş geldiniz efenim.

Başlayalım mı?

Zevkle okumalar.

*

(Üç hafta sonra)

"Hafta sonu Bolu'daki dağ evimizde toplanıyoruz. Vizelerin bitişini kutlayıp hep birlikte kafa dağıtacağız. Siz de geliyorsunuz kızlar. Ona göre! Kimseye söz vermeyin!"

İşte Mert'in bu davetiydi bizi hafta sonu için ailelerimize yalan söylemeye iten.

Ayrıca tabii ki Gökçe ve onun hafta sonu gezisinde azıcık da olsa Cenk'le baş başa geçireceğini zannettiği zamanın hayaliydi.

Fikrimi dahi sormadan Mert'e olumlu cevap vermişti Gökçe. Öyle ya da böyle Tekinoğlu kardeşlerle birlikte Bolu'ya gidiyorduk, hafta sonunu birlikte geçirecektik.

"Kızım bu fırsatı nasıl geri tepebilirdim? Tabii ki hemen kabul ettim. Düşünsene... Cenk Tekinoğlu ile birlikte geçireceğim hafta sonunu... Tanrım, biliyorum beni çok seviyorsun. O yüzden de değerlendirmem için fırsatlar yaratıyorsun. Çok teşekkür ederim."

Gökçe'nin bu kadar başına buyruk davranması cidden beni sinir ediyordu. En azından, yalandan da olsa fikrimi sorabilirdi.

"O anda dönüp de bir baksaydın, arkadaşım ne dersin, sana da uyar mı deseydin incilerin mi dökülürdü, salak şey?"

Oturduğu halının üzerinde hazırladığı ufak valizin başından kalkmış, üzerinde bağdaş kurduğum yatağında hemen yanıma bedenini bırakmıştı Gökçe. Kollarını omuzlarımdan aşırdı ve sarıldı arkadaşım. "Oyy benim alıngan, tripli arkadaşım. Özür dilerim. Söz bir daha böyle bir durumla karşılaşırsak soracağım."

Sağa sola salınarak sarılırken kendince sevimlilik yapıyordu şapşik. Ama her zaman da beni ikna edebiliyordu.

"Zaten tamam demeyecek miydin bebişkom? Beni üzmezsin sen. Bunu bildiğim için de seni yormayayım dedim." Her şeye de verecek bir cevabı vardı.

Gözlerimi devirip "Ne kadar da düşünceli bir arkadaşım var! Çok şanslıyım!" dedim.

Gökçe gülüyordu. "Hazır mı valizin? Bak yarın sabah Tekinoğluları geldiğinde koşturmaca olmasın. Her şeyin tam ve hazır olsun!"

"Hazır tatlım, hazır! Ben senin gibi her saat başında bir kombin değişmeyeceğim için çabuk hazırlandım. Merak etme!"

***

Sabah sekiz buçukta gelmişti Mert. Arabasının ön kapısını açmış Gökçe'yi yanına oturması için yönlendirmişti.

Arka koltuğa yerleştiğim sırada ise valizlerimizi bagaja yerleştiriyordu Mert.

Çok geçmeden yola çıktığımızda ise Gökçe'yi hayal kırıklığına uğratan haberi paylaşmıştı bizimle. "Bahadır, Şule ve arkadaşını almaya gitti. Cenk de Arda ve Ulaş'ı alıyor. Yaklaşık aynı anda dağ evine varacağız yani."

Şule afeti de hafta sonu bizimle olacaktı. Bu Gökçe için hiç de hoş bir haber değildi.

Arka koltukta otursam da bu haberle Gökçe'nin yüzünün asılıp modunun düştüğünü çok net anlayabiliyordum.

Ortamın buz kesmiş havasını ısıtmak amacıyla söze girdim. "Çok kalabalık olacağa benziyor. Yatacak yer sıkıntısı çeker miyiz?"

"Ev kocaman, merak etmeyin!" demişti Mert dikiz aynasından bakarak. "Altı tane yatak odası var. Dokuz kişiyiz ama odaları ikişerli olarak bölüşebiliriz. Yalnız bizim Arda takıntılıdır. Odasında başkasının kalmasından hoşlanmaz. Ona bir oda verdikten sonra geri kalanları hallederiz."

Raflar ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin