Bölüm 3 İnek

40 13 59
                                    

Merhabaa! 👋🏻 (20.06.2022)

Medyadaki Gökçe'ye selam veriniz lütfen 🤭

Haftalık yayımlamayı planladığım 'Raflar Arasında'nın bu haftaki bölümünü hafta başından paylaşmak istedim. ((ne çok hafta dedim bu arada 🤦🏻‍♀️))

Başlayalım o halde

Zevkle okumalar.

*

Öğleden sonra olan ilk dersimiz için pek de erken olmayan bir vakitte kalkmıştım. Uyumak cidden iyi gelmişti bana. Uykuyu seviyordum, bu bir gerçekti.

Gökçe ise çoktan uyanmış, banyoyu ele geçirmiş, önünde yığınla makyaj malzemeleri olan aynaya dikkatlice bakıyordu.

Kollarımı göğsümün üzerinde bağladım ve banyo kapısının çerçevesine yaslanıp "Günaydın deli!" diyerek dikkatini dağıttım. Güldürüyordu beni onun bu kendine has halleri.

Anında bütün bedeniyle bana dönmüştü.

"Yavru kuşum söylesene; şu mu daha hoş görünüyor, mu mu?"

Yüzünün her iki yanına farklı renklerde makyaj yapmış, hangisinin ona daha çok yakıştığını soruyordu Gökçe. Cidden bazen fazla abartıyordu.

"Sol taraf!" deyiverdim düşünmeden. "Toprak tonları sana çok yakışıyor, biliyorsun."

"Tamam" deyip yüzünü yıkamak için lavaboya eğilmişti Gökçe. Şimdi bir fasıl da asıl makyajı için uğraşacaktı.

Onu banyoda ulvi uğraşıyla bırakıp kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa ilerledim. Bugün en azından koşturmadan, rahatça kahvaltı yapabilirdik.

*

"Hadi prenses, kahvaltıya gel artık!"

Çayı demlemiş, kahvaltı masasını hazırlamış, üstüne bir de menemen yapmıştım. Ama Gökçe hala ortalıklarda yoktu.

Sesimi duyar duymaz "bir dakika" diye seslenmişti.

Az sonra eline tuttuğu askıdaki birkaç kıyafet ile mutfak girişinde belirdi. "Sence bunu mu giyeyim, yoksa bunu mu, yoksa bunu mu?"

Tereddüt içindeki bakışlarıyla cevabımı bekliyordu arkadaşım. "Nihayet kombin seçimini üçe düşürdüm, ama hala karar veremiyorum. Yardım et bana Damla."

Sağ elinde tuttuğu mini etekli, pudra mavi takımı gösterdim. "Şu güzel. Onu giyinebilirsin."

"Harikasın bebeğim! Ben de onu giymeyi düşünüyordum." deyip arkasına dönüp odasına ilerledi.

"Nereye? Gel de kahvaltı yapalım!"

"Bana on saniye ver. Hemen geliyorum." demişti seslenerek. Elindekileri odasına bırakıp kahvaltı için mutfağa geri geldi.

***

Derse girmek için erken bir vakit olsa da Gökçe'nin Cenk avı için saat on biri gösterdiğinde okula varmıştık.

Salınarak girdiğimiz kantinde tabii ki ilk gözümüze çarpan her zamanki yerlerinde oturmuş sohbet edip gülen, Tekinoğlularının da içerisinde olduğu kalabalık arkadaş grubuydu.

Kantinde ilerlerken Mert bizi çoktan fark etmiş ve el sallayarak seslenmişti. "Gökçe! Hey!"

Bizimki için bulunmaz bir nimet gibiydi bu fırsat. Çünkü Mert onlara katılmamız için masalarına çağırıyordu bizi.

Raflar ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin